Uyuşma, uzlaşma, anlaşma, fikir birliği. Ona güvenmişti. Aralarında sessiz bir mutabakat vardı. (İlgili cümle kaynağı: Doğan Sofracıoğlu)
Uygunluk.
Uyum. "Görmüyor musunuz; Allah, yedi göğü birbirleriyle bir mutabakat içinde yaratmıştır?" (Nuh Suresi, 15. Ayet)
Mutabakata varmak: Uyuşmak.
Mutabakat sağlamak: Uyuşmak, uzlaşmak, anlaşmak.
Mutabakat Mektubu: (ticaret) İki firma arasındaki cari hesapların karşılıklı olarak aynı olduğunun kontrolünün yapılması için bir tarafın diğer tarafa "sonuç aynı olduğunda onaylayıp geri göndermesi için gönderilen" mektup.
Mutabakat Zaptı (Metni): Uzlaşılan konularda yapılan ön anlaşma.