Kış manzarası |
- Astronomik olarak, Kuzey yarı kürede 22 Aralık - 21 Mart tarihleri arası, Güney yarım kürede 22 Haziran - 22 Eylül arası, yani kış dönencesinden ilkbahar ılımına kadar süren soğuk mevsim.
- Meteorolojik olarak, ılıman iklimli Kuzey yarı kürede Aralık, Ocak ve Şubat aylarında, kuzey kutup bölgelerindeyse Ekimden Mayısa dek süren kar yağışının olduğu mevsim.
- Tavuk gibi kümes hayvanlarını kovalamak ve kuşları ürkütmek için ardı ardına tekrarlanarak söylenen bir ünlem.
Kış ile ilgili deyimler ve anlamları
İçinde "kış" kelimesi geçen deyimler, açıklamaları ve örnek cümleler:
- Kış basmak (bastırmak): Kışın şiddetli soğukları başlamak: Kış basmıştı artık, soğuktu orman (C. Çiçek). Kış bastırdı, lapa lapa kar yağdı. (İ. Kuzi)
- Kış görmek:(deyiminin anlamı) Kış mevsiminde çok soğuk havalar geçirmek: İstanbul 171 sene sonra Birinci Abdülhamit zamanında gene müthiş bir kış gördü. (Ayın tarihi)
- Kış görmemek: Kış mevsimi şiddetli ve soğuk geçmemek: Kış görmez sahralar mı istersiniz, yaz görmez serin yaylalar mı, yoksa karlı dağlar mı, her şey mükemmeldir. (B. Emil)
- Kış günü: Kış soğuğunda, kış mevsiminde: Kış günü, hava soğuk, her an yağmur, kar yağabilir; çatının hemen yapılması lazım ama elde para yok. (M. Küçük)
- Kış kıyamet: Çok zorlu kış, kar, tipi: Yürünülecek mesafe çok uzun değildi. Ancak kış kıyamet buna aman vermiyordu. (H. Alptekin)
- Kış olmak: Havalar çok soğuk, yağmurlu ve karlı gitmek: Ne yazın yaz ne de kışın kış oldu. Nedir derdin Ağrı Dağı, neden kuşların kurtların sustu? (M. Adıbeş)
- Kış yapmak: Hava çok soğuk ve karlı olmak: O sene müthiş bir kış yaptı. (O. Özdeş)
- Kışı çıkarmak: Kış mevsiminin sonuna dek bir yerde kalmak: Ben gidiyorum, dedi. Sulucakarahöyüğe varacağım. Bir evde veya dergahta misafir olursam kışı orada çıkarırım! (B. Büyükarkın)
- Kışı geçirmek: Kış mevsimini bir yerde geçirmek, kışlamak: Eğer izin verirse kışı orada geçirir, bahar gelince başımızın çaresine bakarız. (D. Saral)
- Kışı getirmek: Kış henüz gelmemişken kışlık elbise giymek ya da kışa mahsus şeyler yapmak: Bulvar dükkanlarında çeşit çeşit dondurmalar yazı, helvalar kışı getirir. (Dergâh)
- Yaz kış: Bütün sene boyunca: Sınırından yaz kış akan ince bir ırmak geçerdi. (M. Atabarut)
Kış ile ilgili atasözleri ve anlamları
İçinde "kış" sözcüğü geçen atasözleri ve açıklamaları:
( * yaygın bilinen )- Kış aygır gibi girip, kısrak gibi çıkar: Kışın başlangıcının zorlu ve sert olmasına rağmen, sona erdiğinde aynı ölçüde rahatlatıcı ve sevindirici olduğunu ifade eder. Kışın zorlu koşulları, sona erdiğinde büyük bir hafiflik ve mutluluk getirir.
- Kış geldi, başımıza iş geldi: Kış aylarının zorluk ve sıkıntılar getirdiğini ifade eder. Kış, açık hava işlerini zorlaştırır ve günlük yaşamda çeşitli zorluklara neden olur.
- Kış gökte kışlanmaz: Kışın yüksek ve açık alanlarda daha sert geçtiğini ve bu nedenle yüksek yerlerde kışı geçirmenin daha zor olacağını ifade eder (?).
- Kış gözü kara olur:
- Kış mevsiminin sert, acımasız ve zorlayıcı olduğunu ifade eder. Kış, soğuk ve zorlu hava koşullarıyla insanları sınar.
- Kış aylarında havaların karanlık, kasvetli ve zorlu geçtiğini ifade eder. Kış mevsiminde günler daha kısa, hava bulutlu ve kapalı olur, bu da mevsimi daha ağır kılar.
- Kış güneşine, yaz yağmuruna güvenme: Kış aylarında çıkan güneş ısıtıcı ve kalıcı olmaz; yaz yağmurları da bunun gibi geçicidir, güvenilmemelidir.
- Kış günü çocuğa benzer, bazen güler bazen ağlar: Kışın ne zaman yağış olacağı belli olmaz. Havalar sık sık değişiklik gösterir.
- Kış günü saat saate uymaz: Kış aylarında havanın sürekli değişken olduğunu ifade eder. Kışın hava koşulları belirsizdir ve hızlıca değişebilir; bu nedenle önceden tahmin etmek zordur.
- Kış havasına bakıp yola çıkma, yaz havasına bakıp yolundan kalma: Olumsuz hava koşullarına göre tedbirli olunması ve kötü hava şartlarında yola çıkılmaması gerektiğini, ancak güzel havalara da aldanıp sorumlulukların ihmal edilmemesi gerektiğini ifade eder. Hava koşullarının yaşam üzerindeki etkilerine dikkat çekerken, temkinli ve sorumlu davranmanın önemini vurgular.
- Kış kışlığını, kuş kuşluğunu gösterir (yapar)*: (atasözünün anlamı) Her olay, her varlık yapacağını yapmaktan geri kalmaz.
- Kışın dumanlı, yazın yağmurlu olsun (Yağmurluca yazın olsun, dumanlıca kışın olsun): Kışın devamlı soba yakıp her tarafın duman olacak kadar soğuk ve karlı geçmesini, yazın da havanın bol yağmurlu olmasının arzu edildiğini ifade eder (?).
- Kışın eken yazın biçer: Tarlasını ekim zamanı eken ve gerekli özeni gösteren kişi hasat zamanı istediği ürünü alır.
- Kışın ekmeksiz, yazın gömleksiz yola çıkma: Herhangi bir işe veya yolculuğa başlarken gerekli hazırlıkları yapmanın önemini ifade eder. Eksiksiz ve uygun şekilde hazırlanmadan yola çıkmak, zorluklara neden olabilir.
- Kışın gözü yaşlıdır: Kış aylarında kar ve yağmur daha çok yağar.
- Kışın iğne deliği kadar yerden deve kadar soğuk girer: Küçük bir açıklığın bile büyük bir etki yaratabileceğini ifade eder. Küçük ihmallerin veya önemsiz gibi görünen ayrıntıların, ciddi sonuçlara yol açabileceğini vurgular.
- Kışın işi, yazın yemişi bol olur: Her mevsimin kendi özelliklerine ve getirilerine sahip olduğunu ve doğru zamanda doğru işlerin yapılmasının önemini vurgular.
- Kışın koca öküze bakmazsan, yazın derisini yüzersin: Geçimimizi sağlayan şeylere önem ve bakım göstermediğimizde, ihtiyacımız olduğunda bu şeylerin işimize yaramayacağını ifade eder.
- Kışın meşakkati yaz başına kadardır: Kişi ne kadar zor geçse de, yaz gelirken bu zorluklar unutulur.
- Kışın ocak başı, yazın dağlar başı: İnsanların mevsimlere göre yaşam ve çalışma düzenlerini değiştirmeleri gerektiğini ifade eder. Kışın soğuktan korunmak için evde kalmak, yazın ise serinlemek ve rahatlamak için açık havada, doğada vakit geçirmek gerektiğini anlatır.
- Kışın yaba al, yazın soba al: Yazın kullanılan malı kışın, kışın kullanılan malı da yazın alırsak daha ucuza mâl etmiş oluruz.
- Kışın yaşa yazın taşa oturulmaz:
- Gerek yazın, gerek kışın vücudumuzu soğuktan korumalıyız.
- Her mevsimin ve durumun kendine özgü olan koşullarına uygun davranmalıyız.
- Kışın ziyafeti ateştir: Soğuk kış günlerinde en büyük lüksün ve konforun ateşin sıcaklığı olduğunu ifade eder. Kışın sert ve zorlu koşullarında, ısınmak temel ihtiyaç haline gelir.
- Kışta donup ölmekten, yazda yiyip/kokup ölmek yeğdir: Zor ve dayanılmaz koşullarda acı çekerek ölmektense, daha hafif şartlarda ölmenin daha tercih edilebilir olduğunu ifade eder. Soğuk ve zorluklarla dolu bir ölüm yerine, daha katlanılabilir bir durumda ölmek yeğdir.
- Kıştan sonra bahar olur: Her zorluğun sonunda mutlaka bir rahatlama ve güzel günlerin geleceğini ifade eder. Yaşanan sıkıntıların ardından huzur ve mutluluk gelir.
- Ağustosun yarısı yaz, yarısı kıştır*: Ağustos ortalarında yaz sıcaklarının bittiğini anlatır.
- Alçacık dağlara kar yağsa kış değil mi, kişi kendi halini bilse hoş değil mi?: Her durumda ve her yerde belirli koşulların geçerli olduğunu ve kişinin kendi durumunu, sınırlarını bilmesinin ne kadar önemli olduğunu ifade eder. İnsanın kendini tanımasının ve gerçekçi bir şekilde değerlendirmesinin erdemini vurgular.
- Allah dağına göre kar verir/verir kışı*: "Allahü Teâlâ herkese dayanabileceği ölçüde sıkıntı verir" anlamında söylenen bir atasözü.
- Ana tavuğa kış(3) deme, civcivlerinden olursun: Küçük bir olay karşısında öfkeyle hareket eden çok daha büyük kayıplarla karşılaşır.
- Ateş kış gününün meyvesidir (çiçeğidir) (Od kış gününün gülistanıdır): Kişinin ihtiyaçlarının mevsimine göre değiştiğini, soğuk ve zorlu kış günlerinde ateşin, rahatlık ve sıcaklık sağlayan en değerli şey olduğunu ifade eder.
- Ayvası bol olan senenin, kışı çok olur: Ayva meyvesinin bol olduğu yıllarda kışın uzun ve sert geçeceği şeklinde bir inanışı ifade eder. Doğadaki bazı işaretlerin, mevsimlerin nasıl olacağına dair ipuçları verdiğine inanılır.
- Benzeye benzeye yaz, benzeye benzeye kış olur*: Günler birbirinden çok farklı olmadığı hâlde hava yavaş yavaş ısınarak yaz, aynı biçimde yavaş yavaş soğuyarak kış olur.
- Berduşun şaşkını, gözlük takar kış günü: Gereksiz ya da zamansız işlerle uğraşan insanların yaptıklarının anlamsız olduğunu ifade eder. Yanlış zamanda doğru olmayan şeyler yapmak, kişinin akılsızlığını veya beceriksizliğini gösterir.
- Bir bulutla kış olmaz: Küçük bir belirti veya işaretten, beklenen büyük sonucu kesin olarak elde edemeyeceğimizi ifade eder. Tek bir küçük işaret, büyük bir değişiklik ya da sonuç için yeterli olmayabilir.
- Dağ başına kış gelir, insanın başına iş gelir*: Dağ başında kışın nasıl fırtına eksik olmazsa kişinin yaşamında da yıpratıcı olaylar eksik olmaz.
- Dağın kışına bakma, Allah'ın işine bak: İnsana fazla güvenmemek gerekir. Çünkü insan olduğu için isteyerek veya istemeyerek yanlış yapabilir. Ama Allah hiçbir zaman yanlış yapmayacağı için sadece Allah'a güvenilmelidir.
- Deme kış yaz, oku yaz: Mevsimlerin veya diğer olumsuz durumların zorluklarına takılmak yerine öğrenmeye ve bilgi edinmeye odaklanmanın önemini ifade eder. Her koşulda çalışma, öğrenme ve gayret gösterme, başarı ve ilerleme için esastır.
- Eşkıyanın (ihtiyarın, fukaranın) düşkünü, beyaz (hasa) giyer kış günü*: Daha önce iyi bir durumda olan kişi bu konumunu kaybettiğinde uygun olmayan, yersiz davranışlarda bulunur.
- Evlenmesi bir alaca kuş, geçinmesi bora ile kış: Evlenmenin başta çekici ve kolay görünebileceğini, ancak evliliğin devamında karşılaşılan zorlukların ve geçim sıkıntılarının fırtınalı ve zor olabileceğini ifade eder; evliliğin sorumluluk ve zorluklarına dikkat çeker.
- Gönlün yazı var, kışı var*: İnsan kimi zaman neşeli, hayat dolu, iyimser olduğu gibi, kimi zaman da bunalmış, bezgin, kötümser olur.
- Her evin işi, her dağın kışı kendinedir: Herkesin kendi yaşadığı yer veya durumla ilgili sorumlulukları olduğunu ifade eder. Başkalarının yaşadığı zorluklar veya görevlerle ilgilenmek yerine, her bireyin kendi evi veya yaşamıyla ilgilenmesi gerektiğini vurgular.
- Ilıya ılıya yaz gelir, soğuya soğuya kış gelir: Yaz yaklaşırken havalar yavaş yavaş ısınmaya başlar, kışın gelişi de tıpkı bunun gibi havaların yavaş yavaş soğumasından belli olur.
- İncir yaprağı deve tabanı kadar olmayınca yaz gelmez: İnsanlar, kışın soğuk zor günlerinde, yaz aylarının hiç gelmeyeceğini sanırlar.
- İşini kış tut da yaz çıkarsa bahtına* (Kış hazırlığı gör de yaz gelirse kadere): İnsan, işleri hep ters gidecek gibi önlem almalıdır; bu sayede işler kötü giderse zarara uğramaz, yolunda giderse de elbet daha çok sevinir.
- İt kışı geçirir/çıkarır amma gel derisinden sor: Zorlukların atlatılabileceğini ancak bu süreçte büyük yıpranmaların olacağını ifade eder. Kişi sıkıntılı dönemleri aşar, fakat bu süreç onu fiziksel veya ruhsal olarak olumsuz etkiler.
- Kaçan rüzgar esse kış değil mi, yoksul halin bilse hoş değil mi?: Fırsatlar kaçtıktan sonra yeniden karşılaşılmasının pek mümkün olmadığını ve fakirlerin tutumlu ve kanaatkâr olmayı bilmeleri gerektiğini anlatır (?).
- Kalendere "kış geliyor" demişler, "titremeye hazırım" diye cevap vermiş*: Hiçbir şeyi kendine dert edinmeyen kimse, yaşamdaki en sevimsiz, hatta rahatsız durumları bile hoş karşılayabilir.
- Kar çiftçinin yorganıdır: Kışın yağan kar toprağın zararlı etkenlerden korunmasını ve dinlenmesini sağlar.
- Kar toprağın bereketidir: Kışın kar toprağı korur, dinlendirir, daha verimli yapar.
- Kar toprağın mayasıdır: Kışın yağan kar, toprağı susuz bırakmaz ve daha verimli hale getirir. Dolayısıyla kar toprağı beslemiş olur.
- Kar yağar, bereket artar: Kar toprağı koruyup, nemli tuttuğundan verimini de artırır.
- Kar yağdı izler örtüldü, yağmurlar yağdı yarıklar ӧrtüldü: Her mevsimin yaşam için gerekli bir takım özellikleri mutlaka bulunur.
- Kar yağınca ya el üşür ya ayak: Kış mevsiminin en önemli özelliği soğuğu ve kar yağışıdır.
- Kar yerin gömleğidir: Kışın yağan karın toprağı koruyucu ve besleyici bir etkisi olduğunu ifade eder. Kar, toprağın üstünü kaplayarak, verimin artmasına ve toprağın korunmasına yardımcı olur.
- Kar yılı, var yılıdır: Kışın kar ne kadar çok yağarsa, o yıl ürün o kadar bol olur.
- Kara dut yaprak döktü kış, kara dut yaprak açtı yaz: Her mevsimin kendine özgü özellikleri olduğunu ifade eder. Kışın bazı şeyler sona ererken, yazda aynı şeyler yeniden başlar; her iklimin kendine ait döngüleri ve zamanları vardır.
- Kara kış alemin yüzünü ağarttı: Zorlu kış koşullarının doğayı beyaz bir örtüyle kaplayarak temiz ve parlak bir görünüm verdiğini ifade eder. Aynı zamanda, sıkıntılı dönemlerin ardından gelen temiz ve aydınlık günleri de simgeler.
- Kara kışta karlar, martta yağmaz, nisanda durmazsa değme çiftçinin keyfine*: Kışın kar yağar, martta yağış olmaz, nisanda da çok yağmur yağarsa o yıl bol ürün alınır; çiftçinin yüzü güler.
- Karıncadan ibret al, yazdan kışı (kışa) karşıla (hazırlan)*: Çalışabildiğimiz günlerde çalışamayacağımız kötü günleri düşünerek hazırlık yapmalıyız.
- Kavak, yaprağını tepeden dökerse kış çok olur*: Kışın yaman geçeceğini anlatan bir gözlem. Kavak ağacının yaprakları tepeden dökülmeye başlar, aşağıdakiler daha sonra dökülürse o yıl kış çetin olur.
- Kıbleden geldi kışımız, Allah'a kaldı işimiz: Gelen kötü hava şartları zorlu geçecek mevsimin habercisidir (kıble: Güneyden esen rüzgâr).
- Kırağı kış yapar: Her mevsim başlamadan önce doğada bir takım değişiklikler meydana getirir (kırağı: Su buğusunun soğuk havalarda, yerde, bitkiler, ağaçlar ve öteki nesneler üzerinde donmasıyla oluşan ince tabaka).
- Kimin tavuğuna kış(3) demişiz*: Yaptıklarımızla veya söylediklerimizle kimi rahatsız etmişiz.
- Korkma zemheri kışından, kork nisanın beşinden, öküzü ayırır eşinden: Özellikle toprakla uğraşan karakış soğuklarını, ürüne zarar verecek, çalışmalarını engelleyecek fırtınalara tercih ederler.
- Leyleği kuştan mı sayarsın, yazın gelir kışın gider* (Leylek benim nice komşum, yazın gelir kışın gider):
- Bazı insanlar çok çalışkan ve hevesli görünürler, ama bir süre sonra bıkar işi bırakırlar.
- Bazı insanların dürüstlüğü, çalışkanlığı iyi huyluluğu gelip geçici olur.
- Koşullar sertleştiğinde ya da zorlaştığında yan çizenlere güvenmemek gerekir.
- Malı kırağı öldürür, kışın adı çıkmıştır: Tarımsal ürünlere asıl zararın kırağı gibi beklenmeyen hava durumlarından geldiğini, ancak kötü şöhretin kışa yüklendiğini anlatır (kırağı: Su buğusunun soğuk havalarda, yerde, bitkiler, ağaçlar ve öteki nesneler üzerinde donmasıyla oluşan ince tabaka). Benzer şekilde, gerçek sorunlar başka olsa da bazen insanlar genellikle yanlış yere suç yüklerler.
- Mangal kenarı kış gününün lalezarıdır: Kışın soğuk ve karlı günlerinde mangal etrafında geçirilen zamanın, kışın kendine özgü keyifli bir yanı olduğunu ifade eder. Her mevsimin, insanlar için keyifli ve zevk alınabilecek yönleri vardır.
- Martın on beşi yaz, on beşi kış: Mart ayında havanın değişken olduğunu ifade eder. Ayın yarısında hava sıcak olabilirken, diğer yarısında soğuk olabilir.
- O dağa yağdı, bu dağa yağdı, sen hala "Kışa ne var?" diyorsun: Havalar iyi gitse de kişi kış mevsimi başlarken tedbirini almalıdır. Aksi halde zor durumda kalabilir.
- Padişahım yazın yaz olsun, kışın kış olsun demişler: Her şeyin kendi mevsiminde ve zamanında olması gerektiğini ifade eder. Her şeyin doğal döngüsüne uygun şekilde yaşanması gerektiği, her mevsimin kendi özelliklerini taşıması gerektiği vurgulanır (?).
- Palamut çok (çabuk) biterse, kış erken olur*: Kimi olaylar onu izleyecek olayların da habercisidir.
- Sabahın kızıllığı akşamı kış eder, akşamın kızıllığı sabahı güz eder*: (Halk meteorolojisi ve gözlemlerine göre) Sabahleyin tanyeri kızılsa o günün akşamı hava soğur, güneş kavuşurken kızıllık çoksa ertesi gün hava güze döner.
- Üzümü kışın dondurursan, yazın ondurur: Üzüm yeşermeye başladığında bağa gerekli özeni gösterirsen mevsimi geldiğinde o bağdan istediğin gibi ürün alırsın.
- Yaz ayransız, kış yorgansız olmaz: Her mevsimin kendine has ihtiyaçları ve gereksinimleri olduğunu ifade eder. Her durumun ve zamanın kendine özgü ihtiyaçları vardır.
- Yaz cennetin, kış cehennemin nişanesidir: Yaz aylarında çok kolay olan yaşam şartları, kış aylarında insanlara çok zorlu günler geçirtir.
- Yaz diye yola çıkarsan kışı gözüne al: Bir işin veya planın sadece olumlu yönlerine odaklanmanın yeterli olmadığını, olası zorlukları da göz önünde bulundurmanız gerektiğini ifade eder. Her duruma hazırlıklı olmak, başarı için önemlidir.
- Yaz fakirin, kış zenginin: Yaz aylarında giyinme, barınma, ısınma ve beslenme masrafları az olduğundan fakirler bu dönemi mutlu geçirirler. Kışın ise bu masraflar artar bu dönemi de zenginler mutlu geçirebilirler.
- Yaz kışı besler: Yazın havalar ne kadar sıcak olursa, kış için o kadar çok yağış ve soğuk oluşturur.
- Yaz var kış var, bitmedik ne iş var: Yapılması gereken işleri bir kenara bırakıp gamsızca yaşayanlara mahsus teselli sözü.
- Yaz yalan, kış gerçek*: Yaz sorunsuz bir mevsimdir çabucak gelip geçer ama kış hem güç, hem de uzun sürer.
- Yaz yaz gerek, kış kış: Her şeyin doğal akışına ve düzenine uygun şekilde gerçekleşmesi gerektiğini ifade eder. Yazın sıcak, kışın soğuk olması, mevsimlerin kendi özellikleriyle yaşanmasının önemini vurgular.
- Yazdan kışa hazırlık gerek: Gelecekte karşılaşılacak zorluklara karşı önceden hazırlıklı olmanın önemini vurgular. Yazın rahat zamanlarını, kışın ihtiyaç duyulacak hazırlıkları yapmak için kullanmak gereklidir.
- Yazın ağzını havaya açan kışın göğe bakar: Geleceğini düşünmeyip zevk ve eğlenceye dalan kimseler gelecekte sıkıntı içinde yaşarlar.
- Yazın araması, kışın taraması olmazsa herkes besler mandayı*: İyi bir iş yapılmaya çalışılırken karşılaşılan sıkıntılara herkes kolay kolay katlanamaz.
- Yazın artığı kışın katığıdır: Yazın bolca elde edilen yiyeceklerin kışın da tüketilmek üzere saklanması gerektiğini ifade eder. Yazın hazırlanan ve saklanan gıdalar, kışın zorlu şartlarında değerli birer kaynak olur.
- Yazın azıksız, kışın yağmurluksuz yola çıkma: Herhangi bir işe koyulmadan veya yolculuğa çıkmadan önce mevsimine göre gerekli hazırlıkları yapmanın önemini ifade eder. Yazın yiyeceksiz ve kışın yağmurluksuz yola çıkmak, zorluklarla karşılaşma riskini artırır.
- Yazın başı pişenin, kışın aşı pişer (Yazda beyni kaynayanın, kışta kazanı kaynar)*: Zamanında çaba gösteren, emek veren ileride güç duruma düşmez, önceki çalışmalarının karşılığını görür.
- Yazın çalışan, kışın gülüşür (Yazın yorulmayan, kışın kurulmaz)*: Yazın çalışan kışın rahat eder.
- Yazın gölge hoş, kışın çuval boş (Yazın gölge kovan, kışın karın ovar)*: İyi ve güzel günlerde çalışmayıp sadece rahatına bakan kişi, kötü günler geldiğinde güç durumlara düşer.
- Yazın gölgede oturanın, kışın kardır ekmeği: Yazın tembellik eden veya hazırlık yapmayan kişilerin, kışın zor durumda kalacaklarını ifade eder. Yazın yapılan hazırlık ve çalışma, kışın zorluklarıyla başa çıkmak için önemlidir.
- Yazın yanmayan, kışın ısınmaz (Yazın sıcakta terleyen, kışın soğukta üşümez / Yaz günü terlemeyen kış günü donar)*: Gençliğinde tembellik edip çalışmayan yaşlandığında rahat bir yaşam süremez.
- Yazın yorulmayan, kışın rahat edemez (Yaz yorgunluğu kış rahatlığı içindir): Elinde fırsat varken çalışıp kazanmayan fırsat elden gittiğinde başkalarına muhtaç kalır.
- Yurtta geçirilen bir kış, yabanda geçen yüz bahardan iyidir: Kendisini ait hissettiği yerde yaşamak insanlara daima huzur ve mutluluk verir.
- Zemheri yazdan, ağustos kıştan: Kış ne kadar soğuk ve sert geçerse, yaz da o kadar sıcak geçer.
- Zürefanın düşkünü beyaz giyer kış günü* (Şehir oğlanının düşkünü, ak sade giyer kış günü): Daha önce iyi bir durumda olan kişi bu konumunu kaybettiğinde uygun olmayan, yersiz davranışlarda bulunur (zürefa: zarif kimseler).
Soru/Yorum Formu
»