İçinde türlü türlü şeyler bulunan kap ya da yer. Edebiyat fazlasıyla derin bir kuyu, bir kırkambar (Kolektif). Ortaya bu karmakarışık kitap çıktı. Eskilerin "kırkambar", "ne ararsan bulunur derde devadan gayrı" dediği türden... (M. S. Koz)Kırkambar - (mecazi) Birçok şeyler bilen, birçok konuda geniş bilgisi olan kimse. Ahmet Mithat Efendinin bir hayli yazısını, romanını okumuştum. Ona bir zamanlar "Kırkambar" derlerdi; o gerçekten kırkambar idi de. Zamanına göre bilmediği yoktu... (K. N. Duru)
- (halk dilinde) Çerçi (çeşitli eşyalar satan kimse). O zamanlar mahalle bakkalları her şeyin tedarik edilebileceği çerçi tarzında veya kırkambar gibi şeylerdi. Ekmek de olurdu, çivi de. İp de olurdu, orlon da, düğme de bulunurdu. Cevizin yanında kına, biber veya kök boyası da görebilirdiniz... (F. Alpkıray)
- (denizcilik) Gemiyle taşınan petrol, tahıl, paket, yük gibi karışık kargo ve mal. (...) bir çok kimselere ait farklı farklı eşyanın hep birlikte aynı gemide deniz yolu ile taşınmasını ifade eden "parça mal mukavelesi" veya "kırkambar mukavelesidir". (İktisadi Araştırmalar Vakfı)
- (argo) Değişik birçok sigara izmaritinin karıştırılmasıyla elde edilmiş tütün. Kırkambar tütününden bir sigara daha sarıp parkamın kalabalık sağ cebindeki kalem ve evrakın içinde kibrit kutusunu arıyordum. (İlgili cümle kaynağı: Y. M. A. Beyhan)
Kırkambar nedir ne demektir? Anlamı
( 0 soru/yorum )
Soru/Yorum Formu
»