|
| Döküm |
- Dökülme zamanı: Yaprak dökümü.
- (teknik) Yüksek sıcaklıklarda eritilmiş madeni şeklini almasını istenilen kalıba döküp soğutma işi: Demir döküm.
- Bir şeyi ayrıntılarıyla anlatma, ortaya koyma: Hesap dökümü.
- Toplama: Kasanın dökümü.
- (sinema) Çekime başlanmadan önce çekim senaryosunun taranmasıyla meydana gelen çalışmaların kestirme ve düzenli olmasını sağlayan program.
- Dökülme biçimi: Kumaşın dökümü.
Döküm ile ilgili deyimler ve birleşik kelimeler
İçinde "döküm" kelimesi geçen deyimler, birleşik kelimeler, açıklamaları ve örnek cümleler:
|
| Döküm radyatör (kalorifer peteği) |
|
| Demir döküm tencere |
|
| Döküm tava |
- Döküm ağzı: Erimiş bir maddenin kalıba dökülmesini sağlayan oluk biçimindeki ağız.
- Döküm almak: (deyim) Ayrıntılı hesap listesini toplu olarak göstermek: Pazartesi, hesapların dökümünü alıp aylık rapor hazırladı. (C. Tan)
- Döküm çıkarmak: (deyim) Bütün hesap işlemlerini bir listeye yazmak: Deposundaki her şeyin yazılı dökümünü çıkardı.
- Döküm barutu: Bir kalıba erimiş patlayıcı karışımını döküp soğuduktan sonra kalıptan çıkararak üretilen barut çeşidi.
- Döküm çapağı: Bir döküm parçasında, döküm kalıbının birleşme yerinden taşan madenin bıraktığı yassı ve çıkıntılı iz.
- Döküm kalıbı: Sıvı haline getirilmiş metallerin döküldüğü kalıp.
- (bir şeyin) Dökümünü yapmak: (deyim) Bir şeyin ayrıntılarından yararlanarak vardığı ya da varacağı durumu ortaya koymak: Kongre'de düşüncelerinin dökümünü yaptı ve 'Yurdumuzun bütünlüğü, devletimizin bağımsızlığı', ilkelerini ortaya koydu. (G. Elibal)
- Dökümcülük: Döküm işleri yapma zanaatı, dökmecilik.
- Dökümhane: Metal döküm işi yapılan yer.
Soru/Yorum Gönder