Paha nedir? Pahalı ne demektir? Paha ile ilgili atasözleri, deyimler ve anlamları

Güncellenme: Soru/Yorum: 0
Pahalılığı anlatan avuç içindeki küçücük minyatür bozuk paralar
Paha, pahalılık

Fiyat, eder, değer, karşılık: Yükte hafif pahada ağır neyimiz varsa aldık, yollara düştük. (H. Acar)

  • Pahalı: Fiyatı yüksek olan; fiyatlı: Çeşit çeşit pahalı marka kol saatleri, pahalı oyuncaklar, değerli hediyeler gelmişti oğlana. (F. Önal)

Paha ile ilgili deyimler ve anlamları

İçinde "paha ve pahalı" kelimeleri geçen deyimler, açıklamaları ve örnek cümleler:

  • Paha biçilmez: Değeri ölçülemeyecek kadar yüksek: Aranızda iki paha biçilmez emanet bırakıyorum: Biri Allah'ın kitabı, diğeri Ehlibeyt'imdir. (Hadisi Şerif)
  • Paha biçmek: Değerini oranlamak ya da saptamak: Mücevherlere paha biçmek için ışıkta bir o yana bir bu yana evirip çeviriyordu.
  • Pahadan düşmek: Ucuzlamak, değeri azalmak: Mevsimi geçince pahadan düşen elbiselere baktı.
  • ... pahasına: Karşılığında, uğruna, ... için: Osmanlı İmparatorluğu yüzlerce neslin kanları pahasına, canları pahasına, aşkları, sevgileri ve her çeşit maddî varlıkları pahasına kurulmuş, gelişmiş, kökleşmiş ve tam 626 yıl ihtişamla yaşamıştır. (M. Turgut)
  • Pahalıya gelmek: Fiyatı çok yüksek olmak, yüksek fiyattan almış olmak: Fabrikasını kurmadan otomoil yapmaya kalkarsak, bu otomobil bize çok pahalıya gelir. (N. Alsan)
  • Pahalıya ödetmek: Birine, yaptığı bir hatanın karşılığını fazlasıyla ödetecek tarzda davranmak: Bu saygısızlığını ona çok pahalıya ödetmiş.
  • Pahalıya patlamak (mâl olmak, oturmak): Çok fedakarlıkla ya da çok para harcanarak meydana gelmiş olmak veya karşılığında gerekenden fazla yük altına girilmiş olmak: Balkan savaşları hayli pahalıya patlamıştı (N. Devlet). Restoran yemeği beklediğimden daha pahalıya mâl oldu.
  • Pahaya çıkmak: Fiyatı yükselmek, değeri artmak, pahalanmak, pahalılaşmak: Yiyecek şeyler pahaya çıkmıştı. Halk kıtlıktan korkuyordu.
  • Pahaya geçmek: Sanki pek değerliymiş gibi, bir şey istendiğinde vermemek, isteyenden esirgenmek.
  • Astarı yüzünden pahalı olmak (pahalıya gelmek):
    1. Bir işin ikinci derecede önemli bölümünün gideri ya da emeği, birinci derecedekini aşmak: Neyle göndereceksin, postayla göndermeye kalksan astarı yüzünden pahalı. (N. Sargın)
    2. Bir işe harcanılan para ya da emek, elde edilen sonucun değerini aşmak, o sonuca değmemek: Müşterim yoksul bir köylüydü, özel otomobille gidip gelsem astarı yüzünden pahalı olurdu. (K. Burkay)
  • Ne pahasına olursa olsun: Her şeyi göze alarak, her şeye razı olarak: Her şeyi geride bırakıp vatan uğruna ne pahasına olursa olsun savaştınız. Biz ise hiç sıkıntı çekmeden sizin kazandığınız vatanda yaşayıp gidiyoruz. (İ. Sarı)
  • Pabuç pahalı:
    1. Birinin uğraşmaya kalkıştığı kimsenin, kendinden güçlü çıkması durumunda söylenir: Baktı, pabuç pahalı, işi şakaya vurdu.
    2. "Durum tehlikeli, işin sonunda zararlı çıkmak var" anlamında kullanılır: Fakat pabuç pahalı idi. Meydana çıkan postu deldiriyordu. (A. E. Kavaklı)
  • Sıçan deliğine paha biçilmez olmak: "Güç bir durumda sığınacak bir yer bulmakta güçlük çekmek" anlamında kullanılan bir söz.
  • Ucuz pahalı dememek (Ucuza pahalıya bakmadan): Yüksek veya düşük fiyatlı olduğuna aldırmadan: Girdik alışveriş merkezine, ucuz pahalı demeden herkese bir şeyler beğendi (S. A. Polat). Nesi varsa ucuza pahalıya bakmadan satar ve güzel bir hane inşa ettirir. (M. Kaplan)
  • Yükte hafif pahada ağır: Taşınması kolay, değerli (eşya): Hırsızlar da yükte hafif pahada ağır olan eşyaları yükleyip köşkü terk ettiler. (İ. H. Er)

Paha ile ilgili atasözleri ve anlamları

İçinde "paha ve pahalı" sözcükleri geçen atasözleri ve açıklamaları:
( * yaygın bilinen )

  • Pahalı alan aldanmaz (Ucuz alan pahalı alır)*: Ucuz mal dayanıksız, kötü çıkıp kısa süre sonra yenisini almak gerektirdiğinden pahalıya mal olur.
  • Pahalıdır hikmeti var, ucuzdur illeti var* [Ucuzdur vardır (bir) illeti, pahalıdır vardır (bir) hikmeti]: Ucuz malın sonradan ortaya çıkacak bir kusuru, pahalı malın da öyle satılmasını gerektiren haklı bir nedeni ve kaliteli bir yönü vardır.
  • Arkadaş paradan daha pahalıdır: Dostlukların değeri para gibi maddi ölçütlerle saptanamaz.
  • Astarı yüzünden pahalı: Bir nesneyi temin etmek için katlanılacak fedakarlık kendi değerinden fazla olunca söylenir.
  • Aş taşınca kepçeye paha olmaz*: Sıkışık zamanlarda önemsiz gibi görünen şeylerin değeri artar.
  • Buğday başak verince, orak pahaya çıkar*: Bir şeye gereksinim artınca o şeyin değeri de artar.
  • Çarşı da mum pahalı, körün neyine: İhtiyaç duyulmayan bir şeyin, ne kadar değerli olursa olsun, o kişi için bir anlam taşımadığını anlatır.
  • Irz insanın kanı pahasıdır*: İnsan ırzını, namusunu korumak için canını verir.
  • İnsan insanın kanı pahasıdır: Birbirini candan seven kimseler birbirleri için her fedakarlığı yaparlar.
  • Kurt ne bilir katır pahalıdır: Bencil kimseler kendi menfaatlerini düşünürlerken başkalarına ne kadar zarar verdiklerini düşünemezler.
  • Namusa paha biçilmez: İnsanın onuru, iffeti ve şerefinin hiçbir maddi değerle ölçülemeyeceğini ifade eder. Namus, insanın en değerli varlığıdır ve korunması her şeyin üzerindedir.
  • Ucuz insandan, pahalı lakırdı çıkar: Değersiz veya kalitesiz insanların genellikle boş ve abartılı konuşmalar yaptığını ifade eder.
  • Ucuzdan pahalısı, pahalıdan ucuzu yoktur: Ucuz bir malın uzun vadede daha fazla masraf çıkararak pahalıya mâl olacağını, pahalı ve kaliteli bir malın ise uzun ömürlü olup hiçbir masraf çıkarmayarak ucuz maldan daha ucuza gelebileceğini ifade eder.
  • Ucuzlukta alır, pahalılıkta satar: Bazı açıkgöz insanlar bir malı ucuzlayınca bol miktarda alıp stok eder, pahalanınca satışa çıkarırlar.
  • Paran ucuz olursa sen pahalı olursun [Parası (akçesi) ucuz olanın kendisi kıymetli olur]*: Paraya çok değer vermeyen, parasını esirgemeyen kimseye herkes değer verir, saygı duyar. Eli açık kimseyi herkes sever.
  • Söz ne kadar ucuz ise iş o kadar pahalıdır: Konuşmanın kolay olduğunu, fakat bir işi gerçekleştirmek için emek ve kaynak gerektiğini ifade eder. Söz vermek basit olsa da, işi yapmak büyük çaba ve sorumluluk gerektirir.
  • Tavşan ne kadar büyük ise pahası iki akçadır: Bir şeyin değerinin büyüklüğüne veya görkemine bakılmaksızın, gerçek değerinin bilindiğini ifade eder. Bu atasözü, bir şeyin değerinin görünen fiziksel özelliklerine değil, gerçek ve içsel niteliklerine dayandığını anlatır.
  • Tay yetişmedikçe ata paha biçilmez*: İş gören bir şeyin yerine yenisi alınmadığı sürece eskisinin değeri ölçülemez.
  • Yürük ata paha olmaz*: İşini ivedilik ve yeterlilikle başaran kimsenin değeri çok büyüktür.

Paha ile ilgili birleşik kelimeler

  • Ateş pahasına: Çok pahalı: On aydır harp var. Her şey ateş pahasına... (N. F. kısakürek)
  • Canı pahasına: Canını tehlikeye atarak, ölümü göze alarak: Yarası ağırdı ama omuzlarında ki yük bu yaradan daha önemliydi canı pahasına O'nu korumalıydı. (E. Karadeniz)
  • Hayat pahalılığı: Yiyecek, içecek, giyecek vb. geçim maddelerinin pahalı olması: Bu hayat pahalılığında, sırf emekli maaşı ile geçinmek zor! (T. Akansu)
  • Kanı pahasına: Yaralanmasına ya da ölümüne mâl olarak veya göz önünde bulundurarak: II. Abdülhamit'in cevabı şu şekildeydi: Ülkemin bir çakıl taşını bile satamam. Çünkü o benim değil halkımındır. Bu devlet onu kanı pahasına aldı, kanı pahasına yaşattı. Birilerinin gasp etmesine izin vermeksizin kanımız pahasına da koruruz...
  • Yok pahasına: Son derece ucuz, değerinden çok ucuza, ölü fiyatına: Ben akşam pazarından geç dönerim. Çünkü kalanları yok pahasına verirler. (Füruzan)