- Havada yol almak ya da düşmeden durmak: Uçak uçuyor.
- Gaz ya da buhar durumuna geçip havada dağılmak: Eter ve alkol çabuk uçar.
- Yüksek bir yerden düşmek: Otomobil yardan uçtu.
- Rüzgar vb. bir neden dolayısıyla yerinden ayrılmak: Bu gece tahta perde uçmuş.
- Uçuş yapmak, uçakla vb. gitmek: Yarın Paris'e uçuyor.
- Patlayıcı bir maddeyle atılmak: Köprü havaya uçtu.
- (Renk için) Solmak: Rengi uçmuş.
- Dalgalanmak: Rüzgardan etekleri uçuyordu.
- Çok hızlı gitmek: Uça uça geldik.
- Çok sevinerek normal dışı davranışlarda bulunmak: Haberi duyunca sevincinden uçtu.
- Çalınmak: Bizim kalemler uçmuş.
Uçmak ile ilgili deyimler ve anlamları
İçinde "uçmak" kelimesi geçen deyimler ve açıklamaları:
- Uç baba torik: Hiç olacak şey mi, hadi oradan, hadi canım sen de, atma, saçmalama.
- Uçan kuşa borcu olmak: (deyiminin anlamı) Pek çok kimseye, hiç akla gelmeyecek kişilere bile borcu olmak.
- Uçan kuştan medet ummak: Sıkıntılı bir durumdan kurtulmak için, olmayacak yerlerden, kişilerden yardım ummak.
- Uçup gitmek: Kaybolmak, yok olmak.
Soru/Yorum Formu
»