![]() |
Kalaylı bakır kap |
- 232 °C derecede eriyen, atom numarası 50, atom ağırlığı 118,7 olan, gümüş beyazlığında, 7,29 yoğunluğunda, kolayca dövülüp biçim verilebilen yumuşak bir element. Kalay, bakır kapları kalaylamak vb. birçok işte kullanılır.
- Bu elementin bakır bir kaba kaplanmasından oluşan ince tabaka: Kalayı dökülmüş bakır kaplarda pişen yemek, insanları zehirleyebilirdi. (E. Erkoç)
- (mecazi) Aldatıcı görünüş.
- (argo) Sövme, küfür.
- Kalaylamak:
- Zehirlenmeyi önlemek için, ateşte eritilen kalayla bakır kapları kaplamak: Kimi kap kacak kalaylıyor, kalaylayıp parlattığı tencereler ışıl ışıl parlıyor. Sanırsın ki ayna. (Z. Aygül)
- (argo) Adamakıllı sövmek, sert bir dille kınamak: Kendine laf edenleri iyice kalaylıyordu. (M. Ş. Korkusuz)
Kalay ile ilgili deyimler ve anlamları
İçinde "kalay" kelimesi geçen deyimler, açıklamaları ve örnek cümleler:
- Kalayı basmak: (argo) Adamakıllı sövmek: Herif öyle bir kalayı bastı ki, deme gitsin. (F. Develioğlu)
- Kalaycı körüğü gibi (solumak): Göğsü inip kalkarak hızlı hızlı, sık sık nefes almak: Göğsü kalaycı körüğü gibi inip kalkıyor, nefes alışları düzensiz, her tarafı ateşten yalım yalım. (Y. Bahadıroğlu)
- Kalaylı kaptan su içmek: (Erkek için) Akrabasıyla ya da yakından tanıdığı biriyle evlenmek: Komşu kızı almak, kalaylı kaptan su içmek gibidir. (Atasözü)
- Altı alay, üstü kalay: (halk dilinde) İçi, dışı gibi özenilmiş olmayan; içi, dışı gibi gösterişli olmayan şeyler için söylenir.
- Dışı kalaylı, içi alaylı (İçi alaylı, dışı kalaylı): Dış yüzü iyi ve çekici olmakla birlikte aslında kötü ve işe yaramaz şeyi anlatır: Numaracılığın, kışkırtmacılığın cılkını çıkarmadım, dışı kalaylı içi alaylı aracımı açık oto pazarında fötr şapkalı bir kadayıfçıya ateş pahasına sattım.
Kalay ile ilgili atasözleri ve anlamları
İçinde "kalay" sözcüğü geçen atasözleri ve açıklamaları:
( * yaygın bilinen )
- Kalaylı bakır küflenmez*: Doğru, temiz bilinen iş ve kişi kötülenemez, lekelenemez. Değerli, dürüst kişiler ve işler ne kadar çok karalanmaya çalışılırsa çalışılsın değerlerini kaybetmezler.
- İş insanın kalayı(dır): Çalışmanın ve üretken olmanın insanı geliştirdiğini, güzelleştirip olgunlaştırdığını ifade eder. Emek harcamak, kişinin hem karakterine hem de hayatına değer katar.
- Komşu kızı almak, kalaylı kaptan su içmek gibidir*: En iyi tanınan kız komşunun kızıdır. Bu nedenle en iyi evlilik komşunun kızıyla yapılan evliliktir anlamında söylenir.
- Terbiyesiz insan, ruhsuz ceset (kalaysız kap) gibidir: Terbiye ve ahlaka sahip olmayan kişilerin, bir şey ifade etmeyen, sadece fiziksel varlığı bulunan objeler gibi olduğunu belirtir. Terbiye ve edep insanın değerini ve kişiliğini oluşturur.
Soru/Yorum Gönder