Küçük nedir ne demektir? İlgili deyimler ve anlamları

Güncellenme: Soru/Yorum: 0
  1. Boyutları benzerlerine kıyasla daha kısa olan, büyük karşıtı: Küçük tencere, küçük balkon, küçük ayakkabı vb.
  2. Daha az yaşlı: Küçük dayı, küçük kardeş vb.
  3. Niceliği az olan, nicelikçe önemli ölçüde olmayan: Küçük bir para. Küçük bir kalabalık.
  4. Niteliksiz, sıradan, bayağı: Küçük hesap, küçük adam vb.
  5. Geri aşamada: Küçük bir görev.
  6. Minyon.
  7. Çocuk, yavru: Küçüğün gündeliğini vermeyecek misin? Hey küçük, baksana biraz!


İlgili birleşik kelime ve fiiller


  • Küçük bey:
    1. Zengin ailenin erkek çocuğu.
    2. (alay) Çıtkırıldım, şımarık genç.
    3. Yaşlı birinin, kendisinden yaşça küçük olan erkeğe kibarca seslenişi.
  • Küçük dil: Damağın arkasında yukardan aşağıya sallanan dile benzer küçük uzantı.
  • Küçük gelmek: Ölçüleri uymamak, gerekli ölçüden ufak olmak.
  • Küçük görünmek: Gerçek yaşından genç göstermek.
  • Küçük hanım:
    1. Zengin ailenin kız çocuğu.
    2. (alay) Çıtkırıldım, şımarık kız.
    3. Yaşlı birinin, kendisinden yaşça genç bir kıza kibarca seslenişi.
  • Küçüklü büyüklü: Büyük küçük hepsi bir arada.


İlgili deyimler ve anlamları


İçinde "küçük" kelimesi geçen deyimler ve açıklamaları:

  • Küçük dağları ben yarattım demek: (deyiminin anlamı) Çok böbürlenmek, büyüklenmek.
  • Küçük düşmek: Değeri ya da onuru sarsılmak.
  • Küçük düşürmek: Birinin değerini ya da şerefini sarsmak.
  • Küçük görmek: Değer vermemek.
  • Küçük köyün büyük ağası: Büyüklük taslayan kimse.
  • Küçük dilini yutmak: (Korku, şaşkınlık vb. durumlarda) Şaşa kalmak, dona kalmak.
  • Küçükle küçük, büyükle büyük olmak: Her yaştaki kişilere karşı dostça, arkadaşça davranmak, onlarla anlaşabilmek.
( 0 soru/yorum )