Bey nedir ne demektir? Bey ile ilgili atasözleri deyimler ve anlamları

Güncellenme: Soru/Yorum: 0
Osman Bey rolünü oynayan Burak Özçivit
Osman Bey
(B. Özçivit)
  1. Varlıklı, zengin ve ileri gelen.
  2. Oymak, beylik ya da küçük devlet başkanı: Osman Bey. Orhan Bey. Aydınoğlu Umur Bey. Karaman Beyi.
  3. İskambil kağıtlarında birli, as: Maça beyi.
  4. Erkek adlarından sonra getirilerek "bay" anlamında kullanılır: Ali bey. Mehmet bey. Kaymakam bey.
  5. Eskiden komutan anlamında kullanılırdı: Uç beyi. Alay beyi. Sancak beyi.
  6. Erkek eş, koca: Beyim eve gelmiş, hoş gelmiş.
  7. (anatomi) Aşık kemiğinin çukur yüzünün arkasındaki yumru bölge.

Bey ile ilgili deyimler ve anlamları

İçinde "bey" kelimesi geçen deyimler, açıklamaları ve örnek cümleler:

  • Bey devesi (danası) gibi yan gelip geviş getirmek: Hiçbir iş yapmadan yiyip içip keyfine bakmak.
  • Bey (Beyler) gibi yaşamak: Bolluk içinde rahat bir yaşam sürmek: Gerçekten nine torun, Almanya'dan gelen para ile bey gibi yaşıyorlardı (G. Dayıoğlu). Topraklarının geliriyle beyler gibi yaşıyordu. (T. Yücel)
  • Bey oturmak: Aşık kemiği çukur yüzü yere, yumru yüzü üste gelerek durmak: Aşık daima bey oturmaz (Atasözü)
  • Beyim: Erkekler için kullanılan hitap sözü: Aman Beyim, sen ambar teftişi misin, yoksa? (K. Tahir)
  • Maça beyi gibi kurulmak: Saygısızca yayılarak oturmak: Arka koltukta maça beyi gibi yayılmış... (M. Savaş)

Bey ile ilgili atasözleri ve anlamları

İçinde "bey" sözcüğü geçen atasözleri ve açıklamaları:
( * yaygın bilinen )

  • Bey ardından çomak çalan çok olur*: Güçlü kimseler güçlerini yitirince ya da ölünce, ardından söz söyleyen ve kötüleyen çok kişi çıkar.
  • Bey aşı borç, düğün aşı ödünç*: Beyin sofrasından yiyenin bu ağırlamaya karşılık vermesi çok güç olduğundan bir borç olarak kalır. Ama bir düğün yemeği yiyen kişi, günün birinde kendisinin yapacağı düğüne daha önce düğününde yemek yediği kişiyi çağırarak onunla ödeşebilir.
  • Bey beyliğini verir, kız kızlığını vermez: Bir genç kızın en değerli varlığı namusudur. Bir insan zenginliğinden, malından vazgeçebilir, fakat bir genç kız namusundan asla vazgeçmez.
  • Bey oğlu kulluk, kul oğlu beylik: Kimsenin hayatındaki statünün kalıcı olmadığını ifade eder. Zengin ve soylu olanın düşebileceği, fakir ve sıradan olanın ise yükselebileceği anlatılır.
  • Beyde bulunmayan elde neler var (Elde bulunan beyde bulunmaz)*: Öyle şeyler vardır ki beyde bulunmaz da halkta bulunur.
  • Bey de ölür, abdal da: Bütün yaşayanlar mutlaka ölürler. Zengin ya da fakirlik insanın ölümlü olması gerçeğini değiştiremez.
  • Beyden gelen bey sayılır: Dürüst, saygın kişilerin isteklerini, dileklerini götüren kimseler gittikleri yerde bey gibi ağırlanırlar.
  • Beyi saygılayan bey olur, bayı saygılayan bay olur: İnsanın saygı gösterdiği kişilere benzer bir konuma gelebileceğini ifade eder. Saygı ve hürmet, kişinin itibar kazanmasında ve ilerlemesinde önemli bir rol oynar.
  • Beyin verdiği atın dişine bakılmaz: Hediye edilen şeyin kusurlarını aramanın hoş karşılanmayacağını ifade eder. Hediye, kıymeti ve anlamı ile değerlendirilmelidir, eksiklikleri ile değil.
  • Beyle bostan ekenin hali haraptır: Zengin veya güçlü kişilerle iş birliği yapanların genellikle zorluklar yaşayacağını ifade eder. Güçlü kişilerle ortaklık kuranlar, onların istekleri ve baskıları altında ezilebilirler.
  • Beyler buyruğu yoksula kan ağlatır*: Halkı yönetenlerin ve güçlülerin verdiği buyruklar halkı ezer, bütün çileyi halk çeker.
  • Beyler sözü gevherdir, sımak olmaz: Önemli ve saygın kişilerin sözlerinin kıymetli ve değerli olduğunu ifade eder. Bu tür sözlere saygısızlık edilmemeli, itibar edilmelidir (gevher: cevher, sımak: kırmak).
  • Beylerde zulüm olur, yalan olmaz: Güçlü ve kudretli insanlar belki acımasız olabilirler, ama yalan konuşup kendilerini küçük düşürmek istemezler.
  • Beylerin sözü, sözlerin beyidir: Saygıdeğer ve yetkili kişilerin söylediklerinin en değerli ve önemli sözler olduğunu ifade eder. Önemli konularda daima güçlü ve yüksek mevkideki kişilerin sözleri geçerli olur.
  • Beylik çeşmeden su içme (içilmez)*: Ucu devlete dokunan işlere yanaşmak, bu gibi işlerle uğraşmak tehlikelidir; akla gelmeyen bir noktadan büyük sorumluluk çıkarır.
  • Beylik çeşmesinden geç de suyundan içme: Büyüklerin cömertliğinden herkes gibi yararlanılabilir, fakat özellikle onlardan bir talepte bulunmamalıdır.
  • Beylik fırın has çıkarır*: Devlet görevlisi olmanın insana birçok kazanç sağladığını şaka yollu anlatmak için söylenir.
  • Beylik kaşık aşsız, kargir bina taşsız kalmaz: Zengin ve yetkin durumunda olan kimselerin imkanları her zaman boldur.
  • Beylik yasağının hükmü üç gündür: Yetkililer bazen katlanılması güç emirler verirler, fakat bu emirlerin kontrolü zamanla gevşer.
  • Bir dönümün verdiğini, bir bey veremez: Bir dönüm toprağın sağladığı daimi kazancı herhangi birinin devamlı olarak veremeyeceğini ifade eder. İnsan kendi emeğiyle çalışmalı ve kendi işinin patronu olmalıdır.
  • Ağalık (Beylik) vermekle, yiğitlik vurmakla*: Liderliğin cömertlikle, kahramanlığın ise cesur eylemlerle kazanıldığını ifade eder. İnsanlar, büyük olmanın veya saygı görmenin, yaptıklarıyla hak edilmesi gerektiğini bilmelidir.
  • Ağır otur ki bey (ağa, molla) desinler: İnsanın ağırbaşlı ve ölçülü davranmasının saygınlık kazandıracağını ifade eder.
  • Arı, bey olan kovana üşer* (Arılar bey olan kovana üşüşür): Halk kendilerini başarıya götürebilecek birini önder seçer ve onun çevresinde toplanır.
  • Arkanı ya bir dağa ver, ya bir beye (Sırtını ya dağa, ya beye dayamalı): İnsan birinin himayesi altında yaşayacaksa o kişi varlıklı ve güçlü biri olmalıdır.
  • Aşık daima bey oturmaz: İşleri çoğu zaman iyi giden kimse bu hep böyle gidecek diye şansına fazla güvenmemelidir. (Aşığın çukur yüzünün arkasındaki yumru yüzüne bey denilir. Bey oturmak, çukur yüzü yere, yumru yüzü üstü gelerek durmasıdır ki aşığın en sağlam oturuşudur).
  • Baba beyliği ile çocuk adam olmaz: Bir kişinin ya da çocuğun kendi başarıları ve çabaları ile değer kazanması gerektiğini belirtir. Başarı ve saygınlık, kişisel çaba ve yetenekle elde edilir, mirasla değil.
  • Başı büyük bey olur, ayağı küçük çoban: Her kişinin veya şeyin kendi rolüne ve statüsüne uygun özellikler taşıdığını ifade eder. Yani, yüksek mevki veya yetki sahibi kişiler genellikle daha büyük ve önemli özelliklere sahipken, daha düşük statüdeki kişiler daha küçük ve sınırlı özelliklere sahip olur.
  • Bıldırcının beyliği arpa biçimine kadardır* (Bıldırcının beyliği darı savrulana kadardır): Her kazancın veya başarının belirli bir sınırı veya sonu olduğunu ifade eder.
  • Bir günlük beylik beyliktir*: Hoş bir durum, kısa da sürse çekici görülür.
  • Borca beylik bir aylık: Alınan borçla gelen rahatlığın veya sürülen sefanın kısa süreceğini ve geçici olacağını anlatır.
  • Borçsuz çoban, yoksul beyden yeğdir*: Borçsuz ve kendi halinde yaşayan bir kişinin, borç içinde olan zengin veya yüksek mevki sahibi bir kişiden daha iyi olduğunu ifade eder.
  • Çek deveyi güt koyunu, gittikçe beylenirsin: Bıkmadan, yılmadan çalışan emeline kavuşur.
  • Çingeneye beylik vermişler, önce babasını asmış: Kullanmasını bilmeyenlere güç, kudret verilirse topluma zarar verecek şekilde kullanabilir.
  • El mi yaman bey mi yaman? El yaman!*: Baştaki ne kadar güçlü görünürse görünsün, asıl güç halktadır.
  • Eşek atın ne yoldaşı, yoksul beyin ne kardeşi (Ne eşek atın yoldaşı, ne yoksul beyin kardeşi): Sosyal ve ekonomik farkların, insanlar arasındaki ilişkileri belirlediğini ve bu farkların ortadan kalkmasının zor olduğunu ifade eder. Tıpkı eşek ile atın yoldaş olamayacağı gibi, yoksul ile zenginin de eşit ve uyumlu bir ilişki kurmalarının mümkün olmadığını anlatır.
  • Ev satan bir yıl bey olur, ev alan bir yıl züğürt: Para bulmak için evini satan kimse, o parayla ancak bir süre rahat yaşar, ama borçlanarak ev sahibi olan kimse belli bir süre sıkıntı çeker.
  • Genç beye hizmet etmek güçtür: Tecrübesiz ve sabırsız kişilere hizmet etmenin zorluklarını ifade eder. Genç ve deneyimsiz kişiler, beklentileri yüksek ve talepleri değişken olduğu için onlara uyum sağlamak zordur.
  • Genç beyle, küheylan atla geçinmek güç: Hem gençliğin getirdiği deneyimsizlik ve hatalarla hem de hızlı, güçlü ve belki de inatçı bir karakterle başa çıkmanın zorluğunu vurgular. Dolayısıyla, hem genç bir insanla hem de hızlı bir atla etkileşimde bulunmanın veya işbirliği yapmanın zorluklarını anlatır.
  • Hanımın hısımı gelince oklavalar tıkır tıkır, beyin hısımı gelince takır takır: Bazı kadınlar kendi tarafından gelen akrabalarını en iyi şekilde ağırlar, ama kocasının akrabalarına aynı özveriyi göstermezler.
  • Her yukarı yerde oturan bey olmaz: Yüksek mevkilerde bulunan herkesin yetkin veya değerli olmadığını ifade eder. Bir kişinin sosyal statüsü veya pozisyonunun, onun gerçek yetenekleri ve nitelikleri ile her zaman örtüşmediğini anlatır.
  • Herkes evinin beyidir: İnsan herşeyden önce evinde sözünü dinletir.
  • Hırsıza beyler de borçlu*: Zor kullanan kişilerin istediğini en güçlü kimseler bile verirler.
  • Irgat gibi kazan, bey gibi ye*: İnsanın çok çalışarak kazanç elde ettiğinde kazandığını keyifle harcamaya hak kazanacağını ifade eder. Emek vermeden refaha ulaşmanın mümkün olmadığına dikkat çeker.
  • Kadın ister ki bey doğura: Karısı erkek çocuk doğuran koca karısına daha şefkatli davranır. Kadın da bunu bildiği için doğacak çocuğunun önce erkek olmasını ister.
  • Kocasız karı, beysiz arı: Bir kadının yalnız başına yaşamasının zorluğunu ifade eder. Kadınların sosyal veya ekonomik destek sağlamak için evlenmeleri gerektiği düşüncesini yansıtır.
  • Kutsuz yoksulun evi beylere komşu ola: Yoksul düşmüş, işleri iyi gitmeyen kişinin varlıklı ve eli açık komşuları, dostları olursa çok fazla sıkıntı çekmez.
  • Külhancının beyliği hamamcılık demişler*: Bayağı bir işle uğraşan kimse, yükselse bile ancak yaptığı işle anılır.
  • Oğlan evlenince bey oldum sanır: Oğlan ergenlik çağına girip evlendiği zaman kendinde daha bir büyüklük ve olgunluk hisseder.
  • On derviş bir kilim üzerinde uyur da, iki bey bir posta/iklime (ülkeye) sığmaz: Genellikle birçok insanın sade ve mütevazı koşullarda bir arada barış içinde yaşayabileceğini, ancak güçlü ve otoriter kişiliklerin aynı çatı altında barınmasının zor olabileceğini ifade eder.
  • Tok it aç beyden iyidir: İnsan yokluk içinde yaşayan saygıdeğer biri olmaktansa önemsiz ama kazancı bol olan birisi olmayı tercih eder.
  • Top otu (barut) beylikten olunca, güllesi Bağdat'a gider: Yararlandığı gereci bedava elde eden ve bol bol kullananla yarışılmaz.
  • Tutulmayan uğru, beyden doğru (Tutulmayan hırsız beyden büyüktür): İşlediği suçları yaptığı kötülükleri belli etmeyen kimseler, saygınlıklarını sürdürürler.
  • Yad elde beylik sürmeden, yurtta züğürt gezme yeğdir: Gurbete düşmüş bir insan, ne denli varlık içinde bir yaşam sürüyor olsa da doğup büyüdüğü yeri arar.
  • Yurdum yuvam köyüm, ben köyümde beyim: İnsan doğup büyüdüğü ortamda kendini güçlü ve cesur hisseder.
  • Zora, beylerin borcu var*: Zor kullanan kişilerin istediğini en güçlü kimseler bile verirler.