Domuz nedir ne demektir? Domuz ile ilgili atasözleri deyimler ve anlamları

Güncellenme: Soru/Yorum: 0
Yaban domuzunun yandan görünüşü
Yaban domuzu
  1. (zooloji) Domuz, kalın derili ve çift tırnaklı memeliler sınıfına ait, koyun büyüklüğünde bir hayvandır. Hem evcil hem de yabanıl türleri bulunan domuzlar, genellikle eti ve yağı için yetiştirilir. Yağlı yapısı ve dayanıklı derisi nedeniyle çeşitli alanlarda değerlendirilen bu hayvan, İslam inancına göre eti yenilmesi haram olan hayvanlar arasında yer alır. Domuzlar, genellikle güçlü koku alma duyuları, dayanıklılıkları ve hızlı üremeleri ile bilinir. Yabanıl türleri ormanlık alanlarda ve kırsal bölgelerde yaşamayı tercih ederken, evcil türleri tarım ve besicilikle uğraşan Müslüman olmayan toplumlarda yaygın olarak görülür.
  2. (mecazi) Hain, aksi, ters, inatçı: Siz onu şimdi öyle sünepe görüyorsunuz ya... Eskiden ne domuzdu. (K. Tahir)

Domuz ile ilgili deyimler ve anlamları

İçinde "domuz" sözcüğü geçen deyimler, açıklamaları ve örnek cümleler:

  • Domuz gibi:
    1. Kötü huylu ve hain: Şeklin insana benzer ama huyun domuz gibidir.
    2. (Sevilmeyen bir kimsenin herhangi bir durumu için) Adamakıllı, iyice: Domuz gibi bilir, ama söylemez.
    3. Sağlam, sıhhatli: Ne hastası eminim domuz gibidir hepsi. (S. Bulut)
  • Domuz gibi tıkınmak (yemek): Oburcasına çok yemek: Bir tarafta yoksullar yiyecek bulamazken diğer yanda domuz gibi tıkınan insanlar. (H. F. Beşik)
  • Domuzdan kıl çekmek (koparmak): Sevilmeyen ya da eli sıkı birinden bir şey alabilmek: Domuzdan kıl koparır gibi, ne koparsalar kârdı.
  • Domuzluk etmek: (mecazi) Hainlik, inatçılık etmek: İyi bildin öğretmen, kâhya bir domuzluk etmiş olacak yine onlara. Ya haftalıklarından kesmiştir, ya da yemeklerinde bir oyun oynamıştır (C. F. Başkut). Ağan doğrusunu bilir ama domuzluk eder de ters konuşur. (K. Tahir)
  • Domuzun gök dediği yer: Pek uzak bir yer.
  • Domuzuna (Domuzluğuna):
    1. İnadına: Adam konuşmuyor. Domuzuna domuzuna konuşmuyor (F. çiçekoğlu). Bunu domuzuna yaptığını biliyoruz (A. Püsküllüoğlu). Üstelik bizimki domuzluğuna iyice ağırdan alıyor. (T. Işık)
    2. Adamakıllı, domuz gibi: Usta domuzuna öfkeliydi, çırak kaçtı. (A. Püsküllüoğlu)
  • Bocuk domuzuna dönmek: Çok semiz ve besili olmak: Herif yağlı yemekten bocuk domuzuna dönmüş... (M. Ş. Esendal)
  • İt dişi domuz derisi: Sevilmeyen iki kişi arasındaki anlaşmazlıktan duyulan hoşnutluğu anlatan bir söz: Yedi düvel birbirine karışıyormuş. Oh olsun! İt dişi, domuz derisi! İnşallah birbirlerini yerler... (E. E. Talu)

Domuz ile ilgili atasözleri ve anlamları

İçinde "domuz" kelimesi geçen atasözleri ve açıklamaları:
( * yaygın bilinen )

  • Domuz derisinden post olmaz, eski düşman dost olmaz* (Domuzdan post gâvurdan dost olmaz): Haram sayılan domuzun derisi üzerinde ne namaz kılınabilir nede oturulabilir. Eski düşman da ne kadar yakınlık gösterirse göstersin, güvenmemek gerekir, dost olamaz.
  • Domuza dalanmaktan çalıya dolanmak yeğdir: Kötü ve zararlı kişilerle uğraşmaktansa daha küçük ve zararsız sıkıntılara katlanmanın daha iyi olduğunu ifade eder. İnsanlara, tehlikeli durumlar yerine daha az riskli seçenekleri tercih etmeleri gerektiğini öğütler (dalanmak: sataşmak).
  • Domuz domuza düştü, yolumuz düze düştü: İki kötünün birbirine zarar vermesiyle diğer insanların rahat bir nefes aldığını ifade eder. Kötülerin kendi aralarındaki çatışmalarının, başkalarının işini kolaylaştırdığına dikkat çeker.
  • Domuz domuzu çalmaz: Aynı karakterdeki kötü veya çıkarcı kişilerin birbirlerine zarar vermemeye çalıştığını ifade eder. Çıkar birliği yapanların, kendi menfaatlerini korumak için birbirlerine dokunmadıklarına vurgu yapar.
  • Domuz gördüğünü çalar: Kötü niyetli veya çıkarcı kişilerin, gördükleri her fırsatı kendi çıkarları için kullanabileceklerini ifade eder. Ahlaki değerleri olmayanların, başkalarının haklarına saygı göstermeden sadece kendi çıkarlarını düşünerek hareket ettiğine dikkat çeker.
  • Domuz hort hortunu büyüğünden öğrenir: Kişi edindiği mesleği veya sürekli yaptığı bir davranışı mutlaka bir büyüğünden öğrenmiştir.
  • Domuz ne bilir cevherin kıymetini: Değersiz ya da anlayışsız kişilerin, karşılaştıkları değerli şeylerin önemini kavrayamayacağını ifade eder. Değerli olanı anlamak için bilgi, anlayış ve takdir yeteneğinin gerekli olduğuna vurgu yapar.
  • Domuzdan bir kıl çekmek kârdır: Cimri, malına düşün kişiler kimseye kolay kolay bir şey vermezler. Böyle kimselerden ufak bir çıkar bile elde etmek çok büyük kazanç sayılır.
  • Domuzdan bir kurşun esirgenmez: Kötü veya zararlı bir varlık karşısında, gereken önlemlerin ve sert davranışların gösterilmesi gerektiğini ifade eder. Zararlı bir şeyin ortadan kaldırılmasında hiçbir merhamet ve çekinme olmaması gerektiğini vurgular.
  • Domuzdan domuz doğar, koyundan koyun: Bir şeyin veya bir kişinin karakterinin, niteliklerinin ve davranışlarının, kökeninden veya kaynağından geldiğini ifade eder. Yani, insanların veya şeylerin nitelikleri genellikle kökenlerine uygun olur.
  • Domuzdan insan doğmaz: Kötü veya niteliksiz bir özden iyi bir sonuç beklenemeyeceğini ifade eder. Kişilik veya köken ne ise, ortaya çıkan şeyin de ona uygun olacağına dikkat çeker.
  • Domuzdan kıl koparmak hünerdir: Becerikli kişi kimsenin yararlanamadığı bir şeyden bile yararlanmasını bilir.
  • Domuzdan toklu (kuzu) doğmaz*: Kötü şeylerin ürünü iyi olmaz. Kötü huylu kimsenin çocuğu melek huylu olmaz.
  • Domuzu an, baltayı hazırla: Kötü ve geçimsiz birinden bahsederken, o kişi her an çıkıp gelecekmiş gibi hazırlıklı olmalıdır.
  • Domuzun burnunu kulağını kesmişler; yine domuz yine domuz: Kötü niyetli ara bozucu kimselere ne yaparsan yap huylarını değiştirmezler.
  • Domuzun kuyruğunu kes yine domuz*: Kötü bir şeyi sevimli göstermeye çalışmak boşunadır.
  • Aç aslandan tok domuz yeğdir*: Sadece saygıdeğer birisi olmak karın doyurmaz. Böyle biri olmaktansa daha önemsiz ama çok kazanan biri olmak daha iyidir.
  • Aç domuz darıdan (mısır tarlasından) çıkmaz*: Açlığını gidermek için yoksul kişi başkalarının malına saldırmaktan çekinmez.
  • Ahmak olana söz anlatmaktansa dağda domuz gütmek yeğdir: Anlama yeteneği az olan kimselere laf anlatmak bazen çok ağır bir işi başarmaktan daha zordur.
  • Atasözü tutmayanın yolu ya teke gider, ya büke: Atasözünün aksine inanan kişinin bütün işleri ters gider (teke: çalıcı domuz, büke: vahşi hayvanlar ormanı).
  • Atın kulağını kes yine attır, domuzun kuyruğunu kes yine domuzdur: Bir şeyin ya da birinin temel doğasının değişmeyeceğini, dışsal müdahalelerin veya değişikliklerin asıl özü değiştirmeyeceğini vurgular.
  • Devlet malı deniz, yemeyen keriz (domuz)*: Devlete hainlik etmeyi sanat haline getirenlere göre, devletin bitmez tükenmez malı vardır; yolunu bulup ondan aşırmayan ise, budaladır.
  • Dişisini kıskanmayan domuzdur: Sevilen birinin, özellikle eşin, başkalarından korunmasının doğal ve insani bir duygu olduğunu ifade eder. Kıskanma duygusunun, sevginin ve sahiplenmenin bir işareti olduğuna vurgu yapar.
  • Güttüğüm domuzu bana öğretme: Yıllardır tanıdığım bir kimsenin huylarını da bilirim.
  • Kuyruğunu kessen de domuz, kulağını kessen de domuz: Bir kişinin veya şeyin temel yapısını ya da özünü değiştirmek için yapılan yüzeysel çabaların işe yaramayacağını ifade eder. Görünüşte yapılan değişikliklerin, asıl niteliği veya karakteri değiştiremeyeceğine vurgu yapar.
  • Miden alırsa domuz eti ye: İnsan karakterinin zayıflığı oranında harama tenezzül eder.
  • Orman olur da, domuz olmaz mı?: Her ortamda, her durumda kötü ya da olumsuz bir şeyin ortaya çıkabileceğini ifade eder. İyi veya güzel bir yerin, içinde kötü ya da istenmeyen bir unsur barındırabileceği gerçeğine dikkat çeker.
  • Parayı domuzun boynuna takmışlar (sonra) da "Domuz Ağa" diye çağırmışlar: Para, itibarı olmayan kişiye itibar kazandırabilir. Parası çok olan kişiye gerçek olmasa bile saygı ve sevgi duyulur.
  • Yalvarmakla domuz darıdan çıkmaz: Kötülük yapan ya da zarara yol açan birinin, yalnızca rica ve yalvarışla doğru yola getirilemeyeceğini ifade eder. İnsanlara, etkili sonuçlar için daha kararlı ve güçlü adımlar atmaları gerektiğini hatırlatır.
  • Yemişin iyisini domuz yer: İyi ve güzel şeylere sahip olan, çoğu zaman onları hak etmeyen, görgüsüz, cahil kimseler olur.