- Kısaca, özet olarak, özetle. Müslümanların hakimiyeti döneminde Tanzanya yeni bir şehrin, yeni bir sanatın, yeni bir ruhun, yeni bir toplumun, ezcümle yeni bir medeniyetin doğuşuna şahitlik etti. (Halit İstanbullu)
- Bunların içinden, bu cümleden olarak, örnek olarak. Takım ücreti, işçi grubunun başında bulunan bir kimseye, ezcümle bir ustabaşıya ödenir. (Nesriyat)
- Özellikle, bilhassa, hassaten. Bu kitabın bir çok yerlerinde ezcümle 305'inci sayfasında sırası geldikçe mektep binaları hakkında hayli yazılar yazmış, mütalaalar yürütmüştüm. (İlgili cümle kaynağı: O. Ergin)
Ezcümle nedir ne demektir? Anlamı
( 0 soru/yorum )
Soru/Yorum Formu
»