- Davranma, davranış.
Size karşı olan muamelesi iyiydi. - Yol, iz.
Bu adam muamele bilmiyor. - Alışveriş.
Borsanın günlük muameleleri. - İşlem.
Bu evrakın muamelesi tamamlandı. - (kimya) Karşılaşma.
Bakırın sülfürik asitle muamelesi.
Muamele etmek:
- Davranmak.
Eşlerinize iyi muamele edin. - (kimya) İki maddeyi birbiriyle tepkimeye sokmak.
Kükürdü asitle muamele etmek.