![]() |
Buz |
- Soğuk etkisiyle camsı, kırılgan, kristal yapılı biçimde katılaşan su, donmuş su.
- (ünlem) Pek soğuk bir etki uyandıran şey ya da kimse için kullanılır.
İlgili birleşik fiil ve kelimeler
- Buz bağlamak: (Sıvılar için) Yüzeyi donmak.
- Buz bulutları: (coğrafya) 8.000 - 12.000 metre yüksekliklerde bulunan ak renkli bulutlar.
- Buz çatlatması: (coğrafya) Buzlanma ya da donma sırasında, hacmi büyüyen suyun, içindeki yabancı maddeleri çatlatması ya da parçalaması olayı.
- Buz hokeyi: (spor) 26 x 56 m genişliğindeki buz alan üzerinde, ellerinde top sürmeye yarayan birer sopayla ayaklarında buz pateni olan altışar kişilik iki takım arasında oynanan oyun.
- Buz mıhı: Kışın buzda kaymayı önlemek için ayakkabı altlarına ya da at nallarına çakılan sivri başlı çivi.
- Buz pateni: (spor) Buz üstünde kayarak yapılan bir spor ve bu sporun yapılması için kullanılan dibi çelik şeritli özel ayakkabı.
- Buz tutmak: Üstünü buz kaplamak.
- Buz yalağı: (coğrafya) Dağlarda, içine kar yığılan yuvarlak çöküntü.
- Buzlar çözülmek: Buzlar erimeye ve kırılmaya başlamak.
İlgili deyimler ve anlamları
İçinde "buz" kelimesi geçen deyimler ve açıklamaları:
- Buz gibi:
- Sevimsiz, soğuk (kişi).
- (Kötü nitelikler için) Ta kendisi.
- (Et için) Temiz ve yağlı.
- (teklifsiz konuşmada) Hiç kuşkusuz, bal gibi, apaçık.
- (Birinden) Buz gibi soğumak: (deyiminin anlamı) Birinden tiksinmek.
- Buz kesilmek:
- Çok soğumak.
- Üzülecek bir durum karşısında donakalmak.
- Buz kesmek: Çok üşümek.
- Buz üstüne yazı yazmak: Süresi ve etkisi pek az olacak bir iş yapmak.
- Buzlar çözülmek: Aradaki dargınlık ortadan kalkmak, barışmak.
Soru/Yorum Gönder