Arkadaş nedir ne demektir? Arkadaş ile ilgili atasözleri deyimler ve anlamları

Güncellenme: Soru/Yorum: 0
Birbirlerinin omuzlarına ellerini koyarak denizi izleyen üç erkek arkadaş
Arkadaşlık
  1. Huyları ve anlayışları (kafaları) birbirine yakın olan, birbirlerine sevgi gösteren ve birbirleriyle konuşup görüşmekten hoşlananlardan her biri. İyi arkadaş yalnızlıktan daha iyidir; yalnızlık da kötü arkadaştan daha iyidir (Hadis-i Şerif). Arkadaş dediğin böyledir. İyi seçemezsen başına dert olurlar. (S. G. Özveren)
  2. Bir işte birlikte bulunanlardan her biri: İki asker arkadaşı özlemle birbirlerine sarıldılar. Hani hep anlatılır ya; insan okul arkadaşını unutamaz, yol arkadaşını unutamaz hele asker arkadaşını hiç unutamaz diye. (Y. Akkaya)
  3. Yaşıt olanlar arasında bir seslenme biçimi: Arkadaş, kamyon çamura saplandı... Az yardım et de çıkaralım. (R. N. Güntekin)


  • Arkadaşlık: Arkadaş olma durumu, arkadaşa yakışır davranış, omuzdaşlık, dostluk: Onun arkadaşlığına doyum olmaz. Sizin arkadaşlığınıza güvenim sonsuz. Bu yaptığı arkadaşlığa sığar mı?


Arkadaş ile ilgili deyimler ve anlamları


İçinde ya da anlamında "arkadaş" kelimesi geçen deyimler, açıklamaları ve örnek cümleler:

  • Arkadaş canlısı: Arkadaşlığa değer veren, arkadaşlarına çok düşkün olan kimse: Arkadaş canlısı olduğu her halinden belli oluyordu. Beslenmesini arkadaşlarıyla paylaşması bunun güzel bir örneğiydi... (D. Çetin)
  • Arkadaş değil arka taşı: Zarar veren sözde arkadaşlar için söylenir: Beni çoktan unutmuştu. Arkadaş değil de arka taşıymış.
  • Arkadaş olmak: Bir kimseyle yakın, içten bir ilişki kurmak, dost olmak: Çocuklukları birlikte geçmişti. Çok iyi arkadaş olmuşlardı. İçtikleri su ayrı gitmez hâle gelmişti. (M. F. Oruç)
  • Arkadaşlık etmek:
    1. Bir işte, bir yerde birlikte bulunmak: Yusuf (a.s)'la birlikte zindana iki genç düşmüştü. Yusuf (a.s)'a zindanda arkadaşlık ediyorlardı. (A. Büyükbingöl)
    2. Arkadaş olmak: Eğlenceli yönü gönlüne hoş geldi, onunla arkadaşlık etti, dostluk kurdu. (E. Bektaş)
  • Aralarından su sızmamak: Aralarında çok yakın, sıkı fıkı arkadaşlık bulunmak: Artık aralarından su sızmıyordu. İş o kadar ileri boyutlara ulaştı ki, birbirlerini görmedikleri gün, ikisi de deli gibi oluyorlardı. (H. Adıgüzel)
  • Canciğer olmak: Birbirleriyle çok yakın arkadaş olmak: Zeki tavırları dikkatimi çekti. Tanıştık. Sonra da komşu olduk, can ciğer arkadaş, dost olduk. Bir ara aynı evi paylaştık... (A. Kahraman)
  • İçtikleri su ayrı gitmemek: Çok yakın dost, arkadaş olmak: Çok yakın ve eski bir arkadaşı idi. İçtikleri su ayrı gitmez, aralarından su sızmazdı. (F. F. Tülbentçi)
  • İki ahbap çavuş: (şaka yollu) Her yerde hep birlikte görülen, birbirinden ayrılmayan iki arkadaş: Oh ne güzel, iki ahbap çavuş, kafa kafaya vermişler. (M. Niyazi)
  • Ünsiyet peyda etmek: Dostluk, arkadaşlık kurmak, samimi olmak: Şeyh Efendi'nin sofrasına oturarak ünsiyet peyda etmişti. Bu sebeple ona muhabbeti vardı. (A. Avgın)


Arkadaş ile ilgili atasözleri ve anlamları


İçinde veya anlamında "arkadaş" sözcüğü geçen atasözleri ve açıklamaları:
( * yaygın bilinen )

  • Arkadaş belasına uğrayan çoktur:
    1. Kötü veya yanlış arkadaş seçimi insana zarar verebilir.
    2. Arkadaşı insanın en yakın dostudur. Bu yüzden arkadaşının iyiliği için kendi başını derde soran çok kişi vardır.
  • Arkadaş paradan daha pahalıdır/değerlidir: Dostlukların değeri para gibi maddi ölçütlerle saptanamaz.
  • Arkadaşını köyden, ekmeğini evden al: İnsan arkadaşlarını doğup yetiştiği yerden seçmeli, aynı zamanda geçimini de kendi ailesinden sağlamalı.
  • Arkadaşını söyle, kim olduğunu söyleyeyim*: Kişi, yaradılışına ve gidişine uygun kişilerle arkadaşlık ettiği için, bir insanın nasıl biri olduğu arkadaşından belli olur.
  • Adam ahbabından bellidir: Bir insanın nasıl bir yapıya sahip olduğu arkadaş seçiminden anlaşılır.
  • Adamın aynası arkadaşıdır: Bir kişinin karakterini, değerlerini ve davranışlarını en iyi şekilde arkadaşlarının yansıttığını ifade eder. Kişinin kim olduğunu ve nasıl biri olduğunu anlamak için, onun arkadaşlarına bakmanın yeterli olacağını vurgular.
  • Akranı ile gezmeyenin, altın adı pul olur: Kişinin yaşıtları veya kendine yakın çevredeki insanlarla zaman geçirmediğinde, toplumda değerinin azalabileceğini ifade eder.
  • Arı ile kalkan bal başına, sinekle kalkan leş başına: Kişi arkadaşının düşünce ve davranışlarından etkilenir; iyi arkadaş iyiliğe, kötü arkadaş kötülüğe götürür.
  • Bir insanı tanımak için kendisiyle yol arkadaşlığı etmelidir: Yolculuklar sırasında kurulan arkadaşlıklarla insanlar birbirlerini daha iyi tanırlar.
  • Bülbülle gezen güle, ördekle gezen göle gider: İyi huylu, dürüst kimselerle dostluk eden iyiliği, güzelliği öğrenir; görgüsüz, işe yaramaz kimselerle dostluk eden de ahlaksızlığa, tembelliğe alışır.
  • Bülbülle konuşan güle, kargayla konuşan küllüğe: İyi huylu kimselerle arkadaşlık yapan iyilik etmeyi, kötü huylu kimselerle arkadaşlık yapan da kötülük yapmayı öğrenir.
  • Cahil ile konuşan cahil olur: Cahil kimselerle arkadaşlık eden, bir şey öğrenemez. Kendisi de onlar gibi cahil olur.
  • Can canın yoldaşıdır*: İnsanlar tek başlarına yaşayamazlar, konuşup dertleşmek ve iş yapmak için arkadaşa, başka insanlara gereksinimleri vardır: "Eğer benden başınız daraldıysa, ben giderim." Padişahın kızı: "Senden niye sıkılalım? Can canın yoldaşıdır." (Ü. Kaftancıoğlu)
  • Dağa ekmeksiz, aşsız, arkadaşsız çıkma: Zorlu bir görev veya yolculuk öncesinde yeterli hazırlık yapmanın, gereken malzemeleri ve destekçileri sağlamanın önemini vurgular
  • Deveciyle konuşan kapısını büyük açar: Zengin, varlıklı kimselerle arkadaşlık eden, mahcup olmamak için onlara ayak uydurmak zorundadır.
  • Düşmanı olmayanın arkadaşı da yoktur: Herkesle iyi geçinmeye çalışan ve kimseyle çatışmayan kişilerin gerçek dostluklar kurmada zorlanabileceğini ifade eder. Gerçek dostlukların bazen cesaret ve duruş gerektirdiğini, bu nedenle herkesle iyi geçinmeye çalışan kişilerin derin ve anlamlı dostluklar geliştiremeyebileceğini vurgular (?).
  • Evvel yoldaş, sonra yol: İnsan bir işe kalkışırken beraber olacağı arkadaşını çok iyi seçmelidir.
  • Hacı hacıyı Mekke'de, derviş dervişi tekkede, deli deliyi dakkada bulur: Herkes arkadaşını kendi huyunda, kendi mesleğinde olan kimselerden seçer; onlarla da belirli mekanlarda rast gelir, buluşur.
  • Herkesle arkadaş olma, bilmedikle yola çıkma: Huyunu öğrenmeden kimseyle arkadaşlık kurma, tanımadığın kimselerle bir işe girişme.
  • İki emini bir yemin aralar: Arkadaşlar arasındaki güveni, doğru olmayan şeyler için yapılan yemin bozar.
  • İsin yanına varan is, misin yanına varan mis kokar*: Kişi kiminle arkadaşlık ederse ondan kendisine birtakım huylar geçer.
  • İt itle gezer: Kötü biri ancak kendisi gibi kötü olan birisiyle arkadaş olur.
  • İyi arkadaş kardeşten ileridir: İyi bir arkadaşın, zor zamanlarda en az bir kardeş kadar önemli bir destek sağlayabileceğini; hatta bazen kardeşten bile daha değerli ve önemli olabileceğini ifade eder.
  • İyi arkadaş uzun yolu kısaltır (Refikin iyisi ile uzun yol yoktur): İyi bir arkadaşın, zor veya uzun bir yolculuğu ya da süreçleri daha katlanılabilir ve keyifli hale getireceğini ifade eder.
  • İyi ile konuşan çuvalına un doldurur: İyi huylu, dürüst kimselerle arkadaşlık eden kişi onlardan çok güzel ve faydalı şeyler öğrenir.
  • İyiyle konuşan iyi olur: Dürüst, ahlaklı, iyi karakterli insanlarla arkadaş olan onları örnek alır ve onlar gibi iyi olur.
  • Kargayla gezen b*ka (pisliğe) konar*: Kötü veya olumsuz arkadaşlarla vakit geçiren birinin, sonunda kendisini de kötü veya olumsuz durumlar içinde bulacağını ifade eder.
  • Kaz kazla, daz dazla, kel tavuk kel (topal) horozla* (Ördek ördekle, kaz kazla, kör tavuk kör horozla): Ancak her yönden uygun olan kişiler birbiriyle anlaşıp arkadaşlık ederler (daz: Saçı dökülmüş, dazlak).
  • Kır atın yanında duran ya huyundan ya suyundan*: Kişi arkadaşlık ettiği kimseden etkilenir.
  • Kiminle gezersen onunla anılırsın: Kişinin arkadaş çevresiyle değerlendirildiğini ve tanındığını ifade eder. Kişinin kiminle vakit geçirdiğinin, onun toplumsal kimliği ve itibarı üzerinde büyük bir etkisi olduğunu vurgular.
  • Kişi akranıyla azar:
    1. İnsan, kendi yaşında ve kendi huyunda olan kimselerle arkadaşlık eder, zamanla onlar gibi davranmaya başlar.
    2. İnsan kendi yaşındaki arkadaşlarıyla daha serbest davranışlar sergilerken, kendinden büyük veya küçük kimselerle arkadaşlık ettiğinde daha aklı selim davranır (?).
  • Kişi arkadaşından bellidir (Adam ahbabından bellidir)*: Bir insanın nasıl biri olduğu arkadaşından anlaşılır.
  • Kişi refikinden azar*: Kişi dürüst, iyi huylu kimselerle arkadaşlık ederse iyiliği, dürüstlüğü öğrenir; kötü kişilerle arkadaşlık ederse kötülük etmeyi öğrenir.
  • Kömürcü ile dost olanın eline kara bulaşır (Kömürcü dükkânına giren yüzü kara çıkar): Kötü alışkanlıkların veya olumsuz arkadaşlıkların kişiye zarar verebileceğini ve onların etkisinin kaçınılmaz olduğunu vurgular.
  • Kötü arkadaş yılandan daha kötüdür: Kötü niyetli veya zararlı arkadaşların, yılandan bile daha tehlikeli olabileceğini ifade eder. Kötü arkadaşların insanın yaşamında yarattığı olumsuz etkilerin, fiziksel tehlikelerden daha büyük ve zararlı olabileceğini vurgular.
  • Kuş, akranıyla uçar: Herkes kendi yaşındaki kimselerle arkadaşlık eder.
  • Yalnızın arkadaşı şeytan olur: Bir insana kimse yakınlık göstermez, yalnız bırakılırsa o insan şeytana alet olup kötü işlerle uğraşabilir.
  • Yedi adım yolun, bir yudum suyun hakkı vardır*: İki insanın tanışıp kaynaşması ve aralarında bir arkadaşlık bağı oluşması için özel bir kurala, yola, yönteme gerek yoktur, kısa bir yolculuk, küçük bir ikram bile bu yakınlığı sağlayabilir.
  • Yoldan kal, yoldaştan kalma*: Yolculukta arkadaş çok önemlidir. İnsan, iyi bir arkadaşla yolculuk yapmak için gerekirse yolculuğunu geri bırakmalıdır.


Ayrıca bakınız: Dost ile ilgili atasözleri ve deyimler
( 0 soru/yorum )