Dostluk |
- Sevilen ve güvenilen kimse, yakın arkadaş, içten seven kimse (ahbap eş anlamı): Kırk yıllık dostumdur.
- İyi geçinen, aralarında dava olmayan: Dost devlet.
- Bir şeye çok yakın ilgi duyan kimse: Kitap dostu.
- Evlilik dışı ilişki kuran kadın veya erkek: Sonradan duyduk ki, dostu varmış. (S. Yılmaz)
- (tasavvuf) Allah, mürşit: Biz bu cihandan geçelim / O dost iline uçalım / Arzu hevadan geçelim / Gel dosta gidelim gönül (Yunus Emre)
- (askeri terim) Aynı ülkenin ya da dost bir ülkenin ordusundan olan (birlik): Dost kuvvetler.
Dost ile ilgili deyimler ve anlamları
Dost edinmek |
İçinde "dost, dostluk" kelimeleri geçen ya da o anlamda kullanılan deyimler, açıklamaları ve örnek cümleler:
( atasözlerine geç )- Dost ararsan Allah: Gerçek ve en iyi dost ancak Allah'tır: Dost ararsan Allah, doğru ararsan minare... (A. Güriz)
- Dost edinmek:
- Dost olmak: Allah İbrahim'i dost edindi. (Nisa 125. ayetten)
- Dost tutmak.
- Dost tutmak:
- İnsanlarla dostluk kurup devam ettirmek: ... bir iyi adamı dost tuttu. Ona gönlündeki sözü, dileğinin ne ve kendisinin kim olduğunu açtı.
- Erkek veya kadın evlilik dışı ilişki kurmak: ... günahı boynuna aşağı mahalleden dost tuttu diyenler oldu ama Yetiş ağzını bile açmadı. (A. Çelik)
- Dost var, düşman var: Herkes dost değildir, kötü niyetli kimseler de vardır: ... ulu orta paylaşırken şunu da unutuyoruz: Dost var, düşman var. Hâlinize dua eden var, "oh oldu" diyen var. (M. Padak)
- Dosta düşmana karşı: Ele güne karşı, dostları üzmemek, düşmanları sevindirmemek: Hem halk duysa ne der? Dosta düşmana karşı rezil mi olalım? (A. Mithat Efendi)
- Dostlar alışverişte görsün (diye): Sırf gösteriş olsun (diye), iş görüyor densin (diye): Akşama kadar, güle oynaya, eğlene dinlene, elleri işte, gözleri oynaşta güya temizlik yapıyorlar, dostlar alışverişte görsün... (H. Pulur)
- Dostlar başına: Dostlar da buna benzer sevindirici durumları yaşasın: Osman Efendi'nin mülkiyeli damadı da benzeri dostlar başına nazik ve hatırşinas bir kimse idi. (S. Ayverdi)
- Dostlar başından (dostlardan) ırak: Dilerim, dostlar böyle kötü durumlara düşmesin: Hiç bir şeyiniz yok! Dost başından ırak! (İ. Tarus)
- Dostlar şehit biz gazi: "Özveriyi başkaları yapsın, sonuçtan biz yararlanalım" diye düşünen kimselerin bencil tutumunu alay yollu anlatır: Bir de bakıyorum, vazifeperverliği, fedakarlığı daima başkalarından bekliyoruz. "Dostlar şehit, biz gazi!" yağması dört elle sarıldığımız bir düstur. (F. K. Timurtaş)
- Dostluk etmek: Yakınlık kurmak, dost gibi candan davranmak: Bazılarıyla dostluk etti bazılarıyla kavga. Onlardan kimi bugün ona düşmandır, kimi dost. (N. Hikmet)
- Dostluk kurmak: Yakınlık, ahbaplık kurmak: Sadık ve Dost oldular. Birbirlerine Allah için, kalpten bağlandılar, samimi dostluk kurdular. (İ. Sarı)
- Dostunu düşmanını bilmek: Etrafındakileri iyi tanımak: Aç gözlerini ve bak! Dostunu, düşmanını iyi bil! Gözlere dikkat et. Hep onlar değil mi gerçeğin kapıları? (B. Bitgen)
- Bir dostluk kaldı!: Mal azaldığında satıcıların kullandığı bir müşteriyi özendirme sözü: "Karpuza gel karpuza! Gidiyorum ha! Haydi bir dostluk kaldı! Haydi efendiler, bir dostluk kaldı!.." (H. F. Gözler)
- Düğün pilavıyla dost ağırlamak: Başkasının kesesinden veya elinden ikramda bulunmak: Düğün pilavıyla dost gönüllenmez.
- İçtikleri su ayrı gitmemek: Çok yakın dost, arkadaş olmak: Çok yakın ve eski bir arkadaşı idi. İçtikleri su ayrı gitmez, aralarından su sızmazdı. (F. F. Tülbentçi)
- İyi gün dostu olmak: Sadece iyi günlerde görünmek: Fakat pek çok insan, iyi gün dostudur. Gerçek dostluk, dostunun saadetini paylaşmaya gönüllü olmak kadar, felâket ânında ıstırabını paylaşmaya da gönüllü olmaktır. (O. N. Topbaş)
Dost ile ilgili atasözleri ve anlamları
İçinde "dost, dostluk" sözcükleri geçen ya da o anlama gelen atasözleri ve açıklamaları:
( * yaygın bilinen )- Dost acı söyler (Dost sözü acıdır)*: Yakın dostlar, kusurumuzu düzeltmemiz için doğruyu söylemeyi borç bilirler. Doğru ise bize acı gelir.
- Dost ağlatır, düşman güldürür*: Gerçekleri dile getirdiğinden, iyiliğimizi istediğinden, dostun sözü gücümüze gider. Düşman ise aslında gerçekleri anlatmayan gönül okşayıcı sözlerle konuşur.
- Dost alınıp satılmaz: Dostluğun maddi bir değerinin olmadığını ve parayla elde edilemeyeceğini ifade eder. Gerçek dostluk, menfaatlerle değil, samimiyet ve karşılıklı güvenle oluşur ve uzun bir sürede kazanılır.
- Dost ararsan dostunun dostunu, düşmanının düşmanını bul: Gerçek dost bizim diğer dostlarımızla da iyi geçinir, aynı zamanda bizim sevmediğimiz kişilere de yakınlık göstermez.
- Dost başa düşman ayağa bakar*:
- Dost, yükselmesini görmek istediği başımıza, düşman ise kaymasını beklediği ayağımıza bakar.
- Temiz giyinip kuşanmanın gerekliliğini anlatır.
- Dost beni ansın bir koz ile, o da çürük çıksın: Bir dostumuzun verdiği armağan küçük bir şey de olsa insan ona baktıkça o dostunu hatırlar ve bundan da mutluluk duyar (koz: ceviz).
- Dost bin ise azdır, düşman bir ise çoktur (Bin dost az, bir düşman çok)*: Dostlarını olabildiğince çoğalt. Düşmanlarını olabildiğince azalt. Dostun ne denli çok olursa olsun onlardan zarar gelmez ama bir tek düşmanın olsa hep zarar görme tehlikesi içerisinde yaşarsın.
- Dost, bizi iyi yola öğütleyendir: İyi arkadaş insana iyi şeyler öğretir, hatalarını gösterir ve doğru yola sevkeder.
- Dost dost için çiğ tavuk yer (Dost, dost için kokmuş tavuk yer):
- İnsanlar, sevdikleri insanlar için her şeye katlanırlar.
- Gerçek dost dostu için bütün güçlüklere katlanan kimsedir.
- Dost, dosta arka olur: Gerçek dostlar, arkadaşlarını zor duruma düştüklerinde yalnız bırakmazlar.
- Dost, dosta mal bağışlamaz, fakat doğru yolu gösterir: Dostlar dostlarına maddi destek sağlamaktan ziyade, manevi destek olurlar ve doğru yolda ilerlemelerini sağlarlar.
- Dost, dostla denk gerek, denk olmasa geniş gerek: Aynı sosyal imkanlara sahip aynı kültür seviyesinde olan insanların dost olmaları daha kolaydır, aksi halde farklı kültürden insanların dost olabilmeleri için büyük bir hoşgörüye ihtiyaç vardır.
- Dost, dosttan sır saklamaz: Gerçek dostlar arasında gizlilik olmayacağını ve dostların birbirlerine her konuda güvenip açık olacaklarını ifade eder. Güven ve sadakat, dostluk ilişkilerinin temel taşlarındandır.
- Dost, dostun ayıbını yüzüne söyler*: Dost olan, ayıbımızı arkamızdan, başkasına söyleyerek kovuculuk etmez, ayıbımızı yüzümüze karşı söyler.
- Dost, dostun eyerlenmiş atıdır*: Gerçek dost, arkadaşının sıkışık zamanında yardımına koşmaya hazır durumdadır.
- Dost, düşman içinde belli olur: Gerçek dost insanın kötü günlerinde, zor anlarında kendini belli eder.
- Dost, düşman içindir: İnsanlar arasındaki dostluk ilişkisi, sıkıntılı anlar için gereklidir.
- Dost evinde başını bağla, düşman evinde tırnağını kes: Kendine bir kötülük gelmesini istemiyorsan bulunduğun ortama uygun davran.
- Dost gelmeye gelmeye düşman olur; düşman gele gele dost olur: İnsanlar arasındaki ilişkilerin iyi yönde olabilmesi için sık sık bir araya gelmeleri en büyük etkenlerdendir.
- Dost gibi görünür, düşman gibi bulunur: Dost gibi görünen kişiler bazen çıkarları doğrultusunda hareket edebilir ve zarar verebilirler. Bu nedenle, insanların gerçek niyetlerini anlamak için zamanla gözlem yapmak ve temkinli olmak önemlidir.
- Dost için ölmeli, düşman için dirilmeli: Dost için her türlü özveride bulunmalı, ama düşmana bütün gücümüzle karşı koymalıyız.
- Dost ile düşmanın arası açık gerek: Dostluk ve düşmanlık ilişkilerinin net ve belirgin olması gerektiğini ifade eder. Dostluğun samimi, düşmanlığın ise açıkça belirlenmiş olması, ikiyüzlülükten ve gizli düşmanlıklardan kaçınmayı sağlar.
- Dost ile ekmeği incecik uzunca yemek gerek: Dostlarla ilişkilerde, hemen her şeyi tüketmek veya bitirmek yerine, yavaş yavaş, özenle ve keyifle paylaşarak ilerlemek gerektiğini anlatır. Bu da dostlukların daha kalıcı ve güçlü olmasını sağlar.
- Dost ile ye, iç; alışveriş etme*: Dostluklarını sürdürmek isteyenler birbirleriyle alışverişte bulunmamalıdırlar; çünkü iki dost arasındaki alışveriş, ilerde dostluğu bozucu bir etken olabilir.
- Dost (İyi dost) kara günde belli olur*: Bir kimseye kara gününde dost kalmak, onun üzüntüsünü paylaşmayı, bazı özverilerde bulunmayı gerektirir; işte buna katlanan, gerçekten dost olduğunu gösterir. Kara günlerde yanınızda olan dostlar, gerçek dostlarınızdır.
- Dost kazanırsan tut, düşman kazanırsan güt: Dostlarımıza yakın davranmalı, düşmanlarımıza ise temkinli ve uzak davranmalıyız.
- Dost kusura kalmaz, düşman ise beğenmez: Dostluk ilişkilerinde karşılıklı anlayış ve hoşgörü esastır, ancak düşmanlık durumunda yapılan her şey eleştirilir ve takdir edilmez.
- Dost lokması bahaneyle yenir: Dostların birbirlerine faydalarının dokunabilmesi için bazen bazı sebeplerin olması gereklidir.
- Dost olmak kolay sürdürmek zor: Dostluk kurmanın nispeten basit olduğunu ancak bu ilişkiyi devam ettirmenin emek ve özen gerektirdiğini ifade eder. Gerçek dostluk, sadakat, anlayış ve fedakârlıkla uzun süre korunur.
- Dost sanma şanlı vaktinde dost olanı, dost bil gamlı vaktinde elinden tutanı: İyi günlerinde yanında olanı değil, kötü günlerinde yardımına koşanı dostun bil.
- Dost sırrını dost bilir: Bir insanın en özel ve gizli bilgilerini sadece güven duyduğu, yakın dostlarına emanet edeceğini ifade eder. Gerçek dostlar, sır saklamayı ve güveni boşa çıkarmamayı bilirler.
- Dost ya ikidir, ya üç; ondan sonrası hiç: Gerçek dost, dost olduğu kimseler için her türlü fedakarlığı yapar. Bu yüzden insanın gerçek dostu çok azdır.
- Dost yoluna post olmalı: Arkadaşlara, dostlara yardım için gerekli olan hiçbir şeyden kaçınılmamalıdır, gerekli fedakarlıklar yapılmalıdır.
- Dost yüzünden, düşman gözünden bellidir: Dost insana daima sevgi ve saygıyla bakar, gülümser, düşman ise içinden hep kötülük geçirir ve bu sadece bakışlarından belli olur. Bu yüzden dostumuzu düşmanımızı yüzlerinden ve bakışlarından anlamak mümkündür.
- Dost zindan kapısında belli olur: Gerçek dostlarımızı başımız derde girdiğinde daha iyi tanıyız.
- Dosta iltifat, düşmana müdara: İnsan sevdiği kişiyi över, sevmediği kişi hakkında ise iyi sözler söylemez, iyi şeyler düşünmez.
- Dosta sır verme düşman olur, düşmana kötü söyleme dost olur: İnsan ilişkilerindeki değişkenliğe dikkat çeker. Düşmanlıkların dostluğa, dostlukların ise düşmanlığa dönüşebileceği vurgulanır; bu nedenle, insanların sırlarını paylaşırken veya karşı tarafa zarar verici sözler sarf ederken dikkatli olmaları gerektiğini anlatır.
- Dostluk başka, alışveriş başka*: (atasözünün anlamı) İki kişi arasındaki dostluk, alışverişte birinin ötekine özveride bulunmasını gerektirmez.
- Dostluk görünceye kadar değil, ölünceye kadar olmalı: Gerçek dostluğun geçici olmadığını, zorluklar ve zamanla sınansa da sonsuza dek sürmesi gerektiğini ifade eder. Dostluk, sadece iyi günlerde değil, hayatın her anında sadakat ve bağlılıkla devam etmelidir.
- Dostluk göstermekle düşman ezilmez: Düşmanımıza iyi niyetle yaklaşırsak tekrar kötülük görebiliriz.
- Dostluk kantarla, hesap (alışveriş) miskalle (Alışveriş miskalle, dostluk batmanla / Dostluk dağca, hesap kılca)*: Çok yakın dostlar arasında alacak verecek hesabı olursa, bu, bir özveri konusu yapılmamalı; hesap kuruşu kuruşuna görülmelidir.
- Dostluk okkayla, alışveriş dirhemle*: Dostluğun tartısı olmaz, alışveriş ise ölçüye göre olur.
- Dostsuz insan kanatsız kuş gibidir: Dostların insanın hayatında büyük bir destek olduğunu ve onsuz hayatın eksik kalacağını anlatır. İnsan, dostlarıyla birlikte zorlukları aşar ve daha mutlu bir yaşam sürer.
- Dosttan zarar gelmez: Gerçek dostların birbirlerine zarar vermeyeceği, dostluk ilişkilerinde karşılıklı güven ve iyilik olduğunu ifade eder.
- Dostun attığı gül onulmaz yara açar: Sevilen birinin veya yakın bir arkadaşın yaptığı küçük bir olumsuzluğun bile derin ve kalıcı bir üzüntü yaratabileceğini ifade eder. Dostlardan gelen incitici davranışların, başkalarından gelebilecek daha büyük kötülüklere göre daha fazla acı verdiğini vurgular.
- Dostun attığı taş baş yarmaz*: Dostumuzun bizi hırpalaması gücümüze gitmez. Çünkü bunun iyi niyetle ve iyiliğimiz için yapıldığını biliriz.
- Dostun ekmeğini düşman gibi ye: İnsan dostuna ihtiyaç duyduğunda çekinmeden söylemelidir ve yardımını gönül rahatlığıyla kabul etmelidir (?).
- Dostun sertliğinden korkma, düşmanın yaltaklanmasından kork: Bizim iyiliğimizi isteyen kimseler, hata yapıyorsak uyarırlar ama düşmanlarımız bu hatayı desteklerler.
- Dostunu methederken biraz da yerecek yerini bırak: Hiç kimse hatasız değildir, bu nedenle insan arkadaşını överken kusurlarından da bahsetmezse inandırıcı olmaz.
- Dostunu sev ama, düşmanını kolla: Dostlarımıza davrandığımız şekilde düşmanlarımıza davranamayız. Herkese hak ettiği şekilde davranmak gerekir.
- Açma sırrını dostuna, dostunun dostu vardır o da söyler dostuna (Sırrını açma dostuna, o da söyler dostuna)*: "Bir sırrın sır olarak kalabilmesi için en yakın dosta bile söylenmemelidir" anlamında kullanılan bir atasözü.
- Ahmak dost akıllı düşmandan beterdir: Akılsız bir dostun, akıllı bir düşmandan daha zararlı olabileceğini ifade eder. Akılsız dost, iyi niyetle bile olsa yanlış kararlar verip zarara yol açabilirken, akıllı bir düşmanın hareketleri tahmin edilip önlem alınabilir.
- Akıllı, dostunu her zaman hatırlar: İnsanların sadece yardıma ihtiyacı olduğunda değil, başka zamanlarda da dostlarını aramalarının gerektiğine işaret eden bir sözdür.
- Akıllı düşman, akılsız dosttan hayırlıdır (Akıllı düşmandan korkma, deli dosttan kork)*: (atasözünün anlamı) Akıllı düşmanla anlaşmak, akılsız dostla anlaşmaktan daha kolaydır.
- Akılsız dosttan akıllı düşman hayırlıdır: Cahil ve beceriksiz kimselerle dost olup onlara güvenmenin, akıllı bir düşmandan daha büyük zarar verebileceğini ifade eder.
- Ananın dostu damat, babanın dostu evlat: Bazı damatlar kayınvalidelerine gerçek oğulları gibi yakın davranırlar.
- Arkadan düşman yüze gelince dost olur: Birisine kin duyan kimse ona daha kolay zarar verebilmek için önce dostluğunu kazanmaya çalışır.
- Arslan postunda gönül dostunda*: Her şey kendi yerinde değer kazanır. Canlı, cansız her şeyin bir yakışığı vardır, insan onları bu durumda görmek ister.
- Aşikar düşman, gizli dosttan yeğdir: İnsan tanıdığı düşmanından nasıl zarar geleceğini bilir ona göre önlem alır, kendini koruyabilir. Fakat dost gibi görünen ve zorda kaldığında ortadan yok olan ya da ihanet eden kişiye güvendiğinde başına büyük dertler açar.
- Ata dost gibi bakmalı, düşman gibi binmeli*: Çalışanınızı iyi beslerseniz onun gücü artar ve daha verimli işler yapar.
- Ata dostu oğula mirastır*: Baba dostları, babamızdan bize kalan miras gibidirler, bizi kollarlar ve bize her türlü yardımı yaparlar.
- Atasına düşman olan, evladına dost olmaz: Anne ve babasını sevmeyen, onlara kin güden kişilerin içi kötülükle dolar. Çocukları olduğu zaman onlara hiçbir zaman sevgi ve şefkat göstermezler.
- Ateşin dostluğu olmaz: Felaket getirebilecek şeylerin bazı güzel yönleri olsa bile onlara aldanmamalıyız.
- Atın varken yol tanı, ağan varken el tanı: Elde imkân varken gezip dolaşmak, dost edinmek gerekir.
- Bak bana bir gözle, bakayım sana iki gözle: İnsan kimden dostluk ve iyilik görürse ona karşı daima sevgi ve saygı duyar.
- Barut ile ateşin dostluğu olmaz: Bir araya geldiğinde tehlike yaratacak şeyler daima birbirinden uzak tutulmalıdır.
- Bir adım gelene iki adım varılır (Bir ayak gelene, iki ayak giderim): İnsan kimden yakınlık görürse ona karşı daha dostça davranır.
- Bir dost kırk yılda kazanılır: Gerçek dostluğu kazanmak çok zordur; gerçek dost güvenilir, yalansız olmalıdır.
- Bir dostun bin düşman kadar kahrı olur (Dostun zahmeti düşmanınkinden çok olur): Dostluğun yürüyebilmesi için yeri geldiğinde fedakarlıklar yapılır, sıkıntıya düşülür, ama önemli olan dostluğun devam etmesidir.
- Bir göz ağlarken öbür göz gülmez*: Keder veya sıkıntı varken dostlar, akrabalar eğlenmezler, eğlenmemelidirler.
- Bir selam bin hatır yapar: Selam, dostluk ve sevgiyi belirten bir davranıştır. Güler yüzle ve selam vererek tanımadığımız birinin bile gönlünü alabiliriz.
- Borç alınırken dost, ödenirken düşmandır: İnsan borç alacağı kimseye karşı çok candan ve samimi davranır. Ödeme zamanı gelince kaçacak yer arar.
- Cahil kendisinin düşmanıdır, başkasına nasıl dost olur: Cahil insanların kendi zararlarına davrandığını ve bu nedenle başkalarına faydalı olamayacaklarını ifade eder. Yani, kendisine bile yararı dokunmayan biri, başkalarına dost olamaz.
- Cahilin dostluğundan arifin düşmanlığı yeğdir (Deli dostun olacağına akıllı düşmanın olsun)*: Akılsız kimse iyi niyetli olsa dahi yaptığı işin ne gibi kötü sonuçlar doğuracağını hesap edemediğinden dostuna bilmeyerek fenalık edebilir, akıllı düşmanın yapacağı kötülükse akıl yoluyla sezilir ve gereken tedbir alınabilir.
- Cahilin dostluğundan düşmanlığı yeğdir: Cahil bir kişinin dostluğunun bile zarar verebileceğini, bu yüzden düşmanlığının bile daha az tehlikeli olduğunu ifade eder. Cahil kişiyle arkadaşlık etmektense, onun düşmanlığını göze almak daha iyidir.
- Can canın yoldaşıdır: İnsanın tek başına yaşaması mümkün değildir. Konuşmak, yardımlaşmak, eğlenmek için mutlaka arkadaş ve dost edinmesi gerekir.
- Çok dostu olanın hiç dostu yoktur: Her karşısına çıkan insanla dostluk kurmaya kalkanların çevresindekilerin pek fazla dostları olduğu söylenemez.
- Deliden dost olmaz: Akılsız, saf kimselerle arkadaşlık etmeye gelmez. Çünkü böyle kimselerin bir anı bir anını tutmaz.
- Domuz derisi post olmaz eski düşman dost olmaz*: Birçok nedenin birbirini izlemesiyle sürüp gelmiş olan eski düşmanlık, dostluğa dönüştürülemez.
- Döv gâvuru dostun olsun: Bazı insanlar zoru görünce kötü davranışlardan vazgeçebilirler.
- Düğün aşıyla dost ağırlanmaz (Düğün pilavı ile dost gönüller)*: "Ağırlamanın değeri, özel olarak hazırlanmasında, bir fedakârlık yapılmasındadır" anlamında kullanılan bir atasözü.
- Düşenin dostu olmaz (Düşenin dostu olmaz hele bir düş de gör)*: Varlıklı kişi yoksullaşınca çevresindeki dostlarından kimse kalmaz.
- Düşenin düşmanı, kalkanın dostu çok olur: Toplumda çok sayıda fırsat düşkünü vardır. Zayıf ya da güçlü durumumuzdan faydalanmaya çalışırlar.
- Düşmanın balını yiyeceğine dostunun suyunu iç:
- Dostluk ilişkilerinin maddi kazançlardan daha değerli olduğunu vurgular. Gerçek dostlarla paylaşılan küçük şeylerin düşmandan gelen büyük nimetlerden daha kıymetli olduğunu anlatır.
- Düşmandan gelecek tatlı vaatlerin tehlikeli olabileceğini, dostun verdiği basit bir şeyin bile daha değerli ve güvenilir olduğunu ifade eder.
- Düşmanın düşmanı dostundur: Aynı kişiye düşmanlık edenler birbirlerine yakın insanlardır.
- Düşmanın ekmeğinden dostun şamarı yeğdir: Düşmanlarımızla bir araya gelmemeli, dostlarımız bizim iyiliğimiz için sert de davransalar yine de onlarla olmalıyız.
- Düşmanınki kayar geçer, dostunki koyar gider: Dost kimselerin yaptıkları, sıradan kimselerin yaptıklarına göre insanı daha çok kırar, üzer.
- Er/Yiğit varlıklı olunca, baş düşmanı dost olur, erden varlık gidince, baş dostları düşman olur: İnsan zengin olunca, onu hiç sevmeyenlerden bile yakınlık görür. Ama varlığını kaybettiği zaman en yakın dostları bile onu terk eder.
- Eski dost düşman olmaz (Eski dost düşman olmaz, olsa da yakışmaz)*: Eski dostların dostlukları köklüdür; aralarında dargınlıklar olsa bile bu durum düşmanlığa varacak boyutlara ulaşmaz.
- Eski dost düşman olmaz, yenisinden vefa gelmez*: Aralarında ufak tefek dargınlıklar olsa bile eski dostlar birbirlerine düşman olmazlar, yeni kazanılan dostlarla arada henüz sıkı bir bağ oluşmadığı için bu durum söz konusu değildir.
- Eski dost kara gün bineği: İnsanın başı derde girdiği zaman ona yardım edecek kişi, eskiden tanıdığı güvendiği kişi olacaktır.
- Fakir dost çabuk unutulur: Çıkarcı kişi fayda görmediği arkadaşını aramaktan kaçınır.
- Fakirsen dostun yok, zenginsen ahbabın çok: Varlıklı kimselerin, fakirlere nazaran daha çok dostları vardır. Para diğer insanları onlara yöneltmekte ve sahte dostlar edinmektedirler.
- Garibin dostu olmaz: Dünya çıkar dünyası olduğu için fakir, kimsesiz kişilerin çevre edinmesi çok güçtür.
- Gâvurdan dost olmaz: Kişinin kendi kültür ve inanç sistemine ait olmayan insanlara güvenmemesi gerektiği ifade eder.
- Gönül ne mey ister ne meyhane; gönül dost ister mey bahane: İnsanlar dost kazanmak ve dostlarıyla bir arada olmak isterler. Bir araya gelmeler, toplantılar, eğlenceler vb. dostluklar için bir güzel bir araçtır (mey: şarap).
- Göz hasmını, gönül dostunu bilir: Göz düşmanını bakışından tanır. Gönül de kendini seveni, dostunu hisseder.
- Güvenme (inanma) dostuna, saman doldurur postuna*: Dost sandığın birtakım kimseler sana kolaylıkla kötülük edebilirler.
- Hasım hasımı ateşe atar, dost dostu başta tutar: Düşman kötülük etmek için her yolu dener, dost ise daima bizim iyiliğimizi ve mutlu olmamızı ister.
- Hayırsız dost gereksiz post: Faydasız hatta zarar gelebilecek kimselerle arkadaşlık yapılmamalıdır.
- Her şeyin yenisi, dostun eskisi*: "Dostluk eskidikçe güç ve değer kazanır" anlamında söylenen bir atasözü.
- Her yüze gülen dost olmaz (Her yüze güleni dost sanma): Görünüşte dostça davranan, yüzünüze gülen herkesin gerçek dost olmadığını, bazı insanların sahte davranışlar sergileyebileceğini anlatır.
- İlim, sahibine dost; mal, sahibine düşman kazandırır: Bilgili insanların saygı ve dostluk kazanırken, zengin insanların mal varlıkları nedeniyle kıskanılabileceğini ifade eder. İlim, insanlara fayda sağladığı için takdir toplar; mal ise düşmanlık ve haset doğurabilir.
- İlmin dostundan, düşmanı daha çoktur: İlme ve bilgiye karşı çıkanların, destekleyenlerden daha fazla olduğunu; bilginin ve ilmin değerinin anlaşılmasının zor olduğunu ve her zaman kolayca kabul görmediğini anlatır.
- İnsan malı bir dost için kazanır bir de düşman için: İnsanların sahip olduğu mal varlığını hem sevdikleriyle paylaşmak hem de düşmanlarına karşı güvence sağlamak amacıyla kazandığını ifade eder.
- İnsanın bir sır dostu, bir de sofra dostu vardır: Bütün dostlarımızla her şeyimizi paylaşamayız, özel durumlar için özel dostluklar gerekir.
- İyi günle iyi dosta doyum olmaz: Sıkıntıdan uzak ve çevresinde kendisini seven dostlarının bulunması insana büyük mutluluk verir.
- Kara gün dostu az olur (Kara gün dostu olmaz): Zor ve sıkıntılı zamanlarda gerçek dostların sayısının az olduğunu, çoğu insanın iyi günlerde yanında olmasına rağmen kötü günlerde yanınızda kalacak dostların nadir bulunacağını veya bulunmayacağını ifade eder.
- Kazanırsan dost kazan, düşmanı anan da doğurur (Sen dost kazan, düşman ocağın başından çıkar)*: Sen dost kazanmanın yoluna bak, düşman kolay kazanılır.
- Korkak dostun olacağına cesur düşmanın olsun: Güvenilmez ve korkak bir dost yerine, açık ve cesur bir düşmanın daha tercih edilir olduğunu ifade eder. Cesur bir düşmanın, niyetlerini açıkça belli ettiğini ve güvenilmez bir dostun yarattığı belirsizlik ve güvensizlikten daha az zarar verici olabileceğini vurgular.
- Kömürcü ile dost olanın eline kara bulaşır (Kömürcü dükkânına giren yüzü kara çıkar): Kötü alışkanlıkların veya olumsuz arkadaşlıkların kişiye zarar verebileceğini ve onların etkisinin kaçınılmaz olduğunu vurgular.
- Kurt ile koyun dost olmaz: "Ezeli düşmanların dost olmaları çok güçtür" anlamında kullanılan bir atasözü.
- Kusursuz dost arayan dostsuz kalır (Ayıpsız dost arayan, dostsuz kalır / Dost beğenmeyen, dostsuz kalır)*: Kusursuz kişi olmadığından, kendisine kusursuz bir dost arayan kimse aradığını bulamaz, dostsuz kalır.
- Mal adama hem dost, hem düşmandır*: Malın insana yararı olduğu gibi zararı da vardır. Varlıklı kimselerin etraflarında, sırf paralı oldukları için, bir çok sahte dostları bulunur.
- Malı olmayanın dostu olmaz: Varlıksız kimselerin çevresi az olur. Malı olmayan kimseye dostluk gösteren olmaz.
- Mürai (Riyakâr) dosttan doğru sözlü düşman yeğdir: İkiyüzlü, sahtekâr kimselerle dost olmaktansa kendi halinde, dürüst, sözünün eri kimselerle dost olmak daha faydalıdır (mürai: ikiyüzlü, riyakar kimse).
- Nekesin dostu olmaz: Pinti eli sıkı kişileri kimse sevmez, çünkü kimseye faydalan yoktur (nekes: cimri).
- Nifak dostluğa düşmandır: Anlaşmazlık ve nifakın dostluk ilişkilerini bozduğu ve dostluğa zarar verdiğini ifade eder. Dostlukların sağlıklı ve güçlü kalabilmesi için güven, anlayış ve uyum gereklidir. Ancak nifak, yani fitne ve ayrılık tohumları, bu uyumu ve güveni yok ederek dostlukları zedeler.
- Ölen ile gidenin dostu olmaz:
- Tanıdıklarından uzaklaşan insan çabuk unutulur (?).
- Yakınlarını ve yaşadığı çevreyi terk edip giden insan, gittiği yerde kendini yalnız hisseder.
- Örtülü pazar dostluğu bozar: Ticarette dürüstlük çok önemlidir. Hileli, gizli kapaklı işlerle uğraşanlarla kimse arkadaşlık ve alışveriş etmez.
- Parayla dost bulunmaz*: Para kazanmayı bildiği hâlde dost kazanmayı bilmediği için sevilmeyen, sayılmayan nice insan vardır.
- Refikin iyisi ile uzun yol yoktur: İnsan halden anlayan vefakâr dostlara sahip olursa hiçbir zaman zorda kalmaz.
- Sadık dost akrabadan yeğdir*: Candan dost akrabadan daha hayırlı olur. İnsanın dostu fedakar ve iyi yürekli olursa, akrabalarından görmediği yakınlığı ondan görür.
- Sadık dostun nasihati acıdır, acıtmaz; hain düşmanın sözü tatlıdır, acıtır: Gerçek dostlar, iyiliğiniz için sizi eleştirir ve dürüst davranır. Bu eleştiriler ilk başta hoşunuza gitmese de uzun vadede sizin yararınıza olur. Öte yandan, düşmanlar veya kötü niyetli insanlar tatlı sözlerle sizi yanıltabilir, ama bu yanıltmaların sonucu acı verici olabilir.
- Saygının olmadığı yerde dostluk olmaz: Dostluğun temelinin karşılıklı saygıya dayandığını ifade eder. Saygısız ilişkilerde samimiyet ve güvenin de kaybolacağına işaret eder.
- Seyrek git sen (sıkça varma) dostuna, kalksın ayak üstüne (Sık gidersen dostuna, yatar arka üstüne / Dosta çok varan, ekşi yüz görür)*: Kişi dostuna sık sık giderse seyrek gittiğinde gördüğü konukseverliği görmez ve saygınlığı azalır.
- Sırrını dostuna, dostunu düşmanına açma: Kişiler kendi sırlarını saklarken dostlarının sırlarını da saklamayı bilmelidir.
- Sırrını düşmanın bilmesin dersen dosta dahi açma: Sırların güvende kalması için en yakın dostlarla bile paylaşılmaması gerektiğini ifade eder. İnsanlar arasındaki ilişkiler zamanla değişebilir ve sırların yayılmasına neden olabilir.
- Şeytana uyup yolundan kalma, her yüze güleni dost olur sanma: Kurnaz, sahtekâr kişiler kandıracakları kimseye önce dostça yaklaşırlar. Bu yüzden her yüzümüze gülen kişiye güvenip aldanmamalıyız.
- Şeytanın dostluğu darağacına kadardır*: Kötü arkadaş kişiyi yoldan çıkartıp ölüme kadar sürükleyebilir ama ölümün eşiğinde onu kaderiyle baş başa bırakır.
- Talihli adamın düşmanı, talihsiz adamın dostu ölür: Talihsiz insan sevdiklerini yitirir, sevmedikleriyle baş başa kalır.
- Tatlı söz dost kazandırır, acı söz düşman: Tatlı ve nazik bir dil kullanmak, iletişimi olumlu yönde etkiler ve insanlar arasında iyi ilişkiler kurulmasını sağlar. İnsanlar, kendilerine nazik davranan ve hoş sözler söyleyen kişilere karşı olumlu duygular beslerler. Ancak, sert ve kırıcı sözler insanların kalbini kırar ve olumsuz duygulara yol açar, bu da düşmanlıklara sebep olabilir.
- Utanma pazar, dostluğu bozar*: Taraflar birbirine ne denli yakın da olsalar bir alışverişte açıkça konuşup anlaşmaları gerekir, "ayıp olur" kaygısıyla başta değinilmeyen konular yüzünden sonradan araya soğukluk, kırgınlık girer.
- Ya kendine uygun dost bul, ya kendin dosta uy: Arkadaşlıkların yürüyebilmesi için tarafların özverili davranması lazımdır.
- Yağmurda düşmanın koyunu satılsın, dostun atı: Yağmurdan ıslanan koyun gösterişsiz ve değersiz görünür; buna karşın at daha canlı, daha kıymetli görünür.
- Yakın dost uzak hısımdan yeğdir*: İlgi ve iyiliklerini görmekte olduğumuz komşu ve dostlarımız, hiçbir ilgisini görmediğimiz hısımlarımızdan bize daha yakındır.
- Yedi adım yolun, bir yudum suyun hakkı vardır: İki insanın tanışıp kaynaşması ve aralarında bir dostluk bağı oluşması için özel bir kurala, yola, yönteme gerek yoktur, kısa bir yolculuk, küçük bir ikram bile bu yakınlığı sağlayabilir.
- Yeni dosttan vefa gelmez (Eski dost düşman olmaz, yenisinden vefa gelmez)*: Sağlam dostlukların ve kalıcı dostluk bağlarının kurulması uzun süre alır. Yeni dost bugün varken yarın yok olabilir.
- Yeni dostu ara ama eski dostu da unutma: Devamlı değişen çevremizle birlikte yeni dostlar edinirken eski dostlarımızı da ihmal etmemeli ilişkilerimizi kesmemeliyiz.
- Yolun yokuşu, dostla çıkılır: Zorlu süreçlerin ve mücadelelerin dostlarla daha kolay aşılacağını ifade eder. Gerçek dostlar, sıkıntılı zamanlarda destek ve dayanışma sunarak, zor yolları birlikte kat etmeyi sağlarlar.
- Zengin dostlarının kim olduğunu bilmez: Zengine herkes dostluk ve yakınlık gösterir. Fakat o içlerinden hangilerinin gerçek dostları olduğunu bilemez (fakirliğe düşmeyince).
Dost ile ilgili birleşik kelime ve fiiller
- Dost canlısı: Arkadaş canlısı, arkadaş olmaya meyilli: Dost canlısıydı; eğer karşısındakinin art niyetsiz olduğunu anlamışsa bir numaralı dost canlısı kesilir, çakallara karşı acımasızlığını elden hiç bırakmazdı. (M. Beşer)
- Dost düşman: Herkes: Hz. Muhammed'in doğruluğu konusunda dost düşman herkes görüş birliği içinde idi. (H. Döndüren)
- Dost eli: Yabancı olmayan: Hani çırpınırken uzanacak bir dost eli ararsınız, fakat bulamazsınız bir türlü ve kalakalırsınız ya hani dertlerinizle baş başa, kimsesiz, dostsuz... Bilin ki Allah kimsesizlerin kimsesidir. Bilin ki Allah dosttur... (Y. Bahadıroğlu)
- Dost kazığı: Dostlar, ahbaplar tarafından aldatılmak: Biz dost kazığı yemiş insanız. Düşman fesatlığı bize koymaz. (E. Şeyda)
- Dost olmak: Yakınlık kurmak, ahbap olmak: Dost oldular, daha sonra akraba... İyilik, güzellik ve doğrulukta, yardımlaşma ve dayanışmada birleştiler. (V. Karanfil)
- Dostum: (ünlem) Saygı ve yakınlık belirten hitap sözü: Boş sözlere kanma dostum / Vefasızları anma dostum / Kaybeden hep sen olursun / Kahredip de yanma dostum (V. Azgı)
- Eş dost: Tanıdıklar: Eş dost çok alâka gösteriyor, ellerinden geleni yapıyorlardı. (K. Atay)
- İyi gün dostu: Dostlarının sıkıntılı zamanlarında yanlarında olmayan kimse: "İyi gün dostu, kara gün dostu yoktur," derdi annem. "Hakiki dost, her zaman dosttur," diye ilave ederdi. (B. Şenver)
- Kara gün dostu: Sıkıntılı günlerde de dostluğunu sürdüren ve destek olan kimse.
Soru ve Yorumlar: 23
(Atasözü deyim yaza yaza bende eskiler gibi konuşmaya başladım)
Soru/Yorum Formu
»