Göz ile ilgili atasözleri ve anlamları

Güncellenme: Soru/Yorum: 0
İçinde "göz" sözcüğü geçen atasözleri ve açıklamaları:

Peçeli bir bayanın siyah gözleri
Göz bir penceredir, gönüle bakar

  • Göz bakar, can çeker: Bazı görünüşler insanların arzularını canlandırabilir.
  • Göz bakar, su akar: Her iş zamanında yapılmalıdır. Zamanında yapılmayan işler fayda vermez. (?)
  • Göz bir penceredir, gönüle bakar: Bir kişinin iç dünyasını, duygularını, düşüncelerini veya karakterini gözün dışarı yansıttığını dolayısıyla insanın gözlerine bakarak niyetini anlamanın mümkün olabileceğini anlatır.
  • Göz düşmanını (hasmını) tanır: Kişiler kendilerine kötülük yapmak isteyenleri hissedebilir.
  • Göz gördüğünü (ağız yediğini) ister: Kişi her zaman gördüğü, bildiği, yemeye alıştığı şeyleri unutamaz, onları sürekli ister.
  • Göz görmeyince gönül katlanır: Yakınımızda bulunmayanların acısına daha kolay dayanabilir, katlanabiliriz.
  • Göz görür, gönül ister (çeker): Kişi görmediği, bilmediği şeylerin yokluğunu duymaz, istemez. Görüp beğendiği şeylere karşı istek duyar.
  • Göz terazi, akıl/el mizan: Bazı işleri sürekli yapan kişi bu işe alışır ve ölçmek için araç gereç kullanmadan da düzgün bir şekilde yapabilir.
  • Göz var görmek için, akıl var bilmek için: İnsanların çevrelerini algılama, düşünme, analiz etme ve anlama yeteneğine sahip olduklarını, bu yeteneği bilgi edinmek için kullandıklarını veya kullanmaları gerektiğini ifade eder.
  • Göz yumulunca kıymeti bilinir: "Çoğu zaman insan öldükten sonra değeri ve kıymeti anlaşılır" anlamında bir atasözü.
  • Gözden ırak olan gönülden de ırak olur: Ayrı düşenlerin arasındaki sevgi ve bağlılık zamanla azalır.
  • Göze yasak olmaz: İnsanların göz önünde olan bir şeyi görmekte özgür olduklarını, yani bakmak istedikleri şeye bakmalarında bir sakınca olmadığını ifade eder.
  • Gözü tanede olan kuşun ayağı tuzaktan kurtulmaz: Hep çıkar peşinde koşan kişi tehlikeden uzak kalamaz.
  • Gözüm, sana mı inanayım, sözüm sana mı?: Kişinin söylediklerine mi yoksa yaptıklarına mı güvenileceğinin bilinemediği durumlarda söylenir. Görünenlerin olduğu gibi, değiştirilmeden başkalarına aktarılmasının önemine vurgu yapar.
  • Gözün ile gördüğünü eteğin ile ört: Bir kişinin başkalarının bilgisini, sırlarını veya kusurlarını gizlemesini ve bu konuda sessiz kalması gerektiğini anlatır.
  • Abdalın karnı doyunca gözü pabucundadır (yolda olur): Çıkarına düşkün kimselerin arkadaşlığı işi bitinceye kadardır.
  • Aç gözünü, açarlar gözünü: Yaptığın işlerde uyanık davranmazsan çok kötü durumlarla karşılaşır, gözünü dört açmak zorunda kalırsın.
  • Aç ölmez gözü kararır, susuz ölmez benzi sararır: Yoksulluk insanı öldürmez ama türlü türlü üzüntü ve sıkıntı içinde yıpratır.
  • Aç tokun gözüne bakmakla doymaz: Yoksul insanla ilgilenmek ancak ona yardım etmekle olur.
  • Açın gözü ekmek teknesinde olur: Kişinin tek düşüncesi, yaşaması için gerekli olan şeyi elde etmektir.
  • Açın karnı doyar, gözü doymaz: Tutkulu olduğu konuda insan doyumsuzdur, yetinmek bilmez.
  • Açtı ağzını, yumdu gözünü: "Öfkelenerek veya kızarak ağır sözler söyledi" anlamında bir atasözü.
  • Ağanın gözü ata tımardır: İş sahipleri denetimlerini sürekli yaparlarsa işler yolunda gider.
  • Ağanın gözü öküzü (ineği) semiz eder: Ana babalar çocuklarına, mal sahipleri de mallarına iyi bakarlarsa iyi sonuçlar alınır.
  • Ağanın gözü yiğidin sözü: Çalışanlarını gereği gibi yöneten ve çalıştıran kişi iyi bir yöneticidir, sözünün eri olan kimse de yiğittir.
  • Ağaran baş, ağlayan göz gizlenmez: Belirtileri meydanda olan yaşlılık ve izleri ortada duran üzüntü ne yapılsa gizlenemez.
  • Ağlar gözden, sahte sözden kendini sakın: "Kendini acındıranlardan kork" anlamında söylenen bir atasözü.
  • Ağlayıp da gözden mi olayım?: Meseleyi büyütüp sıkıntıya girmek gereksiz.
  • Ağrılardan göz ağrısı, her kişinin öz ağrısı: Herkesi en çok ilgilendiren kendi derdidir.
  • Ağzı eğri, gözü şaşı ensesinden belli olur: Bir kişinin tutum ve davranışları, o kişide birtakım eksiklikler bulunduğunu gösterir.
  • Ağzını açacağına gözünü aç: Dikkatli ol, uyanık ol.
  • Alakargada alacağım olsun, alamazsam gözümü oysun: Borçlu olmaktansa alacaklı olmak iyi bir şeydir.
  • Allah sağ gözü (eli) sol göze (ele) muhtaç etmesin: Allah kimseyi kimseye, en yakınlarına bile muhtaç etmesin.
  • Ar gözden, kâr yüzden anlaşılır: Birinin içtenlikle davrandığı veya dürüst olduğu durumlarda, bu durumun yüz ifadesinden veya davranışlarından anlaşılabileceğini belirtir. Aynı şekilde, birinin amacının veya niyetinin kişisel kazanç olduğu durumlarda da, bu durumun yüz ifadesinden veya davranışlarından anlaşılabileceğini ifade eder.
  • Arığa (göle) su gelene kadar kurbağanın gözü patlar: Yapılması geciken iyilikler, bekleyenleri sıkıntı içinde bırakır.
  • Artık mal göz çıkarmaz: Ne kadar ve ne türden mal olursa olsun malın fazlası elden çıkarılmamalıdır çünkü mutlaka bir gün gelir lazım olur.
  • Aşığın gözü kördür (kulağı sağırdır): Kendisini aşka kaptıran kimse, sevgilisinin kusurlarını görmediği gibi çevresinde olup bitenlerle de ilgilenmez.
  • Azıksız yola çıkanın gözü el torbasında kalır: İleride gereksinim duyacağı şeyleri zamanında hazırlamayan kişi, hazırlık yapan diğer insanlardan yardım bekler.
  • Bakan göze bağ (yasak) olmaz: Herkesin gözü önündeki şeye bakılması önlenemez.
  • Bana kör diyenin ela gözü olsa!: Birinin başkalarını eleştirmeden önce kendi durumunu gözden geçirmesi ve kendi kusurlarını fark etmesi gerektiğini alay yollu belirtir.
  • Bekar gözü kör gözü (Bekâr gözü ile kız alınmaz): Bekâr erkek, evlenme istek ve heyecanı içinde olduğundan alacağı kızın kusurlarını göremez.
  • Besle kargayı oysun gözünü: Elinde büyüttüğün kişi gün gelip sana nankörlük edebilir.
  • Bir anaya bir kız, bir kafaya bir göz: Bir başa bir göz ne kadar gerekli ise bir anneye bir kız da o denli gereklidir.
  • Bir başa bir göz yeter: "Azla yetinmek gerekir" anlamında söylenen bir atasözü.
  • Bir göz ağlarken öbür göz gülmez: Keder veya sıkıntı varken dostlar, akrabalar eğlenmemelidir.
  • Caminin (mescidin) mumunu yiyen kedinin gözü kör olur: Kendisini yetiştiren kimsenin malına hıyanet eden, el uzatan kimse cezasını bulur.
  • Civcivde gözün, et yemeye yüzün olsun: Kişi, karşılık beklediği işten istediğini alabilmek için gereken harcamaları yapmalıdır.
  • Delinin gözü, sarhoşun sözü: Sağlıklı bir zihin veya mantıkla açıklanamayan bir durumu veya davranışı veya bunlardan sakınılması gerektiğini anlatır (?).
  • Devletli gözü perdeli olur: Zengin, işi yolunda kimse yoksulların hâlinden anlamaz.
  • Dost yüzünden, düşman gözünden bellidir: Dost insana daima sevgi ve saygıyla bakar, gülümser, düşman ise içinden hep kötülük geçirir ve bu sadece bakışlarından belli olur. Bu yüzden dostumuzu düşmanımızı yüzlerinden ve bakışlarından anlamak mümkündür.
  • Dört göz bir evlat için: Anne ve babanın bütün emek ve didinmesi evlat içindir.
  • Durdu durdu, turnayı gözünden vurdu: Uzun süre bekledi ancak sonunda isteğini elde etti.
  • El için ağlayan gözden olur: Başkası için yapılacak fedakârlığın bir sınırı vardır.
  • El terazi, göz mizan: "Elle tartıp ağırlığı, gözle bakıp hacmi tahmin edebiliriz" anlamında söylenen bir atasözü.
  • Eli işte gözü oynaşta (Eliyle hamur ovalar, gözüyle dana kovalar): "Dikkatini, yaptığı işe vermez, iş yaparken başka şeylerle de ilgilenir" anlamında söylenir.
  • Elin gözü taşı eritir: Birinin kıskançlığının veya olumsuz bakış açısının, bir başkasının başarısını veya mutluluğunu tehlikeye atabileceğini ifade eder.
  • Elin gözündeki çöpü görür, kendi gözündeki merteği görmez: Büyük kusurlarına bakmayıp başkasının en küçük kusurunu bile kınayanlar için söylenir (mertek: Kalın odun).
  • Ergen gözüyle kız alma, gece gözüyle bez alma: İnsan hiçbir şeyi incelemeden, gözü kapalı biçimde bir şey almamalıdır.
  • Fazla mal göz çıkarmaz: Ne kadar ve ne türden mal olursa olsun malın fazlası elden çıkarılmamalıdır çünkü mutlaka bir gün gelir lazım olur.
  • Gaflet gözün perdesidir: Dikkatsizlik veya ilgisizlik durumunun, bir kişinin gerçekleri veya doğruyu görmesini engellediğini ifade eden bir atasözü.
  • Gece gözü, kör gözü: "Geceleyin iyi iş yapılamaz, yapılan iş de iyi olmaz" anlamında söylenen bir atasözü.
  • Gören göze kılavuz istemez: Bir kişinin bilgi veya tecrübesine güvenerek, başka bir kişinin yardımına veya önerisine ihtiyaç duymadığını belirtir.
  • Gören gözün hakkı vardır: Yiyecek veya imrenilecek bir şeyi görene o şeyden vermek gerekir.
  • Hilekârın gözü yaşlı olur: Hile ile iş yapan kimseler insanları daha kolay etkilemek için masum ve acıklı tavırlar takınırlar.
  • Horoz ölür, gözü çöplükte kalır: Yaşanılmış, alışılmış, erişilmiş bir durum veya makam yitirildikten sonra, göz o durum veya makamda kalır.
  • Kara, gözde olsun, yüzde olmasın: İnsan utanılacak durumdan uzak kalmalı.
  • Karga karganın gözünü oymaz: Aynı topluluktan veya aynı gruptan olanlar birbirlerine zarar vermezler.
  • Kaş ile göz gerisi söz: Güzellik, her şeyden önce kaş ve göz (yüz) güzelliğidir, vücudun başka yerlerinin güzel olması önemli değildir.
  • Kefen alacak adam, gözünün yaşından belli olur: Bir kimsenin herhangi bir eyleme girişeceği, o eyleme girişmesini zorunlu kılan durumundan anlaşılır.
  • Kör ölür badem gözlü olur, kel ölür sırma saçlı olur: Bir kimse veya bir şey yok olduğunda değer kazanır.
  • Körler memleketinde tek gözlü kraldır (kral olur): Hepsi bilgisiz olan bir çevrede azıcık bilgisi bulunan başa geçer.
  • Körün istediği bir göz, Allah verdi iki göz (Körün istediği bir göz, iki olursa ne söz, Körün istediği iki göz, biri ela biri boz): "İstenilen şey fazlasıyla elde edildi" anlamında söylenen bir atasözü.
  • Körün yanına varırsan, sen de bir gözünü kapa: Birtakım eksiklikleri bulunan bir kimsenin yanında ona eksikliğini sezdirip onu mutsuz edecek davranışlardan kaçınılmalıdır.
  • Kul kullanan, bir gözünü kör, bir kulağını sağır etmeli: İşçi çalıştıran kimse, işin aksamaması için işçinin yaptığı yanlışları her zaman görmemeli, söylediği uygunsuz sözleri işitmemelidir.
  • Malı olan gözünün teki ile uyur: Bir kişinin servetinin veya mal varlığının güvenliğini korumak için daima dikkatli olması gerektiğini ifade eder.
  • Oduncunun gözü omçada, dilencinin gözü çömçede: Herkes işine yarayan şeyi elde etmeye çalışır.
  • Öfke gelir göz kızarır, öfke gider yüz kızarır: İnsanın öfkeli anında olağan görerek yaptığı kırıcı davranışlar öfkesi geçip normale döndüğüne utanç ve pişmanlığa dönüşür.
  • Öz ağlamayınca göz ağlamaz (yaşarmaz): Bir kişinin içtenlikle üzülmediği veya duygusal olarak etkilenmediği durumlarda gerçek gözyaşları dökemeyeceğini ifade eder.
  • Sakınılan göze çöp batar: Üzerine çok düşülen şeyler genellikle kazaya veya zarara uğrar.
  • Tan yeri ağarınca hırsızın gözü kararır: Kirli işler yaparak çıkar sağlayan kişi, buna elverişli olan durum sona erince sersemleşir, hiçbir iş yapamaz.
  • Yemeğin tadı tuz, dünyanın tadı göz: Dünya pek çok güzelliklerden oluşmuştur. Bu güzellikleri görebilenler tadına varabilirler.

Ayrıca bakınız: Göz ile ilgili deyimler
( 0 soru/yorum )