Yanan bomba fitili |
- Eskiden topları ve günümüzde herhangi bir patlayıcı maddeyi ateşlemek için kullanılan, yaktıktan sonra zaman kazanıp uzaklaşmak için yavaş yavaş yanarak ilerleyen ve kolay kolay sönmeyen, iplik biçiminde tutuşucu madde. Genellikle içindeki kanallarda barut içeren urganlardan oluşan fitillerin 1 santimetresi ortalama 30 saniyede yanar: Fitil yarıya kadar yanmış ve sandıklardaki barut fıçılarına doğru hızla ilerliyordu. (İlgili cümle kaynağı: H. Erdem)
Yanan gaz lambası fitili - Derin yaraların tedavisinde temizlenmiş yaraya sokulan ve belirli aralıklarla değiştirilen ilaçlı ya da ilaçsız bez.
İlaç fitili - Kumaşın altına kaytan koyup üstten dikerek yapılan kabartma yol.
- Elli kağıtla oynanan ve elinde en az sayısı olanın kazanması temeline dayanan bir çeşit iskambil oyunu.
Fitil ile ilgili deyimler ve anlamları
İçinde "fitil" kelimesi geçen deyimler, açıklamaları ve örnek cümleler:
- Fitili almak: Telaş ve öfkeyle parlamak: İnsan bir kere fitili aldı mı, idare kandili gibi sabahlara kadar yanar tutuşur. (A. Rasim)
- Fitil etmek: Çok sinirlendirmek, birini (isteyerek) çileden çıkaracak davranışlarda bulunmak: "İnsanlarla daha açık konuşmalısınız! Böyle tuhaf imalar beni fitil ediyor!" (M. Menteş)
- Fitil fitil burnundan gelmek: Elde ettiği güzel şey, sonradan gelen üzüntüler üzerine kendisine zehir olmak: Üç beş dakikalık geçici keyif, günlerce fitil fitil burnundan gelir insanın. Bunları vasiyetim gibi dinle (Peyami Safa). Ev yıkanın evini çok sürmez Allah yıkar / Haram yiyenin fitil fitil burnundan çıkar. (S. Yılter)
- Fitil gibi: (argo) Çok sarhoş: Sen gelmesen ne yaparlardı bilemem, ikisi de fitil gibiydi (L. Erbil). Buradan çıktıktan sonra, yol üstünde bir meyhaneye daha uğramış. Anlatanlar, fitil gibiydi, diyorlardı. (B. Akımsar)
- Fitil olmak: (argo)
- Çok sarhoş olmak: İki üç sokak ileriden, fitil olmuş bir sarhoş ağzıyla, yayık, yarım yamalak bir türkü: "Sevdim seni, semtin nereli? Üsküdar'da Bülbüldereli..." (A. S. M. Alus)
- Çok sinirlenmek: Şahlar şahı Şahinşah köpürmüş fitil olmuş. "Behey kâfir, hiç görülmüş, duyulmuş mu? demiş... (Sivas folkloru)
- Fitil vermek: Kızdırmak, azdırmak, kışkırtmak, fitillemek: Çırağına fitil verdi, o da gidip adamın yazıhanesini bastı (B. Sezgin) ... fena adamlarız! Şeytan ne fitil veriyor, biliyor musunuz? (Mehmet Ali bey)
Soru/Yorum Formu
»