Fiyaka argoda, gösteriş, afi, caka, çalım gibi anlamlara gelir: Ah seni fiyakacı! Fiyaka için değil mi? Kızlara fiyaka için! Mokasen ayakkabıların da var! (N. Cumalı). Fiyaka dediğin kadınlara söker. Fiyaka yapacaksan git tenis oyna (H. Taner). Fiyakasından yanına yaklaşılmıyor.
- Fiyaka satmak: (deyim, argo) Gösteriş yapmak, caka satmak, çalım yapmak: Kaytan bıyıklı bir mavracı birisi İngilizce olmak üzere iki master yapmış, doktorasını kataloglatmış, fiyaka satıyor, kendini kültürlü bir zat sanıyor. (İlgili cümle kaynağı: Ş. Onay)
- Fiyakasını bozmak: (argo) Fiyaka satan birini çalım yapamayacak, caka satamayacak duruma getirmek: Hepsinin fiyakasını bozmak için, gıcır gıcır, büyük bir Mercedes-Benz kamyon çıkıyor ortaya, kasası cıvıl cıvıl goncalarla resmedilmiş, çamurluğunda "BEKLEDİĞİN BENDİM, İŞTE GELDİM" yazılı (Sanat Dünyamız). Üstelik lütufta bulunurmuş gibi haller takınması tuhafıma gitmişti doğrusu. Fiyakasını bozmak için üsteledim: "Peki," dedim, "Sen de mi onlardansın yani, o doruklardan mı oldun?" (Ö. Yurdalan)
Soru/Yorum Gönder