Etmek ne demektir? İlgili atasözleri deyimler ve anlamları

Güncellenme: Soru/Yorum: 0
  1. Kimi ad ve sıfatlardan sonra yardımcı eylem olarak kullanılır. Bu yolla kullanılan eylemler bu sözcüklerin anlamına göre nesne alırlar:
    1. Sıfatla yapılanlar: Dalkavukları, parasını alıp onu maskara etmiyorlardı (H. E. Adıvar). İşi berbat etmek. Birini hasta etmek.
    2. Eylemden türemiş adlar o eylemin ad biçiminin tümlecini alırlar: Bir şeyi ayırt etmek. Bir yere akın etmek.
    3. Adla kullanılan bu yardımcı eylemin nesne alıp almayacağını kullanışı belli eder: Yemin etmek. Kahvaltı etmek. Birini perişan etmek. Trafiği altüst etmek. Birinden şüphe etmek. Bir şeyden söz etmek. Birine sitem etmek. Birine kötülük etmek. Biriyle pazarlık etmek. Biriyle kavga etmek.
  2. (Değer anlatan sözlerle) Değeri olmak: Bu daire üç milyon lira eder.
  3. (İyi kötü gibi belirteçlerle) Davranmak: İyi ettin de söyledin. Böyle yapmakla kötü mü etti?
  4. (Olumsuz anlamlı belirteçlerle) Durmak, var olmak, yaşamak: İnsan, düşünmeden edemez.
  5. (Nesne olarak zaman anlatan kimi sözcüklerden birini alınca) Bulmak, erişmek: Farkına varmadan akşamı ettik.
  6. (Birini bir şeyden) Yoksun bırakmak: Birini yerinden etmek.
  7. (İkinci nesne olarak "neler", "çok", "az" gibi belgisiz sıfatlarla) Kötülükte bulunmak: Felek bana neler etti. Üvey annesi ona çok etti, o da ona az etmedi.
  8. Kimi zaman nesnesiz olarak da aynı anlamı verir: O etti, sen etme.
  9. (Tümleç olarak "yatak", "alt" gibi sözcüklerle) Aptes bozmak: Çocuk yatağına etti. Korkudan altına etmiş.


İlgili birleşik kelime ve fiiller


  • Etme eyleme: Kötü ya da istenmeyen bir davranış karşısında "yapma" anlamında söylenir: – Arkadaşım, etme eyleme! Bizi yollarda perişan etme... (A. Say)
  • Etme yahu!: Şaşılacak durumlarda "öyle mi, doğru mu, gerçek mi?" gibi anlamlarda kullanılır: – Horoz kalkmış, inmiş amma silah patlamamış. – Etme yahu! Neden peki? Kötü müymüş kullandığı silah? (İlgili cümle kaynağı: K. Tahir)


İlgili deyimler ve anlamları


İçinde "etmek" kelimesi geçen deyimler ve açıklamaları:

  • Etmediğini bırakmamak: Elinden gelen her türlü kötülüğü yapmak: O zaman, bana etmediğini bırakmadı. Dünyayı bana haram etti. (H. Süreyya)
  • Ettiği hayır ürküttüğü kurbağaya değmemek: Verdiği zarar, yaptığı hizmetten büyük olmak: Bu kadar didinmesi sevinilecek bir sonuç verseydi bari, fakat ne gezer: Ettiği hayır ürküttüğü kurbağaya değmedi. (H. F. Gözler)
  • Ettiğiyle kalmak:
    1. Yapmak istediği kötülüğü yapamayan kimse, başarısızlığının üzüntüsü ve utancı içinde kalmak.
    2. Yapmak istenilen kötülük amacına ulaşamamak: Meseleyi tahkike gelen Adalet Müfettişleri kanunsayar insanlardı, işin içyüzünü çabucak anladılar ve müfteriler ettikleriyle kaldılar. (N. Hikmet, K. Tahir)
  • Ettiği yanına (kâr) kalmak/kalmamak: Ettiği kötülüğün cezasını görmemek/görmek: O marsık suratlı Belma'nın ettiği yanına kalmıştı işte. Yüreği yağ bağladı (S. Saygı). Bana ettiği yanına kalmadı, kendisi de meyhane peykesinde can verdi gitti. (H. R. Gürpınar)
  • Ettiğini bulmak (çekmek): Yaptığı kötülüğün cezasını bulmak (çekmek): Maviş, Maviş; eden bulur, inleyen ölür; sana eden ettiğini buldu, can evinden vuruldu. (E. Güney)
  • Ettiğini yanına bırakmamak: Birinin yaptığı kötü davranışın karşılığını vermek: Hükûmet, kimsenin ettiğini yanına komaz. Hem Allah'tan kork. Adam öldürmek günahtır. (S. Kocagöz)


İlgili atasözleri ve anlamları


İçinde "etme" sözcüğü geçen atasözleri ve açıklamaları:

  • Etme bulma dünyası: Kötülük yapan kötülük bulur: Etme bulma dünyası... İnsan ne ekerse onu biçermiş. Alma mazlumun ahını çıkar aheste aheste. (H. Yiğit)
  • Etme bulursun, inleme ölürsün (eden bulur, inleyen ölür): Bir durumu hazırlayan nedenler, o durumla ilgili kaçınılmaz sonuçları doğurur.
( 0 soru/yorum )