![]() |
Gönül vermek |
İlgili birleşik fiil ve kelimeler
- Gönül bulandırmak: Mide bulandırmak.
- Gönlünce: Dileğine uygun, dilediği gibi: Gönlünce yaşamak.
İlgili deyimler ve anlamları
İçinde "gönül" kelimesi geçen deyimler ve açıklamaları:
- Gönül açmak: (Neşe verici şeyler) İnsanın iç sıkıntısını gidermek.
- Gönül almak: Ufak da olsa bir armağanla sevindirmek, hoşnut etmek.
- Gönül alçaklığı: → Alçak gönüllü.
- Gönül avcısı: Geçici aşklar arkasında koşan kimse, çapkın.
- Gönül bağı: Sevgi bağı.
- Gönül bağlamak: Bütün sevgisiyle bağlanmak içten sevmek.
- Gönül belası: Aşkın verdiği sıkıntı, aşk yüzünden düşülen dert.
- Gönül birliği: Ortaklaşa istek.
- Gönül bulandırmak: İnsanın içine tasa, üzüntü, kuşku düşürmek.
- Gönül çekmek: Aşık olmak, sevdaya düşmek.
- Gönül dilencisi: Sevdiğinden ayrılmamak için onun her hareketine katlanan kimse.
- Gönül eğlencesi: İnsanı oyalayıp hoşça vakit geçirten şey.
- Gönül eğlendirmek: Sözde bir ilgi ve sevgi göstererek bir şey ya da kimseyle hoşça vakit geçirmek.
- Gönül eri: Beğenisi yerinde, düşüncesi uyanık ve hoşgörüsü geniş olan, rint, ehli dil.
- Gönül ferahlığı: İç rahatlığı, dertsizlik.
- Gönül gezdirmek (dolaştırmak): Seçim yapamayıp ayrı ayrı birçok şey üzerinde durup düşünmek.
- Gönül hoşluğuyla (rızasıyla): Hiçbir baskı olmaksızın, gücenip kırılmadan, isteye isteye.
- Gönül indirmek: (Bir kimse) Önceden beğenmediği şeye sonradan razı olmak.
- Gönül kaptırmak: Aşık olmak, duyduğu aşırı sevgiden kendini alamamak.
- Gönül kırmak (yıkmak): Birini incitip gücendirecek, üzecek bir davranışta bulunmak.
- Gönül koymak: Gücenmek, alınmak, darılmak.
- Gönül maskarası: Sevda yüzünden gülünç durumlara düşmüş kimse.
- Gönül okşamak: Birini güzel bir söz ya da hoş bir davranışla sevindirmek.
- Gönül rahatlığı: Kaygı ve üzüntülerden kurtulmuş olma durumu.
- Gönül tokluğu: Göz tokluğu, aza razı olma, çokta gözü olmama durumu.
- Gönül vermek: İçten sevmek.
- Gönül yapmak: Bir kimsenin gücenikliğini giderecek ya da önleyecek davranışta bulunmak.
- Gönül yarası: Bir kimseyi ömrü boyunca üzecek olan acı, iç yarası.
- Gönül yıkmak: İyice gücendirmek, gönül kırmak.
- (Birini) Gönülden çıkarmak: Sevmez ya da anmaz olmak.
- Gönülden çıkarmamak: Sevilen kimseyi hiç unutmamak.
- Gönülden geçirmek: Dışa vurmadan, bir şey yapmayı istemek ya da bir şeyin olmasını dilemek.
- Gönülden ırak olmak: Sevilmekten yoksun kalmak, sevilmemek.
- Gönlü akmak: Birine ya da bir şeye karşı güçlü bir sevgi duymak.
- Gönlü bol: Cömert, eli açık.
- Gönlü bulanmak: İçine bir kuşku, üzüntü, tasa düşmek.
- Gönlü çekmek: İmrenip istemek.
- Gönlü çelinmek: Kapılmak.
- Gönlü çökmek: Yürek gücü sarsılmak, maneviyatı bozulmak.
- Gönlü gani: Cömert, eli açık.
- Gönlü ilişmek: → Gönlü takılmak.
- Gönlü kalmak:
- İsteyip de edinemediği bir şeye karşı isteği süre durmak.
- Gücenmek.
- Gönlü kanmak: Bir iş konusunda tasası kalmamak, gönülden rahatlamak.
- Gönlü kara: Başkasının iyiliğini kıskanan, başkalarını çekemeyen.
- Gönlü kararmak: Yaşamaya karşı sevgi ve isteği kalmamak, yaşama sevincini yitirmek.
- (Bir şeyde) Gönlü olmak: Sevip istemek.
- (Bir şeye) Gönlü olmak: Razı olmak.
- Gönlü takılmak: Bir şey, gönlünü kendine doğru çeker olmak.
- Gönlü tez: Tez canlı.
- Gönlü tok: Herhangi bir şeye gereksinmesi varken yok gibi gösteren.
- Gönlü zengin: Elinde avucunda olmadığı halde olanakları ölçüsünde her zaman el açıklığı göstermeye çalışan kimse.
- Gönlünden kopmak: Birine ufak bir yardımla iyilik yapma ya da karşısındakini hoşnut edecek bir davranışta bulunma isteği uyanıvermek.
- Gönlüne doğmak: İçine doğmak, olacak bir şeyi belirtisi bile yokken hissetmek.
- Gönlüne göre:
- Dilediğine göre.
- İyi kalpliliğine yaraşır yolda.
- Gönlünü almak: Kırılan bir kimseyi güzel bir davranışla hoşnut etmek.
- Gönlünü avlamak (çelmek, kapmak): Birini kendine aşık etmek.
- Gönlünü etmek (yapmak): Razı, hoşnut etmek.
- Gönlünü hoş etmek: Birinin dileğini yerine getirerek onu sevindirmek.
- Gönlünü pazara çıkarmak: Kendine yakışanı arayıp seçmeden, rastgele birini sevmek.
- Gönlünün dümeni bozuk olmak: Gönül işlerinde kararlı olamamak, isteği her an başka yönde değişmek.
- (Birinin) Gönlüyle oynamak: Sever görünüp sevmemek, avutmak.
Bakınız gönül ile ilgili atasözleri ve anlamları.
Soru/Yorum Gönder