- Güven duyulan bir kimse ya da yere, korunmak üzere geçici olarak bırakılmış eşya ya da insan: Çocuklar sana emanet. (örnek cümle)
- Bir kimseyle birine gönderilen şey: Ankara'dan getirdiğim emanetinizi ne zaman alırsınız?
- Eskiden bazı devlet dairelerine verilen ad: Şehremaneti, rüsumat emaneti vb.
- Eşyanın emanet olarak bırakıldığı yer: Valizimi emanete bıraktım ve koşarak bir tramvaya bindim.
- (din) Ruh: Biz o emaneti göklere, yere ve dağlara arz ettik, onlar, onu yüklenmeye yanaşmadılar, ondan korktular da onu insan yüklendi. (Ahzab Suresinden)
- Eğreti: Giydim üstüme, olmadı; emanet gibi durdu.
- Emanet bırakmak (vermek): Bir eşyayı ya da parayı, koruma işini yapan bir yere bırakmak.
İlgili atasözleri ve anlamları
İçinde "emanet" sözcüğü geçen atasözleri ve açıklamaları:
- Emanet ata binen tez iner → Eğreti ata binen...
- Emanet eşeğin yuları gevşek olur: (atasözünün anlamı) Bir kimseye emanet edilen şey o kimsece iyi korunmadığı için sahibi onu çabucak geri alır.
- Emanet hayvanın kuskunu yokuşta kopar: Eğreti olarak alınan bir şey, en gerekli olduğu zaman sahibince geri alınır.
- Emanete hıyanet olmaz (edilmez): Emanet olarak bize bırakılan şeyi iyi korumamak, kendi yararımıza kullanıp yıpratmak doğruluk kurallarına aykırıdır.
Soru ve Yorumlar: 1
Soru/Yorum Gönder