![]() |
Son fırsat |
İlgili birleşik kelimeler
- Fırsat eşitliği: (toplum bilim) Bireylere toplumsal yaşamın her alanında kendilerini geliştirebilmeleri için eşit olanaklar sağlanması.
- Fırsat maliyeti: (iktisat) Çeşitli karar olanakları arasında bir ekonomik seçim yapmak zorunda kalındığı zaman değerlendirilmeyen bir fırsatın katlanılan maliyeti.
İlgili deyimler ve anlamları
İçinde "fırsat" kelimesi geçen deyimler ve açıklamaları:
- Fırsat beklemek: En uygun koşulu kollamak.
- (Bir şeyi) Fırsat bilmek: Bir şeyden amacına ulaşmak için hemen yararlanmak.
- Fırsat bulmak: Uygun, elverişli zaman ele geçirmek.
- Fırsat düşkünü: Kötülük yapmak, bir iş çevirmek için her fırsattan yararlanan.
- Fırsat düşmek: Bir olanağa kavuşmak.
- Fırsat kollamak: Uygun bir zaman ya da ortam gözetmek.
- Fırsat vermek: (Birisine) Bir iş için uygun koşulu sağlamak.
- Fırsat yoksulu: Eline fırsat geçmediği için zararsız görünen.
- Fırsatı ganimet bilmek: Çıkan fırsattan hemen yararlanmak.
- Fırsatı kaçırmamak: Elverişli durumdan yararlanmak.
- Fırsatını düşürmek: Uygun koşuldan yararlanmak.
Soru/Yorum Gönder