![]() |
Deniz |
- Yeryüzünün çoğunu örten engin su kitlesi ve bu suyun belirli bir parçası.
- Bu suların dalgalı olması: Bugün balığa çıkma, deniz var.
- (mecazi) Geniş alan: Bu bir insan denizi.
İlgili deyimler ve anlamları
İçinde "deniz" kelimesi geçen deyimler ve açıklamaları:
- Deniz bindirmek: (deyiminin anlamı) Denizde birden fırtına çıkmak: Bunca uğraşın üstüne bir de bu deniz bindirince... Yapma be deniz, iki garip kulun düşmüş işte avucuna. (E. Toy)
- Deniz durmak (düşmek): Deniz fırtınası geçmek: Rüzgâr sustu, deniz durdu. (İ. Uşar)
- Deniz kenarında kuyu kazmak → Çay kenarında kuyu kazmak.
- Deniz kurdu: Görmüş geçirmiş, eski denizci: Her biri birer deniz kurdu olan Osmanlı leventlerine denizler dar gelip, okyanuslara açıldılar. (A. Şimşirgil)
- Deniz tutmak: Gemi sallanmasından midesi bulanıp hastalanmak: Çoğunu deniz tuttu, öğüren öğürene. (M. Adıbeş)
- Denizde balık: Henüz elde edilmemiş, ele geçirilip geçirilmeyeceği belli olmayan (şey).
- Denizde kum, onda para: (şaka) Çok paralı (kimse): "Reşid Efendi'nin biraz yaşı ileridir ama hem çok efendi adamdır hem de denizde kum onda para..." dedi. (S. Ayverdi)
- Denizden bir avuç su: Bir şeyin asıl miktarına oranla pek küçük bir bölümü: Denizden bir avuç su. Maaşlarını elli lira artırsınlar iflas etmezlerdi ya! (O. Kemal)
- Denizden (sudan) çıkmış balığa dönmek: Yerinden ve çevresinden ayrılarak sonradan girdiği çevreye alışmakta sıkıntıya düşmek: Hızır Bey ve arkadaşları: Denizden çıkmış balığa döndük, biz deryasız nasıl yaşarız? diye hayıflanıyorlardı. (N. Şahiner)
- Denizden geçip kıyıda (çayda) boğulmak: Büyük güçlükleri yenmişken, önemsiz bir neden dolayısıyla başarısızlığa uğramak: Ama ben daima denizden geçip çayda boğulmaya alıştırılmış bir masum milletin Cumhurbaşkanı sıfatıyla bu derde muhatap sizden başka kimse bulamadım. (E. Göze)
- Denize girse kurutur: Çok uğursuz ya da şanssız kimse: Denize girse kurutur. O zaman denize girmesini önleyelim. (A. Püsküllüoğlu)
- Denize su taşımak: Hiç gereği olmayan bir yere orada pek bol bulunan bir şeyi götürmek, gereksiz ve boşuna iş görmek: Zengine vermek, denize su taşımaktır. (M. T. Acaroğlu)
İlgili atasözleri ve anlamları
İçinde "deniz" kelimesi geçen atasözleri ve açıklamaları:
- Deniz dalgasız olmaz, gönül sevdasız olmaz: (atasözünün anlamı) Her denizde az çok dalga bulunduğu gibi, her gönülde de bir sevda vardır.
- Deniz dalgasız olmaz, kapı halkasız: Her nesnenin kendine özgü nitelikleri, kendisinden ayrılmayan özellikleri vardır.
- Deniz kenarında dalga eksik olmaz: İçinde çeşitli olayların geçmesi doğal olan ortamda zaman zaman sert çatışmalar, tartışmalar da çıkar.
- Denizdeki balığın pazarlığı (pazarı) olmaz (bini bin paraya): Daha ele geçmemiş olan, birçok güçlükler yenildikten sonra ele geçirilebileceği umulan nesnenin alım satımı üzerine konuşulmaz.
- (Suya) Denize düşen yılana (yosuna) sarılır: Çok büyük bir tehlike içinde bulunan kimse, kendisine yardım etme olanağı bulunmayan, hatta tehlikesi olan şeylerden bile medet umar.
Soru ve Yorumlar: 2
Soru/Yorum Gönder