![]() |
Damar |
- (anatomi) Canlılarda kan ya da özsu gibi besleyici sıvıların dolaşımını sağlayan kanal.
- Mermerde, başka taşlarda ve bunlara benzetilerek her türlü düz nesnelerde bulunan dalgalı çizgi.
- Başka cinsten katmanların arasında dolanarak uzanıp giden su ya da maden katmanı.
- (mecazi) Soy kökü, yaradılış.
- (mecazi) Huy, mizaç.
İlgili deyimler ve anlamları
İçinde "damar" kelimesi geçen deyimler ve açıklamaları:
- Damarı tutmak: Huysuzluğu depreşmek, aksiliği tutmak.
- Damarına basmak (dalına basmak): Bir kimseyi, duyarlı olduğu bir konuya değinerek kızdırmak.
- Damarına çekmek: Soyunun, kökünün huyunu almak, huyu soyunun huyuna benzemek.
- Damarına dokunmak: Öfkelendirmek, kızdırmak, kışkırtmak.
- Damarına girmek: Bir kimsenin hoşlanacağı şeyler yapıp kendisini ona sevdirmek.
- Damarını bulmak: Birinin hoşuna giden şeyleri bulup uysallığını sağlamak.
- Damarları kabarmak: Kişide herhangi bir duygu çok güçlü olarak belirmek: Analık damarları kabardı.
- (Bir şey birinin) Damarlarına işlemek: Bir tutku ya da duygu bir kimsede yerleşmek, vazgeçilmez bir huy durumuna gelmek.
Soru/Yorum Gönder