Bardak nedir, ne demektir? Bardak ile ilgili atasözleri, deyimler ve anlamları

Güncellenme: 21 Ağustos 2025 Soru/Yorum: 0
Eğri ve içi boş ilginç su bardağı
Bardak
  1. Sıvıları içmek için kullanılan, genellikle cam, plastik ya da topraktan yapılmış küçük kap: İçecekler için kullanılacak cam bardaklar masanın bir köşesinde hazır bekliyordu. (S. Can)
  2. Bir bardağın alacağı miktar: Bir bardak su.
  3. Ağaç gövdesi oyularak yapılmış su kabı: Eski çamlar bardak oldu. (Atasözü)
  4. Testi, ibrik.

Bardak ile ilgili deyimler ve anlamları

İçinde "bardak" kelimesi geçen deyimler, açıklamaları ve örnek cümleler:

  • Ağzına kadar dolu bir su bardağına bir damla suyun damlamasıyla taşmasını gösteren resim
    Bardağı taşıran son damla
    Bardağı taşıran son damla: Fazla ileri giden, insanın sabrını tüketen ölçüsüz davranış, olay ya da söz: Onu bulamayınca ailesine olmadık hakaret ve eziyetlerde bulundu. Bu hareket, bardağı taşıran son damlaydı... (S. Yetkin)
  • Bardağı taşırmak: Sabrını tüketmek, dayanamaz duruma getirmek: Bu son haysiyetsizlik damlaları, bardağı taşırmıştı. (C. Başar)
  • Bardaktan boşanırcasına (yağmak): Çok ve şiddetli yağan yağmuru anlatır: Korkunç bir şimşek çaktı. Bardaktan boşanırcasına yağmur yağmaya başladı (B. Fırat). Bir kaç dakika sonra adeta gök delindi ve yağmur bardaktan boşanırcasına yağmaya başladı. (H. Erdem)
  • Bir bardak suda fırtına koparmak: Önemsiz, küçük bir sorunu büyütmek: Ama konunun İslamiyet ile ilgisinin bulunması bir bardak suda fırtına koparılmasına yetti. (Türkiye kültür ve sanat yıllığı)
  • Sebilhane bardağı gibi: Hoşa gitmeyen kalabalık (insan topluluğu): Herkes somurtmuş, paslı sebilhane bardağı gibi dizi dizi duruyorlar. (H. Yılmaz)
  • (bir şeyin) Üstüne bir bardak (soğuk) su içmek: (alay yollu) O işten umudunu kesmek, o işin olacağına inanmamak, o işten vazgeçmek: "Sen ondan o beş yüz lirayı kat'iyen alamazsın. Üstüne bir bardak soğuk su içsen iyi olur." (H. F. Gözler)

Bardak ile ilgili atasözleri ve anlamları

İçinde "bardak" sözcüğü geçen atasözleri ve açıklamaları:
( * yaygın bilinen )

  • Bardağı taşıran bir damladır: Büyük bir sorun veya patlamanın genellikle öncesinde birikmiş küçük sıkıntıların son bir tetikleyiciyle ortaya çıktığını ifade eder. Ufak gibi görünen bir olay, sabır sınırını aşarak büyük sonuçlara yol açabilir.
  • Amasya'nın bardağı, biri olmazsa biri daha*: Ele geçirilemeyen ya da elden kaçan bir şey için üzülmek boştur, çünkü her zaman bir benzeri sağlanabilir.
  • Dolu bardak su almaz:
    1. Mevcut durumun sınırlılığını ve yeni fırsatların veya kaynakların var olan durumu iyileştiremeyeceğini ifade eder.
    2. Her insanın belli bir kapasitesi olduğunu ondan fazlasını alamayacağını anlatır.
  • Elmas bardakla çirkin elinden su içmekten, toprak bardakla güzel elinden zehir içmek yeğdir: Hediyenin veya verilen şeyin değerinden çok, kimin tarafından verildiğinin önemli olduğunu ifade eder. Güzel gönüllü ve samimi kişiden gelen küçük bir şey kıymetli iken, kötü kalpli kişiden gelen değerli şey kıymetsizdir.
  • Elmastıraş bardak latif olur: İncelik, emek ve ustalıkla ortaya çıkan işlerin her zaman estetik ve kıymetli olduğu vurgulanır. İnsan da aynı şekilde eğitim ve terbiyeyle inceltilirse daha değerli ve kıymetli bir hâle gelir.
  • Eski çamlar bardak oldu*: Zaman değişti, eski tutumların değeri kalmadı: Eski çamlar bardak oldu, nerede o eski aşklar? (F. Babacan)
  • Su bardakta, gelin ırakta güzel görünür: Suyun en iyi şekilde bardakta, gelinin ise uzaktan bakıldığında daha güzel göründüğünü ifade eder. Bazen bazı şeylerin uzaktan daha cazip ve hoş göründüğünü, yakından bakıldığında ise gerçeklerin farklı olabileceğini anlatır.
  • Suyu bardakta gemiyi duvarda seyretmelidir: Kişi büyük tehlike oluşturabilecek şeylerle yakından ilgilenmemelidir.
  • Taze bardağın suyu soğuk olur*: Yeni bir başlangıcın veya deneyimin taze ve ferahlatıcı bir etkisi olacağını ifade eder.
  • Yemeyenin malını yerler (üstüne bir bardak su içerler)*: Cimri insanların mallarını sağlığında yakınları, öldükten sonra da mirasçıları yer: "İş dünyası böyledir, yemeyenin malını yerler diye kendimi avutmaya çalıştım. Kurtlar sofrasında çok kuzu yedim. İstediğimi elde ettim. Çok zengin oldum ama kanser de oldum" diyen bir adam... (N. Gün)