![]() |
Fırtına |
- Sert rüzgar: Fırtına öncesinin durgunluğu.
- Sert rüzgarın etkisiyle denizde ya da kum çöllerinde oluşan dalgalanma: Kum fırtınası.
- (mecazi) Güç anlatılan kötü durum: Savaş çıktı çıkacak derken, fırtınayı ucuz atlattık. (kelime ile ilgili cümle)
- Ne yapacağını bilememenin yarattığı sıkıntı: Ruhundaki fırtına yüzüne vurmuştu.
Fırtına ile ilgili deyimler ve anlamları
İçinde "fırtına" kelimesi geçen deyimler, birleşik kelimeler, açıklamaları ve örnek cümleler:
- Fırtına atlatmak: Güç durumdan kurtulmak: Hayatımda pek çok fırtına atlattım, pek çok yara aldım, pek çok sevinç yaşadım, pek çok üzüntü gördüm o güne kadar. (C. Bozkurt)
- Fırtına çıkmak: Sert rüzgar esmeye başlamak: Bir de fırtına çıkmıştı şimdi. Rüzgâr çok şiddetliydi, yağmurla birlikte iyice korkutucu olmaya başlamıştı. (Ç. Acar)
- Fırtına gibi:
- Çevik, atik, ateş gibi: Fırtına gibi çocuk.
- Hızla: Fırtına gibi geldi gitti.
- Çok telaşlı, gürültülü.
- Fırtına koparmak: Büyük ve şaşırtıcı bir etki uyandırmak: Önümüze oturup bir çocuk gibi hüngür hüngür ağlayışı yüreklerimizde müthiş bir fırtına koparmıştı. (H. Ertuğrul)
- Fırtına kopmak (patlamak):
- Zorlu fırtına çıkmak: Bir gün, büyük bir fırtına koptu ve köydeki herkes evlerine çekildi. (B. Ayaz)
- Bir yerde kavga gürültü çıkmak: Aralarında fırtına koptu kopacak gibiydi. (S. Suruç)
- Fırtına öncesi sessizliği: Önemli bir olayın ortaya çıkmasından önceki zamanı anlatır: Fırtına öncesi sessizliği yaşıyoruz, her şey kızışacak. Savaş çıkabilir... (M. Özcan)
- Fırtınalı: (mecazi) Çok tartışmalı, çekişmeli, karışık, huzursuz: O korkunç, fırtınalı yıllarda, ancak gerçekten çelik gibi sertleşebilenler her şeye dayanabilmişti.
- Bir bardak suda fırtına koparmak: Önemsiz, küçük bir sorunu büyütmek: Ama konunun İslamiyet ile ilgisinin bulunması bir bardak suda fırtına koparılmasına yetti. (Türkiye kültür ve sanat yıllığı)
- Karadeniz fırtına, al pırtını sırtına: "Ortalık çok karıştı, en iyisi pılıyı pırtıyı toplayıp buradan gitmek" anlamında kullanılan bir söz: Bu köyde daha ne duruyorsun? Karadeniz fırtına, al pırtını sırtına, haydi yallah!.. (M. Y. Kandemir)
- Rüzgar ekip fırtına biçmek: Yaptığı bir kötülüğün çok daha kötüsüyle karşılaşmak: Fakat, rüzgar ekenin fırtına biçeceğini unuttular.
Fırtına ile ilgili atasözleri ve anlamları
İçinde "fırtına" sözcüğü geçen atasözleri ve açıklamaları:
( * yaygın bilinen )
- Deniz kadın gibidir, güvenmek olmaz: Denizin durumu sürekli değişir; bazen sakin, bazen fırtınalı olabilir. Bu nedenle, denize karşı her zaman temkinli ve dikkatli olmak gerektiği vurgulanır.
- Limanlık fırtınadan sayılır:
- Fırtınadan önce havada büyük bir sakinlik ve anormallik meydana gelir (limanlık: Yatışmış, dalgasız, sakin deniz ya da hava).
- Aşırı sinirli kimselerin bulunduğu yerde uzun süren bir sessizlik olursa her an büyük bir kavga çıkacak demektir.
- Rüzgar eken fırtına biçer*: Başkasının zararına çalışan kimse sonunda kendisi daha büyük zarar görür.
- Yavuz kaptan fırtınadan yılmaz: Güçlü, kararlı ve cesur kişilerin zorlu koşullardan korkmadığını ve mücadeleden kaçınmadığını ifade eder. Zorluklar karşısında sağlam durarak, engelleri aşmaya hazır olan kişileri anlatır.
Soru/Yorum Gönder