- Bütün olma durumu, bütünlük, umumilik, tümlük: Bir yayınevi bütün eserlerini bir külliyet halinde basmayı kendisine teklif etmiş... (İlgili cümle kaynağı: A. N. Tarlan)
- Çokluk, çok olma durumu, kesret: Lakin külliyet üzere bulunan ağaçlar çam ve kayın ağaçlarıdır (Belgeler).
- Külliyetli: Pek çok, bir hayli: Külliyetli miktarda ganimet ve esir aldı (Y. Bahadıroğlu).
Soru/Yorum Gönder