![]() |
| Lezzet |
- Ağız yoluyla alınan tat. Yemek yiyen birisi için, yeme fiili sırasında aldığı tat ve lezzet, görünmeyen fakat hissedilen bir yönü gösterir. (K. Aras)
- (mecazi) Herhangi bir şey karşısında duyulan zevk: Fakat hiçbir zaman bu saati, bu üç ayın lezzetini bulamayacaktım. (İlgili cümle kaynağı: A. H. Tanpınar)
Lezzet ile ilgili deyimler ve anlamları
İçinde "lezzet" kelimesi geçen deyimler, açıklamaları ve örnek cümleler:
- Lezzet almak: Hoşlanmak: Onun için önemli olan ısırdığı ekmekti; doyumsuz bir lezzet alıyordu. (M. Niyazi)
- Lezzetine varmak: Bir şeyden alınması gereken zevki almak, gerektiği şekilde hissedip zevklenmek: Cennet nimetlerini hissederek ve lezzetine vararak bu âlemden , ebediyet âlemine buyur edilecek. (A. Ergül)
- Lezzetini çıkarmak: Tadını çıkarmak: Acelen olmasın hiç, hayatı lezzetini çıkararak yaşa.
- Lezzetini tatmak: O şeyin zevkini duymak, mutluluğuna erişmek: Keder, üzüntü içicileri aşk şarabının lezzetini tatmış olsalardı, kadehler ta kıyamete kadar şarap yüzünü görmezlerdi. (A. Uçman)
- Lezzetli: Tadı güzel olan: Ağzınıza layık etli yemekler, lezzetli mi lezzetli. (A. Balki)
- Kevser gibi: Çok hoşlanılan, lezzetli içecekler için kullanılır: Ayranı kevser gibi içeriz bir bakraçdan; / Ne Bozkır bize doyar ne biz ona doyarız (Kopuz)
- Parmaklarını yemek: Yediği yemek çok lezzetli olmak, yemeği beğenmek: Geçen akşam bir kuzu kavurma yaptım sac üstünde, bizim dünürler parmaklarını yedi. (Türk Edebiyatı)
- Tadına doyum olmamak: Doyulamayacak kadar çok lezzetli olmak: Tarife uygun yemeğin tadına doyum olmadığı gibi tarife uygun hayatın da tadına doyum olmaz. (G. Akan)
- Tadına varmak: Bir şeydeki ince güzelliği kavramak: İlmin öyle bir lezzeti vardır ki bir kez tadına vardın mı onu asla bırakamazsın. (M. Gündoğdu)
- Yeme de yanında yat: Çok lezzetli yemek ya da çok hoş şeyler için söylenen söz: Soğan yahninin yanında kırmızı biberli lahana turşusu da vardı. Of, yeme de yanında yat! Neden yemeden yatayım ki önce yer sonra yatarım (A. Tekin).Yemek ve yol da iş yerinden oldu muydu; yeme de yanında yat, mis... (Y. Ünal)
Lezzet ile ilgili atasözleri ve anlamları
İçinde "lezzet" sözcüğü geçen atasözleri ve açıklamaları:
( * yaygın bilinen )
- Lezzetsiz çorbaya tuz kâr etmez: Bir şeyin temel eksikliklerini veya sorunlarını yüzeysel değişikliklerin düzeltemeyeceğini ifade eder. Temel bir sorun varsa, üstünkörü çözümler veya eklemeler sorunu çözmez.
- Aça arpa ekmeği etten lezzetli gelir: Açlık ve ihtiyaç zamanlarında basit ve sade gıdaların lezzetli ve değerli olabileceğini ifade eder. İnsanların ihtiyaç duydukları zamanlarda en basit şeylerin bile değerli ve lezzetli olabileceğini vurgular.
- Açlıkta darı ekmeği helvadan tatlıdır (âlâ gelir): Aç olan insana en yavan yiyecek bile en güzel yiyecekten daha lezzetli gelir.
- Akılsız başa söz kâr etmez, lezzetsiz aşa tuz kâr etmez (Tatsız çorbaya tuz kâr eylemez, akılsız kafaya söz kâr eylemez)*: Aptala vereceğiniz öğütler nasıl onu yola getirmezse, işe yaramayan bir nesneyi, ciddi olmayan çabalarla işe yarar duruma getirmek de o kadar olanaksızdır.
- Armudun önü, kirazın sonu*: Daha lezzetli olduğu için armudu ilk çıktığı zaman, kirazı da biteceği zaman yemeli. Her şeyin bir zamanı vardır.
- Aşın tadı tuz: Yiyeceklerin lezzetinin artması ve tamamlanması için tuzun gerekli olduğunu, bunun gibi bir çok şeyin de değerini tam olarak kazanması için onun olmazsa olmaz unsurlarının gerekli olduğunu ifade eder.
- Balı dibinden, yağı yüzünden* (Balın telvesi, yağın zirvesi):
- Her işi yoluna, yöntemine göre yapmak gerekir.
- Değerleri derinleştikçe artan veya değerleri yüzeyde kalan insanlar vardır.
- Dipten alınan bal daha lezzetlidir.
- Bir gemi (Bir çuval) buğdayın bir apazdır çeşnisi: Bir işin veya malın en değerli ve önemli kısmının küçük ama gerekli bir şey olduğunu ifade eder. Bir gemi dolusu buğdayın lezzeti ve kalitesi, bir tutam tuz veya baharat gibi küçük bir şeyle tamamlanır. Bu atasözü, bazen küçük ve önemsiz gibi görünen şeylerin, bütünün kalitesini veya değerini belirlemede önemli olduğunu anlatır (apaz: hapaz, avuç).
- Diş ile lezzet, koca ile izzet: Yemeğin tadının dişle, kadının toplum içindeki değerinin ise iyi bir eşle mümkün olacağını ifade eder.
- Erkeğin kalbine giden yol midesinden geçer*: Erkeklerin lezzetli yemeklerden hoşlandığını ve iyi yemek yapan kadının erkeğin gönlünde kolayca yer edinebileceğini ifade eder.
- Etin çiği et getirir, ekmeğin çiği dert getirir (Çiğ et, et getirir; çiğ ekmek dert getirir): Et fazla pişmeden yenirse lezzetli olur ve vücuda daha faydalı olabilir. Ama ekmek hamur iken yenirse insanın midesine oturur, rahatsız eder.
- Ferah ile yenirse soğanla ekmek, halt etmiş baklava, börek: Ağız tadıyla huzur içinde yenen soğan ekmeğin, sıkıntılı ve güç bir durumda yenen baklava börekten daha iyi olduğunu anlatır. İnsanların keyifli ve mutlu oldukları zamanlarda her şeyin güzel ve lezzetli olacağını vurgular.
- Gençliğin lezzeti dinçlik: Sağladığı bedensel güç bakımından gençlik, yaşamın en sevilen çağıdır.
- Her taamın lezzeti tuzdan çıkar, tuz ekmek bilmeyen akıbet gözden çıkar: Herkes geçimini sağladığı kapıya minnet duymalıdır. Geçimini sağladığı yere nankörlük eden kişi bunun bedelini çok ağır öder (taam: yemek, aş).
- Hıyarın önü, dutun sonu: Salatalık ilk çıktığında taze ve lezzetli olur; gitgide kartlaşır. Dut ise ilk çıktığında ham olur, son günlerinde olgun ve tatlı olur.
- İştah olmayınca taamın tadı olmaz: İstekle yapılmayan bir iş veya yenen bir şey ne kadar güzel ve lezzetli olursa olsun zevk vermez.
- Oğul balı tatlı olur:
- Oğul arılarının ilk ürettikleri beyaz renkli oğul balının diğer ballara göre daha lezzetli ve kıymetli olduğunu ifade eder.
- Evlat veya torun sevgisinin tarifsiz bir mutluluk ve haz verdiğini anlatır.
- Taze şeyde lezzet başka olur: Yeni ve taze olanın her zaman daha kıymetli ve çekici olduğunu ifade eder. Eskinin yeri ayrıdır ama tazenin tadı başkadır.
- Tuzdan leziz, sudan aziz bir şey olmaz: Tuz tüm gıdalara lezzet verirken, su ise yaşam için vazgeçilmezdir.
- Yağ ile yavşan, sirke ile tavşan: Güzel yemek hazırlamak için bol ve kaliteli malzeme kullanmaktan kaçınmamak gerektiğini ifade eder. Bu atasözü, doğru malzemelerle, sevilmeyen bir yemeğin bile lezzetli hale getirilebileceğini vurgular.
- Yağsız yenir de, tuzsuz yenmez: Yemeğin lezzetinin sağlanmasında tuzun önemli olduğunu ve bazen yağdan daha gerekli olduğunu ifade eder.
- Ye eti, iç suyu, ağzın bala dönsün; ye balı, iç suyu ağzın yala dönsün: Etten sonra içilen su lezzet getirir, tatlıdan sonra içilen su ağızdan lezzeti giderir.
- Yemeğe tuz, söze şeker konmalıdır: Yemeklere tuzun lezzet kattığı gibi, konuşmalara da tatlı ve nazik sözlerin eklenmesi gerektiğini ifade eder. Yemeklerin lezzeti için tuz, konuşmaların etkisi için ise nazik ve tatlı sözler gereklidir.
- Yersin kaz etini, görürsün lezzetini: Güzel ve lezzetli yemeğin herkesin hoşuna gideceğini ifade eder.

Soru/Yorum Gönder