- (askeri terim) Bir mermi veya top, füze gibi silahlarda vuruş için ulaşılabilen uzaklık, erim: "Top menzili."
- (askeri terim) Bu uzaklığın yarı çapını oluşturduğu dairesel alan: Uçak menzilimize girdi.
- (mecazi) Amaç, gaye, erek: Uyumakla menzile (matluba) varılmaz. (atasözü)
- Yolculukta dinlenmek amacıyla durulan yer, konak: Biz menzile vararak atları çektik hana (F. N. Çamlıbel)
- İki konak arasındaki uzaklık.
- Bir günlük yol.
- (askeri terim) Ordunun cephe gerisi işlerinin bütünü: "Ne yedi ne içti, bir menzil subayının bütün gayreti ile çalıştı." (İlgili cümle kaynağı: F. R. Atay)
- (tarih) At değiştirmek veya konaklamak için kervanların ve posta tatarlarının indikleri bina veya han.
- (tarih) Ok atma yarışlarında erişilen mesafe.
- Menzil atı (beygiri): Habercilerin hızla yol alabilmelerini sağlamak üzere yorgun atların değiştirilmesi için menzillerde sürekli hazır bulundurulan atlar.
- Menzil emini: Osmanlı Devletinde sefere çıkan orduya konak yerlerinde yiyecek sağlamakla görevli memur.
- Menzil sahası: Harekat alanının, savaş alanı gerisinde ve buna bitişik bölümü.
- Menzil taşı: Okçuluk yarışmalarında en uzağa atılan okun yerini belirtmek için dikilen taş.
- Menzilci: Menzil beygirleriyle giden tatar.
Menzil ile ilgili deyimler ve anlamları
İçinde "menzil" kelimesi geçen deyimler, açıklamaları ve örnek cümleler:
- Menzil almak:
- Yol almak: Çok menzil aldı, yoruldu, güç ile buraya geldi. (A. Güzel)
- (okçuluk) Ok meydanlarında menzil adı verilen sabit atış yerlerinden ok atıp rekor kırarak taş diktirmek: Kamış okla ve Yıldız havasıyla atılan Kemhacı Hayreddin Yeri'nde dördüncü taştan hayli aşırı atıp menzil aldı. (E. Çakıroğlu)
- Menzil atmak: Osmanlılarda okçulukta rekor kırmak için yarışmak: O, yay ile okları denedi. Menzil atmak niyetinde idi. (R. Kazancıgil)
- Menzil bozmak: Menzilde rekor kırarak o menzildeki son rekoru geçersiz kılmak: Kıble durup ters atarak menzil bozup taş dikmişti. Deve Kemal'den sonra çok atıcı bu menzilde atmış ise de Kemal'in menzilini geçememişti. (A. Kahraman)
- Menzil dikmek: Okçuluk yarışmasında en iyi derecenin yerini belirtmek için taş dikmek: Evvel İstanbul'da Ok Meydanı'nda ok atıp menzil diken Usta Bahtiyar'dır. (A. Ergin)
- Menzil kesmek: Yolu katetmek, yolu bitirmek: Arpa yemiş at menzil keser (atasözü)
- Menzili dövmek: Sürekli ateş etmek, ok atmak.
- Menziline (Menzile) varmak: Amacına erişmek: Sen her şeyin manasısın. Eğer bu durumdan haberdar olursan, menziline varmış ve müşkülünü halletmiş olursun. (Kaygusuz Abdal)
- Menzilci beygiri gibi koşmak: Bir iş yapmak için koşturup durmak, durup dinlemeden çalışmak: Siparişleri yetiştirmek için geç saatlere kadar menzilci beygiri gibi koşuyordum.
Menzil ile ilgili atasözleri ve anlamları
İçinde "menzil" sözcüğü geçen atasözleri ve açıklamaları:
( * yaygın bilinen )
- Acele ile menzil alınmaz*: Bir işe çabuk ve düşüncesizce atılmaktansa, iyi düşünüp ölçülü biçimde girişmek daha olumlu sonuç verir.
- Arpa yemiş at menzil keser: İhtiyaçları karşılanan kimseler daha çok ve hızlı çalışırlar.
- Boş ite menzil olmaz* (Uyuz ite menzil olmaz): Aylak ve amaçsız kişinin düzenli bir yaşamının olmayacağını anlatır. Hedefi olmayanın varacağı yer de belli olmaz.
- İvme ile erilmez menzile, ivdiğinden evde kaldı Ünzile:
- Acele eden kişinin yuva kurması zordur.
- Acele eden kişinin hedefe ulaşmasının ve kalıcı bir çözüm bulmasının zor olduğunu ifade eder. Acelecilik, uzun vadeli başarının önünde engel olabilir ve kişinin hedeflerine ulaşmasını zorlaştırabilir.
- Uyumakla menzile (matluba) varılmaz: Hedefe ulaşmak için çalışmak gerektiğini anlatır. Tembellik, başarı getirmez.
- Uzak menzile yavaş gitmeli*: Uzun sürecek işlerin aceleyle değil, sabır ve planla yapılması gerektiğini anlatır. Acelecilik, yolda tükenmeye sebep olur.
- Zor ile menzil alınmaz: Zorbalık veya şiddet kullanarak bir hedefe ulaşmanın mümkün olmadığını ifade eder. Kalıcı ve olumlu sonuçlar elde etmek için sabır, anlayış ve doğru yöntemler gerekir.
Soru/Yorum Gönder