- Bir şeyin yerine yenisinin verilebilmesi için kabul edilmiş bulunan süre, kullanma süresi.
Asker botu miatlıdır, miadı altı aydır. - Bir şeyin yapılması için tanınan süre.
Çok da uzun bir miat tanımıyordu. - Vade bitimi, son kullanım tarihi.
Önce pilini değiştir. Sonra aç kapat. Yine de çalışmıyorsa miadı dolmuştur.
- Miadı dolmak (miadını doldurmak): Bir şeyin kullanım süresi bitmek, eskimek.
Bir insanın madde bedeninin malzemesi de, bir makinenin malzemesi gibi, miadı dolduğu zaman geldiği yere döner. (C. G. Abdullah) - Miadı gelmek: Zamanı gelmek.
"Bakkalın veresiyeyi kestiği bir gün, artık bu işin miadı geldiğine kanaat ederek satış hususunda ısrar edecek olmuş." (İlgili cümle kaynağı: A. Ş. Hisar)
(Miat sözcüğü halk arasında yanlış olarak "miad, miyad, miyadını doldurmak" şeklinde kullanılır. Doğrusu yukarıda geçtiği şekliyledir.)