- Kullanılması ya da yapılması dince yasaklanmış olan (helal karşıtı): Evcil olanlardan deve, sığır, manda, koyun, keçi, tavuk, kaz, ördek, güvercin helaldir. Katır ile eşeğin etini yemek haramdır. (Kolektif)
- Dokunulması, kullanılması, görülmesi belli kişilerin dışındakilere yasak olan: Mekke kentinin içinde ve çevresinde belli yer ve yöreler Müslümanlardan başkasına haramdır.
- (mecazi) Yasak: Sensiz uykuyu haram bilen için / Ayrılık ölümün diğer ismidir. (C. S. Tarancı)
Haram ile ilgili deyimler ve anlamları
İçinde "haram" kelimesi geçen deyimler, açıklamaları ve örnek cümleler:
- Haram etmek:
- Yasaklamak: Resullullah (sav) şöyle buyurdu "... Sizin için helal olanı alınız. Allah'ın haram ettiğini de bırakınız."
- O şeyden umulan yarar ve rahatı tattırmamak: Gece boyu bütün mahallenin uykusunu haram etti bağırıp çağırmasıyla.
- Haram olmak: Bir şeyden yararlanamaz olmak: Bu tatil, ikmale kaldığım için haram oldu.
- Haram olsun!: "Hayrını, yararını görmesin, içine sinmesin" anlamında bir beddua sözü: "Ne, ne, ne? Bana el mi kaldıracaksın, nankör hınzır? Küçük yaştan beri sana verdiğim emekler haram olsun..." (G. Sabri)
- Haram yemek: Dini inanlara aykırı olarak yani haksız olarak bir şeye el atmak, sahip çıkmak, hakkı olmayan para ile geçinmek: Haram yiyen insan kötü şeyler düşünür. Gönlü kötülüklere meyleder. Kötü işler yapar. Bunun için atalarımız "Haram yiyen, haramî olur" demişlerdir. (R. Özdirek)
- Harama uçkur çözmek: (halk dilinde) Nikahsız olarak cinsel ilişkide bulunmak: Senin olmayanı alma, sahiplenme; namuslu ol, beline sahip çık, harama uçkur çözme, başkasının ırz ve namusuna göz dikme; yalan söyleme, görmediğine tanıklık etme ve kırıcı söz etme... (M. Ulusoy)
- Dünyayı (birine) haram etmek: Hayatını yaşanılmaz duruma getirmek: Benim gibi bir öksüze dünyayı haram etmeğe nasıl kıydın? Yiğitliğine yakışır mıydı? (E. Sarı).
- Eli harama uzanmak: Dini bakımdan yasaklanmış bir işe yönelmek: Harama uzanan elin titremedi, harama yürüyen ayağın sendelemedi, harama bakan gözlerin körelmedi, tövbe et. (H. Bilgin)
- Emdiği süt haram olmak: Herhangi bir isteğinin yapılmamasından sonra ilenmek: Hiç bir şey yapmadın ha? Emdiğin süt olsun haram olsun, dursun gözüne dizine! (O. Kemal)
Haram ile ilgili atasözleri ve anlamları
İçinde "haram" sözcüğü geçen atasözleri ve açıklamaları:
( * yaygın bilinen )- Haram geldi, helali de götürdü: Haksız ve haram yollarla elde edilen kazancın, doğru ve helal yollardan kazanılanları da yok edeceğini ifade eder. Yalan ve hileyle yapılan işin bereketi olmaz, aksine kişinin kazancına da zarar verir.
- Haram harama gider: Haksız veya haram yolla elde edilen kazançların yine yanlış ve kötü yollarda harcanacağını ifade eder. Haksız kazanılan paranın bereketi olmadığı gibi, insana fayda yerine zarar getirir.
- Haram helalden tatlı gelir: Emek harcamadan veya haksız yolla elde edilen şeylerin insana daha cazip geldiğini anlatır. Ancak bu, insanı yanlış yollara sevk eden yanıltıcı bir duygudur.
- Haram mal bereket tutmaz: Haksız kazanç çabuk kaybedilir. Hayır getirmez.
- Haram mal karın doyurmaz, doyursa da devamlı olmaz, olsa da hayırlı olmaz: Haksız yollardan elde edilen kazancın sahibine fayda getirmeyeceğini ifade eder. Haram kazanç ilk başlarda faydalı oluyor gözükse bile, uzun vadede hayır ve bereket getirmez.
- Haram malın sonu olmaz: Haksız kazancın sürdürülebilir olmadığını ifade eder. Haram yollardan elde edilen mal, er ya da geç elden çıkar ve hayır getirmez.
- Haram para ya belaya, ya binaya, ya zinaya/gider: Haram kazançla hayırlı bir iş yapılamayacağını ifade eder.
- Haram yiyen, harami olur (?): Haksız kazanç elde eden kimselerin zamanla kötülük ve haksızlık yapmaya alışacağını ifade eder. Haramla beslenen kişinin karakteri bozulur ve kötü işler yapmaya meyleder (harami: Haydut, eşkıya, yol kesen kimse).
- Harama basan tez düşer: Haram kazançla ve kötü yollarla zenginlik sağlamaya çalışan kişiler bu amaçlarına ulaşamazlar.
- Harama el uzatma: İnsan geçimini uygunsuz işlerden değil, yasal yollardan ve emeğinin karşılığıyla sağlamalıdır.
- Harama uçkur çözme: İnsan hakkı olmayan şeylere yasa ve din dışı yollardan sahip olmaya çalışmamalıdır.
- Harama hile karıştırma: Zaten yanlış ve yasak olan bir şeyi daha da kötüleştirmekten kaçınmak gerektiğini ifade eder. Haram bir işi yaparken bile dürüst olunmadığında sonuçları daha da vahim olabilir.
- Haramdan gelen harama gider: Haksız yere bir şey kazanan insan onu hayırlı işlerde kullanmaz.
- Haramdan şifa olmaz: Haksız kazanç ya da yanlış yollardan elde edilen şeylerin kişiye fayda getirmeyeceğini ifade eder. Haram yollarla elde edilen kazanç ya da mal, maddi ya da manevi açıdan insana iyilik getirmez.
- Haramın bereketi olmaz: Başkalarının hakkını yiyen kimsenin kazancı yokluk ve yalnızlıktır.
- Haramın temeli (binası) olmaz*: Haram kazanç bir işe yaramadan telef olur gider.
- Haramzade pazar bozar, helalzade pazar yapar (Helalzade barıştırır, haramzade karıştırır)*: Sütü bozuk kişi, iki kimsenin arasını açar, anlaşmalarına engel olur; soylu kişi ise ara buluculuk yapar, anlaşmalarına yardım eder.
- Haramzadeden hayır bekleme: Yasak ve uygunsuz yollarla geçimini sağlayan kişilerden kimseye hayır gelmez.
- Haramzadenin gözü yaşlı olur:
- Çalarak, kandırarak başkalarının sırtından geçinen kimseler kendilerini masum ve çaresiz göstermeye çalışırlar.
- Haram yolla kazanç sağlayan veya haksızlık eden kişinin sonunda mutsuz ve sıkıntılı olacağını ifade eder. Haram mal, kişiye huzur yerine dert getirir.
- Aslını saklayan (inkâr eden) haramzadedir*: Kişi yoksul, görgüsüz bir aileden gelmekle değersiz olmaz, toplum içindeki yerini kendisi kazanır.
- Çocuğun yediği helal, giydiği haram*: Çocuğun iyi beslenmesi için ne kadar para harcansa yeridir. Ama çocuk giyeceğini hor kullandığı, çabuk büyüdüğü için giysileri kısa zamanda küçük gelmeye başlar; bu nedenle çocuklara pahalı giysi almak doğru değildir.
- Çok konuşanda var bir yalan, çok zenginde var bir haram: (İstisnalar olmak üzere) Çok konuşmayı alışkanlık haline getirenler anlatacak gerçek hikayeleri kalmayınca yalana baş vurabilirler. Çok zengin kimseler de kazançlarına hile karıştırmış olabilirler.
- Çok söz (laf) yalansız, çok para (mal) haramsız olmaz*: (İstisnalar olmak üzere) Aşırıya varan konuşmada da, kazançta da sahibine duyulan saygınlığı yok eden bir nitelik ya da hoş karşılanmayacak bir durum olduğu düşünülür.
- Et yiyenin eti yenmez: Et yiyen hayvanların eti inançlarımıza göre haramdır.
- Eve gerek iken mescide haram (Eve gerek olan mescide haramdır/Evin içi dururken dışına haramdır): İnsan yardımda bulunurken ihtiyacından fazlasını vermesi gerektiğini anlatır. Örneğin insanın evde yere serecek halısı yoksa camiye halı alıp bağışlaması düşünülemez.
- Gıybet haramdır: Başkaları hakkında kötü sözler söylemek ve başkalarını çekiştirmek haramdır.
- Helal ise hesap, haram ise azap: Helal yoldan kazanılan malın insanı rahatlatacağı ve hesap vermekten çekinmeyeceği anlamını taşır. Haram yolla elde edilen kazancın ise kişiye sıkıntı ve azap getireceğini ifade eder.
- Helal malın şeytan yarısını alır, haram malı sahibiyle beraber götürür: Dürüst yollarla elde edilen kazanç kişiyi yokluğa düşürmez, ama başkalarının hakkıyla geçinen kimse bunu hayatıyla öder.
- Kaygılıya sohbet haramdır: Bir derdi olan kimse konuşmaya, eğlenmeye fazla zaman bulamaz. Çünkü o yalnızca bu sıkıntıdan kurtulmayı düşünür.
- Mekruh yiyene (yüze) haram söz yakışır: Haram yolla kazanç sağlayanların sözleri de dürüst olmaz.
- Mescide gerek olan meyhaneye haramdır*: İnsanın kendisine gerekli olan bir şeyi yabancıya vermesi doğru değildir.
- Miden alırsa domuz eti ye: İnsan karakterinin zayıflığı oranında harama tenezzül eder.
- Mümine eziyet haramdır: Kimseye zararı olmayan, namuslu, dürüst kimselere kötülük yapmak günah sayılır.
- Unsuz yerin suyu haram, susuz yerin unu haram: Bir işte iyi sonuç alabilmek için, gerekli araç gerecin eksiksiz olması gerekir. Eksik malzemeyle yapılan işten iyi sonuç alınmaz.
- Yalan söylemeyince laf üremez, haram katmayınca mal üremez: (İstisnalar olmak üzere) Çok konuşanlar gerçekleri yalanla çoğaltırlar. Çok malı olan da kazancına hile karıştırmış olabilir.
- Yolcuya sohbet haramdır (Yolcuya muhabbet haram): Yolculuk sırasında kişi konuşarak zaman kaybetmesi yerine çevreyi gözlemek daha yerinde bir davranış olur.
Haram ile ilgili birleşik kelimeler
- Haram lokma: Dinin kurallarına veya toplumun geleneklerine aykırı olarak elde edilen şey: Haram lokma kalbi öldürür. Helal lokma ise kalbi diriltir. Lokma vardır; kalbi nurlandırır. Lokma vardır; kalbi karartır. Lokma vardır; seni dünya işleri ile meşgul eder. Lokma vardır; seni ahiret işleri ile meşgul eder. (Abdulkadir Geylâni)
- Haram para: Hak edilmemiş bir biçimde, özellikle yasa dışı yollardan kazanılan para: Haram para aile fertlerinin burnundan fitil fitil gelir! (T. Akansu)
- Haramzade:
- Evlilik dışı birleşmeden doğan çocuk.
- (mecazi) Soysuz, kötü kişi: Aslını inkâr eden haramzadedir.
Ayrıca bkz.: Helal ile ilgili atasözleri ve deyimler
Soru/Yorum Formu
»