Tecrübe nedir, ne demektir? Tecrübe ile ilgili atasözleri, deyimler ve anlamları

Güncellenme: 15 Eylül 2025 Soru/Yorum: 0
İşaret parmağıyla kafasını göstererek bilmiş bilmiş gülümseyen yaşlı, kel ve tecrübeli bir adam
Aklı başa yaş getirir
  1. Bir kimsenin belli bir sürede veya hayat boyu edindiği bilgilerin tamamı, deneyim: Yaşamak tecrübe kazanmaktır, yaşadığımız her olay, hayatı daha iyi tanımamızı ve olaylar karşısında daha bilinçli, daha tutarlı davranmamızı sağlar.
  2. Bilimsel bir gerçeği göstermek, bir yasayı doğrulamak, bir varsayımı kanıtlamak amacıyla yapılan işlem, deney: Sigaranın zararları hakkında fenni bir tecrübe gösterilmiştir.
  3. Karşılaşılan çeşitli olaylardan elde edilen görgü, olayların insana kazandırdığı olgunluk: Benim bilgim yok, fakat bir şeyim var: Tecrübe… (F. N. Çamlıbel)

Tecrübe ile ilgili deyimler ve anlamları

İçinde "tecrübe" kelimesi geçen deyimler, açıklamaları ve örnek cümleler:

  • Tecrübe etmek:
    1. Denemek: Allah inanmışları tarttı, tecrübe etti; yengiyi de yenilgiyi de tattırdı. (G. Deniz)
    2. Deneyimlemek: Varlık içinde geçen ömrün son üç yılında açlığı yaşamış, yokluğu tecrübe etmişti. (M. Kocaer)
    3. Deneyim kazanmak: Uzun yıllar hayatı tecrübe etmiş birisi, çocuklarına altın değerinde öğütlerde bulunur. Zira her öğüdü ömrü boyunca tecrübe etmiştir. (M. Bardak)
  • Tecrübe tahtasına çevirmek: Üst üste başarısız denemelere konu etmek: Oraya acaba girmez, mektebe acabayı koymak, mektebi tecrübe tahtasına çevirmek olur. (F. Kandemir)
  • Tecrübe tahtasına dönmek: Üzerinde birbiri ardına başarısız denemeler yapılmak: Ankara, modernleşme yolunda tecrübe tahtasına dönmüştü. (M. Aksel)
  • Tecrübesi bedava: "Denersen ne kaybedersin", "denemesi bedava" anlamlarında kullanılan bir söz: İstanbul'a gelişin, bütün sevinci, bütün şamatası ile görmek, birkaç kitap okumaktan çok daha faydalıdır. İnanmazsanız tecrübesi bedava. (B. R. Eyuboğlu)
  • Az günün adamı olmamak: Çok yaşamış, çok görmüş bulunmak: Az günün adamı değilim; gördüğüm tecrübeler bini aştı, seneler, saçıma, sakalıma kırlar saçtı; iyilik edip fenalık bulmaktan canım yandı, sabrım taştı, ömrümün tadı kaçtı. (R. H. Karay)
  • Deneyim kazanmak: Tecrübeli, deneyimli duruma gelmek: Editörlük yaparak edebiyat dünyasında deneyim kazandı.
  • Ders almak:
    1. Bir konu üzerinde bir öğrenci yetkili bir kimseden bilgi edinmek: Üniversiteye hazırlık için özel ders alıyordu.
    2. (mecazi) Sonucunda zarar verici olan, olumsuz bir olaydan tecrübe kazanmak: Türk halkı, bu darbelerden ağır yara aldı, ders aldı. (A. Dilipak)
  • Eski kulağı kesiklerden olmak: Görmüş geçirmiş, çok tecrübeli olmak: Muhtar eski kulağı kesiklerden, böyle vakaları çok yaşamış. (H. Yeşilgöz)
  • Feleğin çemberinden geçmek: Yaşamı iyi ve kötü yanlarıyla görüp deneyimlemiş olmak, tecrübe kazanmak, gözü açılmak: "Biz feleğin çemberinden kaç kere hopladık geçtik de adam sarrafı kesildik! Biz işe yarar yiğidi duruşundan bilir olduk tosun," dedi. (K. Tahir)
  • Gömlek eskitmek:
    1. Deneyim kazanmış olmak: Bu alanda epey gömlek eskitmiş olanlar için gönül okşayıcı kaçınılmaz bir görevdir. (Türk dili)
    2. Ömür sürmüş olmak.
  • (birinin) Geçtiği yoldan geçmek: Daha önce aynı olayları yaşamış olmak, deneyimli olmak: Bedriye, bütün âşıkların geçtiği yoldan geçmektedir. (S. Noyan)
  • Gün görmüş:
    1. İyi yaşamış: Dürdane, gün görmüş, zengin, kibar bir ailenin kızı olarak dünyaya gelseydi, saygıdeğer, ağır bir küçük hanım, sadelik içinde büyüseydi, eteği belinde hanım hanımcık bir ev kızı olurdu. (A. H. Eken)
    2. Tecrübeli, görgülü: Etrafındaki vezirlerin hepsi gün görmüş, tecrübeli insanlar (M. E. Coşan). Yaşı ellinin üstünde gün görmüş tavırlarına bakılırsa, saygın bir hayatı olmalıydı. (H. Ertuğrul)
  • İşin kurdu olmak: Belirli bir konuyla ilgili her şeyi bilmek, tecrübe kazanmak, uzmanlaşmak: Artık bu işin kurdu olmuştum. Nerelerde ve ne zaman satış yapılabileceğini çok iyi öğrenmiştim. (M. Azazi)
  • Saçı (saçları) değirmende ağartmamak: Tecrübeli, deneyimli olmak: Evlat, biz bu saçları değirmende ağartmadık! Bu yolda çok emek harcadık! (M. Atalar)
  • Sakalı değirmende ağartmamak: Hayattan çekerek çok şey tecrübe etmiş olmak: Nice yılımız gurbetçilikte geçmiştir. Sakalı değirmende ağartmış değiliz... Gurbetlerde, elin işinde çalışarak ağartmışızdır... (T. K. Makal)
  • Sen giderken ben geliyordum: "Senin şimdi öğrenmekte olduğunu ben çoktan biliyordum, senden daha tecrübeliyim, beni aldatamazsın" anlamında söylenir: Kırk yıllık Memiş Kâhya yutar mı bunları, sen giderken ben geliyordum. Senin yeni öğrendiklerini ben çoktan unuttum... (Y. Z. Bahadınlı)

Tecrübe ile ilgili atasözleri ve anlamları

İçinde "tecrübe" sözcüğü geçen atasözleri ve açıklamaları:
( * yaygın bilinen )

  • Tecrübe etmediğinin, senasında olma: Yaşamadığın veya denemediğin şey hakkında övgüde bulunmaman gerektiğini anlatır. İnsan, ancak bizzat tecrübe ettiği konularda sağlıklı değerlendirme yapabilir.
  • Tecrübeyi göğe çekmediler ya: Geçmişte yaşanan tecrübelerin hâlâ ortada olduğunu ve onlardan yararlanılması gerektiğini anlatır. İnsan, deneyimlerden ders çıkararak hareket etmelidir.
  • Acemi çaylak bu kadar uçar: Deneyimsiz veya yeni bir işe başlayan kişilerin aşırı heyecanla, düşünmeden hareket ettiklerini ifade eder. Tecrübe kazandıkça, daha dikkatli ve kontrollü olurlar (çaylak: Yırtıcılardan, uzun kanatlı, çengel gagalı, küçük kuşları ve fare gibi zararlı hayvanları avlayan, tavuk büyüklüğünde bir kuş).
  • Acemi marangozun talaşı tahtasından çok olur: Deneyimsiz kişilerin yaptığı işlerde daha fazla hata yapacağını ve fazla israf olacağını anlatır. Tecrübe kazandıkça, işler daha verimli ve düzenli hale gelir.
  • Acemi nalbant gavur eşeğinde dener kendini*: Ustalaşmamış, iyi yetişmemiş bir kimse, deneyimlerini önemsiz, varlığıyla yokluğu bir olan şeyler üzerinde yapar.
  • Acemi tilki kapana çabuk düşer: Tecrübesiz kişilerin yaptıkları işlerde kolayca hata yapabileceklerini ifade eder. Deneyimsizlik ve dikkatsizlik, insanı kısa sürede zarara uğratır.
  • Acı patlıcanı kırağı çalmaz*: Acı deneyimleri olan kişileri, sonradan karşılaşacakları terslikler artık etkilemez.
  • Adam yanıla yanıla, pehlivan yenile yenile: İnsanın hatalarından ve başarısızlıklarından ders alarak daha yetenekli ve bilgili hale geldiğini ifade eder. Yenilgiler ve yanılgılar, kişiyi olgunlaştırır ve tecrübe kazandırır.
  • Adam yenilmekle marifetli olur, yanılmakla alim: İnsanın hatalarından ve başarısızlıklarından ders alarak daha yetenekli ve bilgili hale geldiğini ifade eder. Yenilgiler ve yanılgılar, kişiyi olgunlaştırır ve tecrübe kazandırır.
  • Ağır yükün zahmetini katır bilir: Bir işin zorluğunu, verdiği yorgunluğu en iyi o işi devamlı yapanlar bilir.
  • Ağzı yanan bir dahada uslanır: İlk defa yaptığı bir işten zarar gören, canı yanan bir kimse o işi kolay kolay bir daha yapmaz.
  • Akıl akıldan, don yağı pekmezden olur: Bir kişinin yalnızca kendi zekasıyla değil, başkalarının bilgisi ve tecrübesiyle de gelişebileceğini anlatır.
  • Akıl tecrübe ile kemal bulur: Aklın ve bilgeliğin, zamanla ve yaşanmış deneyimlerle olgunlaştığını ifade eder. Kişi, yaşadığı deneyimler ve kazandığı tecrübeler sayesinde daha akıllı ve bilge hale gelir.
  • Aklı başa yaş getirir*: Olgunlaşmanın ve tecrübe kazanmanın zamanla, yani büyümeyle ve yaşlanmayla gerçekleştiğini ifade eder. Genç yaşta bazı şeyler anlaşılamasa da, yaş ilerledikçe insanın bilgeliği ve anlayışı artar.
  • Atalar sözü evlada mirastır: Atasözleri sonraki kuşaklara kalan en değerli bilgi ve tecrübelerdir.
  • Atalar sözü kitabidir, yabana atılmaz: Atasözlerinin yol gösterici, aydınlatıcı ve öğretici olduğunu ifade eder. Atasözleri, geçmiş nesillerin tecrübelerini ve bilgeliğini yansıtır ve bu nedenle dikkate alınması ve değer verilmesi gereken önemli öğütlerdir.
  • Atalar sözü tutan yüce dağlar aşar (Ulu söz dinleyen, yüce dağlar aşmış): Bütün atasözlerinde bilgi, beceri ve tecrübenin sırrı vardır. Bu yüzden atasözlerinin değerini bilen çok büyük işler başarır.
  • Ataların bir sözü bin öğüde geçer: Büyükler deneyimleri sonunda her şeyin doğrusunu bilirler.
  • Atın iyisini genç, kadının iyisini ihtiyar alır: Kadınları tanımanın zaman ve tecrübe gerektirdiğini ifade eder. Yani, bir atın kalitesini gençken değerlendirmek mümkünken, kadınların karakterini ve kişiliğini anlamak için daha fazla zaman ve yaşanmışlık gerektiğini vurgular.
  • Baba nasihati tutmayan pişman olur: Deneyimli kişilerin verdiği öğütleri dinlemeyenlerin sonunda zarar göreceklerini ifade eder. Özellikle aile büyüklerinin tavsiyelerini göz ardı edenlerin, pişmanlık duyacakları bir durumla karşılaşmaları olasıdır.
  • Bal eski petekten yenir: Değerli ve kıymetli şeylerin genellikle eskiden kalma olduğunu ifade eder. Geçmişten gelen eşyalar, bilgi veya tecrübeler, zamanla değer kazanır ve kıymetlidir.
  • Balığın mekânı usta balıkçının oltası altıdır: Deneyimli ve yetenekli bir kişinin, doğru zamanda doğru yerde olup başarılı olacağını ifade eder. Bu atasözü, usta birinin bilgisi ve yeteneği sayesinde başarılı olma olasılığının artabileceğini anlatır.
  • Baş bostanda bitmez: Akıl ve zekanın kolayca elde edilebilen ya da satın alınabilen bir şey olmadığını ifade eder. Akıl, insanın doğuştan getirdiği ve zamanla tecrübeyle geliştirdiği bir yetenektir.
  • Baş taşa vurmadıkça akıl başa gelmez: İnsan bir işten zarar görürse bir dahaki sefere daha dikkatli olur.
  • Başa gelmedi ki ayak uslansın: İnsan bir işe kalkışırken başına bir kaza gelirse, o işin ne kadar sakıncalı olduğunu daha iyi öğrenir.
  • Başa gelmeyince bilinmez*: Başkasının uğradığı felaketin ne denli acı olduğunu, başımıza böyle bir felaket gelmedikçe anlayamayız.
  • Başına gelen başmakçıdır*: Başından bir iş geçmiş olan kimse o konuda tecrübe kazanır. Uğradığı zarara bir daha uğramamak için önlem alır. (başmakçı: Ayakkabı yapan veya camilerde çıkarılan ayakkabılara bekçilik eden kimse.)
  • Başına gelen hekim: Yaşanan olayların insana tecrübe kazandıracağını anlatır. İnsan, gördüğü sıkıntılardan öğrendikleriyle benzer durumlarda daha kolay başa çıkar.
  • Başını acemi berbere teslim eden, cebinden pamuğu eksik etmesin*: İş başına tecrübesiz kişileri getirenler, onun yol açacağı sıkıntıya katlanmaya, zararı çekmeye hazır olmalıdırlar.
  • Bekara karı boşamak kolaydır* (Bekara avrat boşaması kolaydır):
    1. Hiç evlenmemiş insan evlenip de boşanmanın ne kadar ağır bir yük olduğunu bilemez.
    2. Başına iş gelmeyen kişi, tecrübesi olmadığından o iş üstünde sağlıklı yargı veremez: Tabi hoca bekara karı boşamak kolaydır. Sen nasıl olsa müdür değilsin. Kaymakam Beyle ben muhatap olacağım. Sen kaymakama böyle bir kararı söyleyebilir misin? (A. F. Bak)
  • Bekarın ahmağı düğünde kız beğenir: Genç ve tecrübesiz erkeklerin evlenecekleri kızı seçerken kolayca yanılabileceklerini ifade eder. Düğün gibi sosyal ortamlarda görülen yüzeysel özelliklere kapılarak yanlış kararlar verebileceklerini ima eder.
  • Bilmediğin işe karışma, bilmediğin yola gitme: Kişinin deneyimi, tecrübesi veya bilgisi olmadığı alanlara girmemesi gerektiğini anlatır. Hazırlıksız ve öngörüsüz bir şekilde hareket etmek, başarısızlık veya tehlikelerle karşılaşmaya yol açabilir.
  • Bin bilsen de bir bilene danış: Bilgisi çok olanın bile deneyim sahibinden faydalanması gerektiğini anlatır. İnsan, başkasının tecrübesini dinleyerek kendi yolunu daha güvenli çizer.
  • Bir aldanan bir daha aldanmaz: Kişi aldatıldığı zaman bundan bir tecrübe edinmeli ve bir daha aynı hataya düşmemeye çalışmalıdır.
  • Bir bakmaktan, bir tatmak yeğdir: Gözlemlemek, yüzeysel bir anlayış sağlarken, denemek ve tatmak, gerçek bir tecrübe kazandırır ve konuyu daha derinlemesine anlamayı mümkün kılar.
  • Bir defa görmek bin defa okumaktan yeğdir: Gözle görerek edinilen bilginin daha kalıcı ve etkili olduğunu anlatır. İnsan, deneyimle öğrendiğini kolay kolay unutmaz.
  • Bir düştüğün yerde bir daha düşme: İnsan tecrübesinden ders çıkarmalı, hatasını tekrarlamamaya çalışmalıdır.
  • Büyüğünün sözünü dinlemeyen yorulur: Büyükler daha tecrübeli olduğu için neyin nasıl yapıldığını daha iyi bilirler. Onların öğüdünü dinlemeyip kendi başına iş yapan kimseler işi gerektiğinden daha uzun sürede tamamlarlar.
  • Büyüklerin sözü altın gibidir, yerde kalmaz, biri almazsa öbürü alır: Deneyimli ve bilge kişilerin sözlerinin her zaman değerli olduğunu ve mutlaka birilerinin bu sözlerden faydalanacağını ifade eder.
  • Cemal gider ama kemali kalır: İnsan zamanla gençliğini yitirir, fakat olgunluğunu ve tecrübesini yitirmez.
  • Çamurdan çıktı batağa saplandı: Başından geçen tecrübelerden faydalanamayıp tekrar benzer hata yapan insanlar için kullanılan bir sözdür.
  • Çok gezen çok bilmez, çok çeken çok bilir: Gerçek bilginin gezip görmekten çok sıkıntı çekerek ve tecrübe edinerek kazanılacağını anlatır. İnsan, acı ve zorluklarla olgunlaşır.
  • Çok yaşayan çok görür: Uzun ömür süren kişinin hayatın birçok farklı yönüne tanıklık edeceğini ve birçok tecrübeler edineceğini ifade eder. Zaman geçtikçe insan daha fazla şey öğrenir ve hayatın değişimlerine şahit olur.
  • Dana yediği taşı bilir: İnsanın kendisine zarar veren veya fayda sağlayan şeyi zamanla öğrenip ayırt edebileceğini ifade eder. Tecrübe, kişiye doğruyu ve yanlışı gösterir.
  • Dene deneye eş olur, dene dene (tane tane) bir kaşık aş olur: Bir şeyi öğrenmek veya başarmak için denemelerin ve tecrübelerin önemini vurgular. Sabırla ve dikkatle yapılan her işin sonunda bir değer veya başarı elde edileceğini ifade eder. Her bir küçük çaba, zamanla birikerek büyük bir başarıya dönüşebilir; bu yüzden acele etmeden, her adımı dikkatle atmak önemlidir.
  • Denenmişi denemek olmaz: Daha önce tecrübe edilmiş ve sonucu bilinen şeyi yeniden denemenin gereksiz olduğunu anlatır. İnsan, aynı yoldan tekrar giderek farklı bir sonuç beklememelidir.
  • Denize dalan bilir, güzeli seven bilir: Denizin derinliklerine dalan kişi, denizin güzelliklerini ve tehlikelerini yakından tanır; güzel birini seven kişi ise bu sevginin getirdiği mutlulukları ve zorlukları yaşar. Bu atasözü, bir şeyin gerçek anlamda anlaşılmasının ve takdir edilmesinin, ancak o deneyimi yaşayanlar tarafından mümkün olduğunu vurgular.
  • Dirgen yiyen sıpa bir daha harmana gelmez: İnsan kötü tecrübe edindiği işi yapmak istemez.
  • Ergen gözüyle kız alma, gece gözüyle bez alma: Doğru seçilmeyen, iyi görülmeyen, iyi bilinmeyen iş yapılamayacağı gibi, bir konuda deneyimi bulunmayan kimsenin görüşüne uyularak önemli bir karar verilemez.
  • Eski (Kart) kurt yolunu şaşırmaz: Hayatı boyunca birçok deneyim geçirmiş tecrübeli kimse kolay kolay yanılmaz.
  • Eskinin biti, ulunun sözü yakar: Görmüş geçirmiş, deneyimli ve yaşlı insanların söz ve davranışlarının daha acı ve etkili olacağını ifade eder.
  • Eşek bile düştüğü yere bir daha düşmez* (Eşekken eşek, çamura bir kere batar): En aptal kişi bile başına gelenlerden ders alıp aynı hataya tekrar düşmez.
  • Geminin burnunu gören değil, ufku gören kaptandır: Önemli bir işin yönetimi o işte ufak tefek bilgisi olana değil, o işte deneyimli olan kişilere verilir.
  • Gemiye binmeyen, Allah korkusu bilmez: Günahların ve hataların sonuçlarını tecrübe etmeyen kişiler, Allah'a karşı sorumluluklarını ve korkuyu tam anlamazlar. Fırtınaya yakalanmış bir gemideki bir yolcu gibi kişi zorluklar içinde kaldığında, Allah'a yönelir, O'ndan af ve yardım diler.
  • Genç beye hizmet etmek güçtür: Tecrübesiz ve sabırsız kişilere hizmet etmenin zorluklarını ifade eder. Genç ve deneyimsiz kişiler, beklentileri yüksek ve talepleri değişken olduğu için onlara uyum sağlamak zordur.
  • Gençler bilse, yaşlılar yapabilse: Gençlerin bilgi ve güç açısından potansiyel taşıdığını, fakat deneyim eksikliği nedeniyle yeterince etkili ve başarılı olamadıklarını; yaşlıların ise tecrübe ve bilgiye sahip olmalarına rağmen, fiziksel güçlerinin azlığı sebebiyle bu bilgileri uygulamada zorluk çektiklerini ifade eder.
  • Güçlükle başlayan iş sonra kolay olur: Bir işe başlarken karşılaşılan zorlukların zamanla azalacağını ve kişinin deneyim kazandıkça işin daha kolay hale geleceğini ifade eder. İnsan, alıştıkça ve tecrübe edindikçe başlangıçta zor görünen işleri daha rahat yapar.
  • Hasta hastanın hâlinden bilir: Benzer sıkıntıları yaşayan insanların birbirlerinin durumunu daha iyi anlayabileceğini ifade eder. Aynı deneyimleri paylaşan kişiler, karşılıklı empati kurmada daha başarılıdır.
  • Her geçen zaman bir öğüttür: Zaman içinde karşılaşılan olayların, deneyimlerin ve yaşanmışlıkların insanlara değerli bilgiler ve hayat dersleri kazandırdığını vurgular.
  • Her düşüş, bir öğreniş*: Hataların ve başarısızlıkların insan için birer öğrenme fırsatı olduğunu ifade eder. Kişi, her yanlışının sonucunda edindiği tecrübeyle kendini geliştirir ve daha iyiye ulaşır.
  • Her tarladan bir tahıl (çakıl/nakil), her adamdan bir akıl (al): Her fırsattan ve her kişiden bir şeyler öğrenmek gerektiğini ifade eder. Her tecrübe ve her insanın kendine özgü bir bilgi veya öğretisi olabilir. Bu nedenle, çeşitlilikten ve farklı bakış açılarıyla zenginleşmekten yararlanmak önemlidir.
  • Her zarar bir kâr öğretir: İnsanın yaşadığı zararlardan ders alarak ileride daha iyi adımlar atabileceğini ifade eder. Zarardan çıkan tecrübe, gelecekte daha bilinçli kararlar verilmesine yardımcı olur.
  • İhtiyar köpek boşuna havlamaz: Tecrübeli ve bilgili kişilerin uyarılarının veya söylediklerinin dikkate alınması gerektiğini ifade eder. Bu atasözü, yaşlı ve deneyimli insanların sezgilerinin güçlü olduğunu, sözlerinin önemli ve değerli olduğunu, bu nedenle boş yere konuşmadıklarını vurgular.
  • İhtiyarın sözünü torbaya sok, büyüğün sözünü cebine at: Yaşlı ve tecrübeli insanların söylediklerini dikkatle dinleyip saklamanın ve gerektiğinde hatırlayıp faydalanmanın önemini ifade eder.
  • İnsan demiri döve döve demirci olur: Bir kişinin bir beceriyi veya uzmanlığı zamanla, sürekli pratik yaparak ve tecrübe kazanarak elde edeceğini ifade eder. Ustalaşmanın ve yetkinliğin, sürekli çaba ve tekrarlarla mümkün olduğunu vurgular.
  • İnsan, yanılmakla alim olur: Hatalardan ders çıkarmanın bilgi ve tecrübe kazandırdığını ifade eder. Yanılmak, öğrenmenin ve gelişmenin bir parçasıdır.
  • İnsan yapa yapa ustalaşır: Kişinin bir işi sürekli tekrarlayarak ve pratik yaparak o işte uzmanlaşabileceğini ifade eder. Deneyim, beceriyi geliştirir ve ustalık kazandırır.
  • İnsanı zaman kadar terbiye eden bir şey yoktur: Zaman insanı olgunlaştırır; tecrübe sahibi yapar; kişi her şeyi zamanla öğrenir.
  • İnsanın aklına ağanın yaşına değer biçilir: İnsanların akıllarına göre değerlendirilmeleri gerektiğini ifade eder. Tıpkı bir ağanın yaşına ve tecrübesine göre saygı görmesi gibi, insanların da akılları ve zekaları doğrultusunda itibar ve değer kazanmaları gerektiğini vurgular.
  • Kendinde tecrübe etmediğin şeyi başkasına tavsiye etme: Bir konuda deneyimi olmayan kişinin, o konuda başkalarına öneride bulunmaması gerektiğini ifade eder.
  • Kendinden büyüğe danışmayınca iş görme/işe başlama: Bir işe başlamadan önce o konuda daha tecrübeli kişilerin görüşlerine başvurmakta fayda vardır.
  • Kendinden büyükle bahse girişme: İnsan, bilgi ve tecrübe gerektiren konularda kendisinden üstün kimselerle tartışmaya girmemelidir.
  • Kılavuzsuz yola çıkan yolunu şaşırır: Rehberlik olmadan hareket eden kişinin hata yapma olasılığının yüksek olduğunu ifade eder. Deneyim ve bilgi sahibi birinin yardımı, yolculuğu daha güvenli ve başarılı hale getirir.
  • Kır ata, genç ağaya hizmet zor olur: Tecrübesiz ve sabırsız kişilere hizmet etmenin zorluklarını ifade eder. Genç ve deneyimsiz kişiler, beklentileri yüksek ve talepleri değişken olduğu için onlara uyum sağlamak zordur.
  • Kıssadan hisse almalıdır: Anlatılan bir olay veya hikâyeden ders çıkarmak gerektiğini ifade eder. İnsan, geçmiş deneyimlerden ve başkalarının tecrübelerinden faydalanarak gelecekte aynı hatalara düşmemelidir.
  • Kim düşer daldan, o bilir haldan: Başına bir iş gelmeyen, o konuyu anlamakta zorlanır.
  • Kim haşlandı sütlen, üfler yoğurdu da: Bir şekilde kötü bir tecrübe atlatan kimse, başka olaylar da da temkinli davranır.
  • Kitabın yenisinden, hocanın eskisinden okumalı: Bilgili ve kültürlü biri olabilmek için hem güncel bilgi ve kaynaklara sahip yeni kitaplar okumak hem de tecrübeli ve deneyimli hocalardan ders almak gerektiğini ifade eder. Bu atasözü, kişinin hem modern bilgilerle donanmasını hem de geçmişin deneyimlerinden faydalanmasını vurgular. Yeni kitaplar, güncel bilgileri ve gelişmeleri sunarken, eski hocalar tecrübeleri ve derin bilgileri ile rehberlik ederler.
  • Koca öküz çizgiyi doğru çeker: Çok deneyimli olan kimselerin hata yapma ihtimalleri diğer insanlara göre çok düşüktür.
  • Kocamış tilki faka düşmez: Başından bir sürü olay geçmiş, tecrübe kazanmış ve olgunlaşmış kimseler artık kolay kolay hataya düşmezler.
  • Kör bile düştüğü çukura bir daha düşmez: İnsanın bir kez hata yaptıktan sonra o hatadan ders çıkarıp aynı yanlışı tekrarlamaması gerektiğini ifade eder. En deneyimsiz kişi bile aynı hataya tekrar düşmemeyi öğrenir; sürekli aynı hatayı yapanlar bundan ders çıkarmamış demektir.
  • Kör köre yol gösterse (kılavuzluk etse), ikisi de kuyuya düşer: Tecrübesiz bir kişinin başka bir tecrübesizden yardım almasının felakete yol açacağını ifade eder. Bilgisiz birine danışmak, hem danışanı hem de rehberi başarısızlığa sürükler.
  • Kösenin sözüne, sakalı bittikten sonra inanmalı: Bir kişinin bilgi veya tecrübelerinin zamanla ve deneyimle kazanıldığını ifade eder. Yani, bir kişinin söylediklerine veya iddialarına, gerçek deneyim ve olgunluk kazandıktan sonra güvenilmelidir.
  • Ne ölü görmüş ağlamış, ne düğün görmüş oynamış: Hayatın iyi ve kötü şartlarını henüz deneyimlememiş, deneyimsiz.
  • Nefsinde tecrübe etmediğin şeyi, halka tavsiye etme: İnsan kendi uygulayamadığı ve uygulayıp doğruluğunu göremediği bir şeyi başkalarına önermemelidir.
  • Öv küçüğü, al büyüğü: Küçük şeyler sözle övülse de asıl tercih ve değer büyük olandan yana olur anlamına gelir. Evlilikle ilgili olarak, tecrübesiz olmasına rağmen genç ve güzel biri ne kadar övülse de, iş ciddiye bindiğinde hayat arkadaşı olarak olgun ve deneyimli biri tercih edilir/edilmelidir.
  • Pehlivan yenile yenile yenmesini öğrenir: Başarının çoğu zaman tecrübeyle ve hatalardan ders çıkararak kazanılacağını anlatır. Yenilgiler, ustalığın öğretmenidir.
  • Sac kıvamını bulur hamur tükenir, yaş kıvamını bulur ömür tükenir: Genellikle bir şeyin tam kıvamına geldiği anda, o şeyin sonuna yaklaşıldığını ifade eder. Hayatın son dönemlerinde insanların deneyim ve olgunluğa eriştiğini, ancak bu olgunluğa ulaşana kadar ömrün büyük kısmının geçtiğini ifade eder. Bu, insanın yaşam sürecinde elde ettiği bilgelik ve tecrübelerin, ömrün sonlarına denk geldiğini anlatır.
  • Sakalımız olsa sözümüz dinlenir: Yaşlı ve sakallı kimseler çok görmüş ve tecrübeli olarak bilindiğinden onların sözüne daha çok inanılır ve güvenilir.
  • Sorma ihtiyara, sor çok görene: Yaşın tek başına tecrübe göstergesi olmadığını, asıl önemli olanın çok şey yaşamış ve görmüş olmak olduğunu ifade eder. Gerçek bilgi, başından geçenle kazanılır.
  • Sütten ağzı yanan yoğurdu üfleyerek yer*: Başlarına beklenmedik bir durum gelenler, o derece korkulu olmasa da benzer durumlar karşısında tecrübeli olacaklarından çok çekingen davranırlar.
  • Tilki ateşten nasıl atlanacağını bilir: Deneyimli kimseler zorlukları nasıl yeneceklerini bilirler.
  • Topa alışan deve davuldan ürkmez: İnsanların karşılaştıkları zorluklar ve sıkıntılar karşısında zamanla daha dayanıklı ve cesur hale gelebileceğini vurgular. Daha önce zorlu tecrübeler yaşamış olan kişiler, yeni ve benzer zorluklarla karşılaştıklarında daha az korku ve endişe duyarlar (top: savaş topu).
  • Tuzaktan korkmuş kuş, kırk yıl eğri ağaç üzerine konmaz: Bir kez kötü bir deneyim yaşayan birinin, o deneyimi hatırlayarak benzer durumlardan kaçınacağını ifade eder.
  • Usta maymun kamçı istemez*: İşini iyi bilen kişinin baskı ya da zorlamaya gerek duymadan görevini yerine getirdiğini ifade eder. Tecrübeli kişiler, sorumluluklarını farkında olarak işi kendi isteğiyle ve en iyi şekilde yapar.
  • Usta pehlivan alttan güreşir: İşinin ehli olan kişinin sabırlı ve stratejik davranacağını anlatır. Tecrübeli olan, rakibini acele etmeden gizlice yenme yollarını arar ve doğru zamanda alt eder.
  • Vakit (zaman) insana her şeyi öğretir: Zamanın geçmesiyle birlikte insanların birçok deneyim kazanacağını ve bu deneyimlerin onlara önemli dersler vereceğini ifade eder.
  • Yaşlanmış eşekte yıllanmış akıl olur: Yaşlanmış kişi hayatında birçok şey görmüş ve denemiştir. Bu yüzden büyük bir tecrübe birikimine sahiptir.
  • Yol bilenle yürüyen, yorulmaz*: Tecrübeli ve bilgili kişilerle birlikte hareket edenlerin daha az zorluk çekeceğini anlatır. Bilge bir rehberin yol göstermesi, insanı hem zaman kaybından hem de hatalardan korur.
  • Yol bilmezsen yola git: Bir konuda tecrübesi olmayan kişinin o işe girişerek öğrenmesi gerektiğini anlatır. Bilgi ve deneyim, ancak denemek ve yola koyulmakla kazanılır.
  • Zengin, züğürdün hâlinden ne bilir: Zenginlerin genellikle yoksul kişilerin yaşadığı zorlukları ve sıkıntıları anlamadığını ifade eder. Zenginlerin, yoksulluk ve sınırlı imkânlar konusunda deneyimsiz olmaları nedeniyle, bu durumların ne kadar zorlayıcı olduğunu kavrayamayabilirler.