- Çok büyük, çok iri, koskoca, koskocaman.
Kainatta muazzam ve muntazam bir denge var ve bu denge çok hassas ölçülerle korunup kontrol ediliyor. (İlgili cümle kaynağı: A. Ünal) - Alışılmışın sınırlarını aşan.
Fatih, İstanbul için insanın havsalasının alamayacağı azamette, iki tonluk gülle savurabilen, iki bin asker tarafından çekilen muazzam toplar döktürdü. - Güçlü, önemli, ulu, yüce.
Ebu Eyyub el-Ensari... Bizim başımızın tacı, ciltlere sığmayan meziyetleri olan muazzam bir insan.
muazzam: