![]() |
Akçe |
- Selçuklular ve Osmanlılar'da para birimi olarak kullanılan gümüş sikke.
- Osmanlılar döneminde kullanılan ve bir paranın üçte biri değerindeki ufak gümüş para (1 kuruş = 40 para, 1 para = 3 akçe).
- (mecazi) Para, nakit, her türlü madeni para.
Akçe ile ilgili deyimler ve anlamları
İçinde "akçe" kelimesi geçen deyimler, açıklamaları ve örnek cümleler:
- Akçe bozmak:
- (tarih) Mali güçlükler karşısında gümüş paranın kenarından kırkılarak ayarını düşürüp kıymetini azaltmak.
- (mecazi) Para harcamak, para sarfetmek.
- Akçe etmez: Bir akçelik bile değeri yok, kıymetsiz: Elime ayağıma kapanırsınız ama son pişmanlık akçe etmez. (H. Zeybek)
- Akçe kesmek: Madeni para basmak, sikke kesmek: Tüm kafir krallarından gelen hazineleri eritip akçe keser. (Evliya Çelebi)
- Akçesi ucuz olmak: Paraya değer vermemek, cömert, eli açık olmak: Akçesi ucuz olan yiğidin, kendisi kıymetli olur. (S. Noyan)
- Sıçan deliği bin akçe: "Kaçıp saklanacak yer yok" anlamında kullanılan bir söz: Harbe gideceğimiz zaman abdestimizi alıp da "Allah Allah" diye narayı basınca Yunanlılar için sıçan deliği bin akçe olurdu. (O. Köse)
Akçe ile ilgili atasözleri ve anlamları
İçinde "akçe ve akça" sözcükleri geçen atasözleri ve açıklamaları:
( * yaygın bilinen )
- Akça akça kazanır, fakir yol teper: Parasal sermayenin önemini ve büyük işler yapmanın temelinde yatan ana faktör olduğunu vurgular. Paranın, daha fazla para kazanmak için bir araç olduğunu belirtirken, sermaye yokluğunda da çalışmanın ve azmin önemine dikkat çeker.
- Akça bir murad içindir, bir inat içindir: İnsan zengin olmayı hem iyi yaşamak için ister, hem de başkalarını kıskandırmak için.
- Akçalı adamdan dağlar korkar: Zengin kimse parasını iyilik yerine, kötülük içinde kullanabilir; her istediğini parası ile yaptırır.
- Akçanın gittiğine bakma, işinin bittiğine bak: Yapmak istediğin işi yapabildinse bu uğurda harcadığın paralara acıma çünkü para istediğin şeyi yapmak içindir.
- Akçanın iyisi kesede duran, bahçanın iyisi eve yakın olan: Para, şuraya buraya dağıtılmayıp kesede bulunursa acil durumlarda ihtiyaçlar hemen alınabilir. Bahçe eve yakın olursa, bakımı, korunması ve hemen yararlanılması kolay olur.
- Akçasının kıymetini bilmeyen ödünç versin: İnsan, parayı kolay kolay kazanamaz. Bunu anlamayan insan parasını ona buna borç dağıtır, sonra da kendisi sıkıntıya düşer.
- Akçe adama akıl öğretir: Bol olanaklar, insanların iyi işlere girmesini kolaylaştırır, yol yordam öğrenmesine, işinde ilerlemesine yardım eder.
- Akçe akçeyi kazanır: Paranın parayı çektiğini ve birikimi olan kişinin daha kolay kazanç sağlayabileceğini ifade eder. Sermaye, yeni kazançların kapısını açar.
- Akçe akıl öğretir, don yürüyüş*: İmkânların fazlalığı insanların iyi işler yapmasını kolaylaştırır.
- Akçe ile bohça, insanı eder yüce: Para, değerli eşyalar ve güzel giyinmenin kişiyi toplumda saygı gören bir konuma getirebileceğini anlatır.
- Akçenin yüzü sıcak olur: Kendisine önerilen parayı gözüyle gören kimse yumuşar, kendisinden beklenen işi hemen yapmaya koyulur. (→ Paranın yüzü sıcaktır)
- Akçesi ak olanın bakma gözünün karalığına (bakma yüzün karasına): Parası çok olanların utanç verici olan davranışlarının çok ayıplanmadığını ifade eder.
- Akçesi ucuz olanın kendisi kıymetli olur: Paraya çok değer vermeyen, parasını esirgemeyen kimseye herkes değer verir, saygı duyar. Eli açık kimseyi herkes sever. (→ Parası ucuz olanın kendisi kıymetli olur)
- Ak akçe kara gün içindir*: Daha önce biriktirilen para sıkıntılı günlerde işe yarar: Düşün bu sözleri niçin demişler / Ak akça kara gün için demişler / Daim ihtiyatlı geçin demişler / Çekme kara günde sefalet kardaş.
- Ağlamak akçe (para) etmez*: Bir sorunla karşılaşıldığında sadece ağlamanın veya üzülmenin hiçbir şeyi çözmeyeceğini ifade eder.
- Bal ile kaymak isteyen akçesine kıymak gerek: Herkes güzel yemeyi, güzel giymeyi, iyi bir yaşam sürmeyi ister, ama bunu ancak parası olan gerçekleştirebilir.
- Bin akçalık kılıcı çek, bir akçalık yayı çekme: Güçlü önlemleri gereksiz yere kullanmaktan kaçınılması gerektiğini ifade eder. Kişi, sahip olduğu koruyucu veya caydırıcı gücü yalnızca gerçekten ihtiyaç duyduğunda kullanmalıdır.
- Bir akça ile dokuz kubbeli hamam yapılmaz: Önemli işlerin başarılması için yeterli parasal güç olmalıdır.
- Bir akçanın bitirdiğini eller bitirmez: Nakit paranın çalışmaktan daha hızlı ve etkili bir şekilde hedefe ulaştıracağını ifade eder. İnsan ne kadar çalışkan olursa olsun, paranın sağladığı olanaklar birçok sorunu çözmede daha güçlüdür.
- Bir buldu iki ister, akçe buldu çıkın ister (Akçe bulsam, çıkı yok): İnsanoğlunun doyumsuzluğunu ve elindekilerle yetinmeyip sürekli daha fazlasını isteme eğilimini ifade eder. İnsan, kazandıkça daha büyük hedeflerin ve arzuların peşine düşer (çıkın: İçine öteberi, para vb. şeyler konup uçlarından düğümlenmiş ufak bez bohça, çıkı).
- Bir elma bin akçaya, soy; bin armut bir akçaya, soyma: Elmayı soyarak yemeli, çünkü kabuğunun hazmı güçtür. Armudu soymaya gerek yoktur.
- Cömerdin bir akçası, cimrinin hazinesinden bereketlidir: Cömertlikle yapılan küçük bir katkının insanlara faydası olmayan büyük zenginlikten daha çok işe yarayabileceğini anlatır.
- Çocuğu okutan babanın akçası, ananın bohçası: Baba çocuğun geçiminden, anne ise bakımından sorumludur.
- Dağdaki kuşun kırkı bir akçaya:
- Doğada bol miktarda bulunan şeylere sahip olabilmek için fazla harcama gerekmez.
- Edinmek için çabalamadığınız, henüz bize ait olmayan şeylere fiyat biçemeyiz.
- Deve bir akçeye (götür, hani akçe), deve bin akçeye (getir, hani deve)*:
- Görünüşte aynı olan şeyler bazı özelliklerinden dolayı birbirlerinden daha değerli olurlar.
- İnsan, parası yoksa almak istediği şeyi yok pahasına da satsalar alamaz. Parası varsa, değerinden kat kat fazlasını da isteseler onu satın almak ister, ama bulamaz.
- Düşmanın ömrü akçe gibi olsun: Düşmanın ömrünün kısa ve geçici olmasını dile getirir. Tıpkı akçenin harcanıp bitmesi gibi, düşmanın da bir an önce etkisiz hale gelmesi temennisini ifade eder.
- El üstündeki akçaya, çay kenarındaki bahçeye güvenilmez: Elde olmayan veya geçici şeylere güvenmenin riskli olduğunu ifade eder. İnsan, belirsiz ve güvencesiz durumlara dayanmamalı, daha sağlam ve kalıcı şeylere yönelmelidir. Başkalarının imkanlarına güvenerek bir işe girişmek yanlıştır.
- Geçmedik akçe mal sahibine yakışır: Sahtekarlık ve hile, böyle iş yapan kişilere yakışır; asıl çirkin ve kötü işleri, böyle işlere uğraşanlar hak etmektedir.
- Geçmez akça, kötü söz, sahibinindir: Çirkin davranışlarda bulunanlar ve sahtekarlık yapan kimseler yaptıkları işlere layıktırlar.
- Her gün humar ölmez bir akçeye dokuz köfte olsun: Şansımız her zaman bizden yana olmayabilir.
- Hıyar akçesiyle alınan eşeğin ölümü sudan olur*: Çok ucuza alınan mal, çürük, işe yaramaz çıkar.
- İt sürü, para (akçe) kazan*: Ekmek parası kazanmak için it sürümek gibi bir iş tutmak bile ayıp değildir.
- Karun malına malik olsa, bir akçesine kıymaz: Cimriliği huy edinmiş kimseler dünyanın en zengin insanı bile olsalar yine de cimriliklerinden vazgeçmezler.
- Kem (Ham) söz, kalp (kem) akçe sahibinindir*: "Kötü söz söyleyenindir" anlamında kullanılan bir atasözü.
- Kıysın akçeye, girsin bahçeye: Kişinin bir şey elde etmek için öncelikle maddi fedakarlık yapması gerektiğini anlatır.
- Müflisten akça istemek abes: Borca girmiş, batmış kişiden para istenmez.
- Selam akçe kelam akçe: En önemsiz işleri yaptırmak için bile para gerektiğini anlatır.
- Su şakırtısı ile akçe şakırtısı merak dağıtırmış: Suyun akan sesiyle para sesinin, yani kazanılan gelirin, insanı rahatlattığını anlatır (?).
- Şık şık/Çık çık eden nalçadır, iş bitiren akçedir*: Değersiz şeyler, değerli şeylere benzese de onların yerini tutamaz.
- Tavşan ne kadar büyük ise pahası iki akçadır: Bir şeyin değerinin büyüklüğüne veya görkemine bakılmaksızın, gerçek değerinin bilindiğini ifade eder. Bu atasözü, bir şeyin değerinin görünen fiziksel özelliklerine değil, gerçek ve içsel niteliklerine dayandığını anlatır.
- Yiğitlik akçe ile alınmaz: Cesaretin ve kahramanlığın parayla satın alınamayacağını ifade eder. Gerçek yiğitlik, kişinin içinden gelen bir erdemdir, maddi varlıklarla elde edilemez.
Akçe ile ilgili birleşik kelimeler
- Akçe başı: Para değişiminde alınan ya da verilen işlem harcı, sarraflık parası.
- Akçe kesesi: Madeni para koymak için, kumaştan, deriden, çeşitli örgülerden yapılan ağzı büzgülü küçük zarif torba.
- Akçe tahtası: Üzerinde madeni para sayılan bir ucu oluk gibi dar tahta.
- Ak akçe: Gümüş para: Ak akçe getirdiler puldur dedim, / Kızıl altın getirdiler bakırdır dedim, / Ela gözlü kız gelin getirdiler aldanmadım, / Kilisesini yıktım mescit yaptım (Kollektif)
Soru/Yorum Gönder