![]() |
Para |
İlgili deyimler ve anlamları
İçinde "para" kelimesi geçen deyimler ve açıklamaları:
- Para babası: (deyiminin anlamı) Parası çok, zengin kimse.
- Para basmak: Bir şey için ya da bir şey almak için ortaya para koymak.
- Para bozmak: Büyük parayı ufak paralarla değiştirmek.
- Para canlısı: Paraya düşkün, paragöz.
- Para dökmek: Çok para harcamak.
- Para dönmek: Rüşvetle iş yapılmak.
- Para etmek (etmemek): Değeri olmak (olmamak).
- Para kırmak (kesmek): Çok kazanmak.
- Para pul: Para ya da para eden şey.
- Para sızdırmak (koparmak): Zorlayarak ya da kandırarak birinden para almak.
- Para şişkinliği: Piyasaya gereğinden çok kağıt para sürmekten ortaya çıkan durum, enflasyon.
- Para vurmak: Olağanüstü miktarda para elde etmek.
- Para yedirmek (yemek):
- Gereksiz olarak başkasına (kendisine) çok para harcamak.
- Rüşvet vermek (almak).
- Paradan çıkmak: Para harcamak zorunda kalmak.
- Parasını çıkarmak: Bir işe başlarken harcadığı parayı, sermayeyi kurtarmak.
- Parasını sokağa atmak: Hiç değeri olmayan bir mala para vermek.
- Parasız pulsuz:
- Züğürt: Parasız pulsuz biri.
- Hiç para harcamadan: Parasız pulsuz gittik geldik.
- Paraya kıymak: Gereken yerde para harcamaktan kaçınmamak.
- Parasıyla rezil olmak: Para vererek yaptırdığı bir şey iyi çıkmamak.
- Paraya para dememek:
- Kazancı pek çok olmak.
- Bol para harcamaktan kaçınmamak.
- Parayı denize atmak: Boşuna para harcamak, israf etmek.
- Paragöz: Parayı çok seven, paraya çok düşkün olan kimse, para canlısı.
İlgili atasözleri ve anlamları
![]() |
200 TL'lik para örneği |
İçinde "para" sözcüğü geçen atasözleri ve açıklamaları:
- Para dediğin el kiri: (atasözünün anlamı) Para elde kalmaz, giderek harcanır.
- Para ile imanın kimde olduğu bilinmez (belli olmaz): Kimin zengin, kimin yoksul, kimin iman sahibi, kimin imansız olduğu dıştan anlaşılmaz.
- Para isteme benden, buz gibi soğurum senden: Kişi, kendisinden para isteyen kimseden uzak durmak ister.
- Para parayı çeker: Elde para bulunsa onunla yeni paralar kazanılır.
- Paranın gittiğine bakma, işinin bittiğine bak (Paran gitti mi diye sormazlar, işin bitti mi diye sorarlar): Bir iş yaptırırken para harcadım diye üzülmemeli, işim bitti diye sevinmeli.
- Paranın yüzü sıcaktır: Kendisine önerilen parayı gözüyle gören kimse yumuşar, kendisinden beklenen işi hemen yapmaya koyulur.
- Paran varsa cümle alem kulun, paran yoksa tımarhane yolun: Zengin olana herkes ilgi gösterir, yoksul olana kimse ilgi göstermez, böyleleri aklını bile kaçırabilir.
- Parası (akçesi) ucuz olanın kendisi kıymetli olur: Parasını esirgemeyen kimseye herkes değer verir, saygı duyar.
- Parayı araya değil, paraya vermeli: Parayı gerektiği gibi harcamalı.
- Parayı veren düdüğü çalar: Gereken parayı ödeyen kimse istediği her şeyi elde eder.
- Parayı zapt etmek deliyi zapt etmekten zor: Elindeki parayı çarçur etmeyip tutmasını bilmek, tasarruf etmek pek zor bir iştir.
- Parayla değil sırayla: Kimi durumlarda bir şeyden parası olan değil, sırası gelen yararlanır.
Soru/Yorum Gönder