Kısmet nedir ne demektir? İlgili atasözleri deyimler ve anlamları

Güncellenme: Soru/Yorum: 0
S harfini kırmızı ters bir soru işaretinin oluşturduğu kısmet sözcüğü
Kısmet
  1. Allâhü Teâlâ’nın her kişiye uygun gördüğü yaşama durumu, takdir edilmiş olan şey, nasip: Kısmetinde yoksa dayak bile yiyemezsin.
  2. Evlenme talihi, baht: Kimi sevdiysek kısmeti açıldı, evlendi gitti.
  3. Evlenmeye talip olan kimse: Beni dinlersen Güllü, hazır kızın karşısına kısmeti çıkmışken onu başgöz ediver... (K. Bilbaşar)
  4. (ünlem) "Şimdiden belli değil, ya olur ya olmaz, Allah takdir etmişse" anlamında söylenir: Kısmetse olur.
  5. Kendi iradesi dışında kişinin payına düşen: Delikanlının kısmetine de bir poğaça düştü o sabah. (M. Yüceyılmaz)


İlgili deyimler ve anlamları


İçinde "kısmet" kelimesi geçen deyimler, açıklamaları ve örnek cümleler:

  • Kısmet (kısmetini) beklemek: (Gelinlik çağa gelmiş kız) Evlenmeyi, evleneceği kimseyi beklemek: Kara bahttan yana yakınıyor, bir yandan da bir kısmet bekliyordu (Füruzan). Güzel bir kız olan Leylâ artık mektep çağını bitirmiş, evde kısmetini bekliyordu. (Z. M. Alsan)
  • Kısmet (kısmeti) çıkmak: (Kız, kadın) Evlenme olanağı belirmek: Bizim kıza bir kısmet çıktı. Görücü gelecek (U. Becerikli). Annesi ise "Kısmeti çıktı, beklemenin anlamı yok, buraları küçük yer, laf olsun istemezsin değil mi," diyordu. (Ş. Kızıldoğan)
  • Kısmet kapısı: Gelir, geçim sağlanan yer: Geleceğim gün bir kısmet kapısı açıldı: Dil ve Tarih Fakültesi'nde bir kütüphane müdürlüğü tesis edilmiş. (M. Kaplan)
  • Kısmet olmak: Allâhü Teâlâ izin vermek: "İnşallah Hayri Bey, kısmet olursa belki bir gün gelirim." (G. Budayıcıoğlu). "Bakalım, burada padişahın misafiriyiz, ne vakit kısmet olursa o vakit gideceğiz," cevabını alınca... (H. Z. Uşaklıgil)
  • Kısmeti açılmak:
    1. Kazancı artmak, bolluğa ermek: Oğlumun hayata geldiği gün benim kısmetim açıldı. Biraz tuhaf ama böyle oldu (R. Ender). ... evleneli beri sanki kısmetim açıldı. (M. Seyda)
    2. Kendisiyle evlenmek isteyen biri çıkmak: Kimi sevdiysek kısmeti açıldı (E. Şeyda). Kızının kısmeti açılmıştı. En çok ona sevinirdi, yaşlı kadın. (M. Beşer)
  • Kısmeti ayağına (kadar) gelmek: Beklenmeyen bir nedenle kazançlı bir durumla karşılaşmak: Topal kurdun kısmeti ayağına gelir (atasözü). Allah bu, kısmeti kendilerinin ayağına kadar getirmişti işte. Çomaklamanın âlemi var mıydı? (O. Kemal)
  • Kısmeti bağlanmak: İstediği halde evlenememek: Şimdi 35 yaşına girip 40'ıma merdiven dayadığımdan, kendimi kısmeti bağlanmış, geçkin bir kadın gibi hissediyordum. (Yoldakiler)
  • Kısmeti kapanmak:
    1. Kazancı azalmak: Her taraftan kısmetimiz kapanmış!.. Şöyle beşyüz liralık bir iş bulsa... Ev sahibinin yüzüne bakabilecek hale gelse... Eşi dönse... (V. Saygel)
    2. Kendisiyle evlenmek isteyen biri çıkmamak: Müzeyyen Hanım'a göre tesbih duasından sonra kısmeti kapanmış kızlara, kısmet çıkarmış. (Türk Edebiyatı)
  • Kısmeti kesilmek: Daha önceden kendisine nasip olan bir şey artık nasip olmamak: Üç günden bu yana kısmeti kesilmişti. Denizden eli boş dönüyordu. (E. Aktel)
  • Kısmetine mani olmak: Bir kimsenin kazancına ya da evlenmesine engel olmak: Ama kızının kısmetine mani olan o şırfıntıdan öyle bir acısını çıkaracaktı ki. (M. Arabul)
  • Kısmetini (nimeti) ayağıyla tepmek: Yararına oluşan iyi bir durumu, değerini bilmeyerek istememek: Deli ozan kısmetini tepti, geri çevirdi. (Y. Zeyrek)
  • Kısmetini bağlamak: Büyü veya nazar ile birinin evlenmesine engel olmak: ... meraklı annelere de, "kızının kısmetini bağlamışlar şu kadar paraya açarım der" sömürürlerdi. (B. L. Bahar)


İlgili atasözleri ve anlamları


İçinde "kısmet" sözcüğü geçen atasözleri ve açıklamaları:

  • Kısmet gökten zembille inmez: Kısmet, çalışmadan alın yazısına bel bağlamakla bize ulaşmaz.
  • Kısmetinde ne varsa kaşığına o çıkar: Her insan ancak kısmetinde olanı elde eder.
  • Kısmetse gelir Hint'ten Yemen'den; kısmet değilse ne gelir elden: Bir şey bizim kısmetimizse en uzak yerlerden bile gelip bizi bulur, kısmetimizde yoksa ne yapsak boşunadır.
( 0 soru/yorum )