Bir şeyleri çakmak veya yerine oturtmak için kullanılan sert ağaçtan veya plastikten yapılmış iri ve büyük çekiç. Tokmakla bostanın aşağısına gidip kazıkları derenin iki yanına çaktım. (M. Uçan)
Kapı tokmağı
Kapıya asılan ve vurarak kapı çalmaya yarayan, genellikle demirden bir halkası olan türlü biçimlerde metal aksam. Heybesini kapının kenarına koydu, kendisine biraz çeki düzen verdi, sonra kapının büyük tokmağını çaldı. (İlgili cümle kaynağı: İ. Atmaca)
Dibeğin ağaçtan yapılmış, tahıl vb. dövüp ezmeye yarayan eli.
Toprakları ezip sıkıştırmaya yarayan, düşey saylı, ağaç ya da madenden yapılmış aygıt.
(folk.) Davul vb. vurmalı çalgıları çalmakta kullanılan ve çalgının bir parçası olan araç. Tokmaklar davula vurdukça, zurnalar tarihin ötesinden güreş harmanına; perdahlar, kündeler, sırtı yere gelmeyen pehlivanlar getirir. (H. Mahir)
(teknik) Dönme hareketi yapan bir mil üzerine tutturulmuş kamla hareket ettirilen ve toz haline getirilmek istenen maddeleri ezmeye yarayan, ağırlıklı bir kütle takılmış büyük çaplı düşey madeni çubuk.