- Mart dokuzu: Martın üçüncü haftasında olagelen bir fırtınanın adı: Mart dokuzu fırtınası savulduktan sonra mesire kalabalıklaşmaya başlar, nisan girince civcivlenir, hıdrellezde mahşer gibi olurdu. (Dünden bugüne İstanbul)
- Mart havası: Her an değişebilen kararsız hava: Şubatın sonlarına doğru ansızın bir mart havası çıkageldi, birkaç gün devam eden karlı ve rüzgarlı, güneşli ve yağmurlu bir havadan sonra gökyüzü bulutlardan arındı; ılık ışıklarıyla toprağı kurutuyordu güneş. (C. Dağcı)
Mart ile ilgili deyimler ve anlamları
İçinde "mart" kelimesi geçen deyimler, açıklamaları ve örnek cümleler:
- Mart havası gibi: Günü gününe uymayan, huyu sürekli değişebilir (kimse). Babası "Mart havası gibi kadın" diyordu. Ne demekse? Bazen bugünkü gibi dünya tatlısı olurdu anne, güler, yüzünde güller açardı; bazen de barut gibi kızgın, öfkeli... Bağırır, çağırır, yeri göğü birbirine katardı... (B. Aksun)
- Mart kedisi (gibi): (Kedilerin mart ayında çiftleşmesine istinaden) Çapkın ve azgın kimse (kadın): Sakine denen mart kedisi seninkine yangın. Boş bırakma erkeğini. Erkek kısmı bu, güven olmaz. Elinden pır diye kaçırırsın sonra. (M. Selâhattin)
Mart ile ilgili atasözleri ve anlamları
İçinde "mart" sözcüğü geçen atasözleri ve açıklamaları:
( * yaygın bilinen )- Mart ayı dert ayı*:
- Kışla ilgili zorlukların son aşamasına vardığı ay mart ayıdır.
- Mart havası bir kararda durmaz. Mart ayında havalar sık sık değiştiği için insan kendisini koruyamaz ve hasta olur.
- Mart ayı türlü vergilerin ödeme zamanı olması nedeniyle, getirdiği sıkıntılar açısından yurttaşlar arasında bu biçimde dile getirilir.
- Mart ayların çingenesidir: Mart ayı girdimi çıkmak (bitmek) bilmez; mart ayı kolay geçmez.
- Mart çıkmadıkça dert çıkmaz*: Mart ayı sona ermedikçe kışla ilgili dertler de, hastalıklar da bitmez.
- Mart çıktı, dert çıktı: Mart ayı çıkınca havalar ısınmaya başlar ve soğuğun getirdiği hastalıklarda yok olur.
- Mart dokuzu yersin topuzu: Mart dokuzu fırtınasını anlatır.
- Mart dokuzunda çıra yak, bağ buda*: Eski takvime göre martın dokuzu (yeni takvime göre martın yirmi ikisi) olunca gece ışık yakma pahasına bağ budama işinin savsaklanmadan yapılması gerekir.
- Mart içeri, pire dışarı*: Mart gelince pireler canlanır, yuvalarından çıkar.
- Mart kapıdan baktırır, kazma kürek yaktırır*: Mart ayının kışın devamı gibi olduğunu ve çok soğuk geçtiğini anlatır.
- Mart kuruluk, nisan yağmurluk*: Mart ayının kuru geçmesi, nisanın ise yağmurları çiftçinin yararınadır.
- Mart martladı, tavuk yumurtladı*: Mart geldiğinde tavuklar yumurtlamaya başlar.
- Mart yağar, nisan övünür; nisan yağar, insan övünür*: Martta yağmur yağar, nisan kurak geçerse nisan ayında ekinler yine gelişmeye başlar. Ama en iyisi, çiftçinin yüzünü güldüren yağmurun nisanda yağmasıdır.
- Mart yağmuru gümüş, nisan yağmuru altındır*: Mart ayında yağan yağmur kıymetlidir ama nisan ayında yağan yağmur daha da kıymetlidir.
- Martım çıktı derdim çıktı, keçilerim yaza çıktı: Mart çiftçinin korktuğu aydır. Mart bitince sıkıntılar bitmiş yaz gelmiş sayılır.
- Martın on beşi yaz, on beşi kış: Mart ayında havanın değişken olduğunu ifade eder. Ayın yarısında hava sıcak olabilirken, diğer yarısında soğuk olabilir.
- Martın onundan, şubatın sonundan korkulur: Mart ayının başlangıcı ve şubat ayının son günleri mevsimin en soğuk ve sert zamanıdır.
- Martla mayıs arasında yağmur yağarsa öv sabanı yağmazsa sat sabanı: Martla mayıs arasında yağan yağmurlar ürünün verimini artırır, çünkü toprağın suya en çok ihtiyacı olduğu dönemdir.
- Martta açan çiçek, torbaya girmez: Mevsiminden önce çiçek açan ağaçların meyve veremeyeceğini ifade eder. İşlerin veya olayların doğru zamanda ve uygun koşullarda gerçekleşmesi gerektiğini, aksi takdirde beklenen sonucun alınamayacağını vurgular.
- Martla nisan ağlarsa, rençper güler: Mart ve nisan ayında yağan yağmurlar çiftçileri sevindirir.
- Martta sürmez, eylülde ekmezsen sabanı bırak: Çiftçilikle ilgili işleri vaktinde görmeyen kişi çiftçiliği bırakmalıdır. Toprağı ekime uygun mevsimde sürmez, ekim zamanı ekmezsen hasat zamanı boşuna ürün beklersin.
- Martta tezek kuruya, nisanda seller yürüye*: Çiftçi martın yağışsız, nisanın bol yağmurlu olmasını diler.
- Martta yağmasın, nisanda dinmesin: Martta yağmur yağması ekine çok zarar getirir, nisanda yağarsa çiftçinin yüzü güler.
- Martta yağmaz, nisanda dinmezse sabanlar altın olur*: Çiftçinin yüzünü güldüren kışın karı, martın kurağı, nisanın yağmurudur.
- Baktın martın dokuzu, sal çayıra öküzü: Mart ilkbaharın başlangıcı olduğundan, çiftçilerin de çalışma zamanıdır.
- Kara kışta karlar, martta yağmaz, nisanda durmazsa değme çiftçinin keyfine*: Kışın kar yağar, martta yağış olmaz, nisanda da çok yağmur yağarsa o yıl bol ürün alınır; çiftçinin yüzü güler.
- Korkma martın beşinden, kork nisanın beşinden: Rumi takvime göre Nisanın beşinde öküzleri bile öldürüp, çift öküzlerini birbirinden ayıracak kadar soğuk olabilir.
- Şubat'ın arpası, Mart'ın sıpası: Şubat ayında ekilen arpanın verimli ve bol ürün verdiğini, Mart ayında doğan sıpanın da sağlam, dayanıklı ve güçlü bir hayvan olduğunu ifade eder. Bu atasözü, doğru zamanda yapılan işlerin güzel sonuçlar doğurduğunu ve zamanlamaya bağlı olarak verimlilik sağlandığını vurgular.
Soru/Yorum Formu
»