Yangın |
- Çevreye yayılan ve zarara yol açan büyük ateş: Orman yangını, özgürce yayılma eğilimi gösteren ve ormanın canlı birimindeki canlı cansız tüm varlıkları yok eden ateştir. (Ö. E. Arslan)
- (Hastalıkta) Ateş: Genç sultan, yangınlar içinde. (N. F. Kısakürek)
- (halk dilinde) Tutkun, aşık olan: Kara gözlüm, tutmayın beni, tutmayın / Aşığım, divaneyim, yangınım, sevdalıyım (G. Gencer)
- (mecazi) Tutkunun verdiği coşkunluk: Eser de bâd-ı sabâ yangınım gitmez, Yanar da yüreğimin dumanı tütmez (E. Sarlık)
Yangın ile ilgili birleşik fiil ve kelimeler
- Yangın bombası: (askeri terim) Düştüğü yerde yangın çıkaran bomba.
- Yangın çıkarmak: Çevreye zarar verecek kadar büyük bir ateşin oluşmasına yol açmak, bir yeri tutuşturmak.
- Yangın duvarı: Çoğu iki ahşap yapıyı ayıran ve bodrumdan çatı düzeyinin üstüne kadar çıkarak yangının birinden ötekine yayılmasını önleyen kalınca kagir duvar.
- Yangın kulesi: Yangını görüp haber vermek için beklenilen kule.
- Yangın merdiveni: Gerektiğinde yangından kurtulmak için kullanılmak üzere, çoğu yapı dışına ve yanmaz gereçlerden yapılan merdiven.
- Yangın perdesi: Tiyatrolarda, yangın başlangıcında güvenlik için sahne üstünden indirilerek sahneyle salonu birbirinden ayıran metal perde.
- Yangın tesisatı: Genel yapılarda yangına karşı kurulan haber verme ve söndürme düzeni.
- Yangını bastırmak: Söndürmek.
Yangın ile ilgili deyimler ve anlamları
İçinde "yangın" kelimesi geçen deyimler, açıklamaları ve örnek cümleler:
- Yangın bacayı sarmak: Durum olağanüstü kötüye gitmek: Bu geçen sürede yangın bacayı sardı. Hastalık her tarafa yayıldı. Koğuşlar hastane hâlini aldı (M. D. Kuntman). Yangın bacayı sardı yanıyoruz, tek çare silâha sarılmaktır dedi. (F. Belen)
- Yangın yerine dönmek: Karmakarışık ve dağınık duruma gelmek: Birçok başkentte meydanlar yangın yerine döndü (M. K. Beşiroğlu). Gözleri nemlendi, yüreği yangın yerine döndü. (A. E. Kavaklı)
- Yangına körükle gitmek: Gerginliği, uzlaşmazlığı artıracak biçimde davranmak, kışkırtıcı tutum takınmak: Yavuz Sultan Selim'e kadın elbiseleri göndererek yangına körükle gidiyordu... Divan hemen toplandı. Akıl sahiplerine İran seferi konusu soruldu. Herkes onunla aynı fikirdeydi. Derhâl savaş hazırlıklarına girişildi. (T. Gündüz)
- Yangına vermek: Tutuşturmak, bir şeyi bilerek yakmak: Urbalarını kapmış kaçmış. Samanlığı da yangına vermiş. (A. Nesin)
- Yangını körüklemek: Gerginliği, anlaşmazlığı artırmak: ... unutulan olayları hatırlatarak, yangını körüklüyordu. (G. Dayıoğlu)
- Yangından çıkmış gibi: Perişan durumda: Yangından çıkmış gibi bir halin var? Ne oldu anlat? (E. Toy) Yangından çıkmış gibi, isli, siyahlı, harap bir tramvaydı bu. (İ. Olgun)
- Yangından mal kaçırır gibi: Gereksiz bir telaş ve ivedilikle: Sanki yemek mi yedik? Yangından mal kaçırır gibi bir acele bir acele ki... Benim lokmalarım boğazıma dizildi. (İ. A. N. Sekizinci) Bu kadarla kalsa iyiydi, üstüne bir de yangından mal kaçırır gibi, tam bir oldu bittiye getirerek, apar topar bir düğün yapmışlardı. (Y. Akkaya)
Soru/Yorum Formu
»