İcazet nedir? İcazetname ne demektir? Anlamları

İcazetname

İzin, onay, müsaade: Büyük bir ordu padişahın icazeti ile yerlerine dağıldılar (M. Kapanşahin). İnsan 'kendi icazetini kendi yazıyorsa', böyle yanlışlardan kurtulamaz... (Ö. Şenyapılı)
(Eskiden medreseden alınan) Diploma: Daha sonra İstanbul'a gitti, ikinci icazetini de o zamanlar İstanbul'un ünlü âlimlerinden, Nevşehirli Hazım Efendi'den aldı (M. A. Uz). Senelerce okur, nihayet icazetini alır. (E. Gürsoy)
(tasavvuf) İrşat mertebesine gelmiş derviş veya muhiplere, şeyh tarafından verilen ve talipleri irşat edebileceğine dair izin verdiğini gösterir yazılı belge, icâzetnâme: Şeyh'in izin ve icazetiyle irşâda başladı. (A. Aydemir)
Ruhsat: "Ey Yiğitbaşı! İcazetini almak istediğiniz kalfa evlâdımız kimlerdendir? Hangi meslektendir?" (Y. Bozyiğit)
Bir hat türü: Sülüs-nesih icazetnamelerin izin cümlesi –en çok icazetnamelerde kullanılması sebebiyle hatt-ı icaze (icazet hattı) ismiyle de anılan– rikaa' yazısiyle yazılırdı.

İcazet almak: (deyim)
1. İzin, onay almak: Validesinden icazet alıp, Baba Acem'le birlikte Bursa'ya gittiğini... (S. Küçük)
2. Diploma almak: Medrese tahsili görerek icazet almış, hem de Daru'l-Fünun ve Medresetü'l - Mütehassısinde okumuş. (H. Arslan)
İcazet vermek: (deyim) İzin, onay vermek: Çok geçmeden Pir'imiz icazet vermiş ve Güveç Abdal tekkesini kurmak üzere yola çıkmış. (B. Ganioğlu)
İcazetname: Arapça ruhsat anlamındaki icazet ile Farsça mektup, kağıt anlamındaki name kelimelerinden oluşmuştur. İzin kağıdı anlamına gelir. İcazetnameler dua, hamd, sena içerir ve genellikle icazet hat nev'iyle yazılmaktadır.