Maşa nedir ne demektir? Maşa ile ilgili atasözleri deyimler ve anlamları

Güncellenme: Soru/Yorum: 0
Köz tutmak için kullanılan eski demir ateş maşası
Ateş maşası
  1. Ateş ya da kızgın bir şey tutmaya ya da karıştırmaya yarayan demirden yapılmış çatal araç: Kızartma maşası. Kömür maşası. Biz, maşa dururken közü elimizle tutmak istemiyoruz. (Y. Kemal)
  2. Maşa biçiminde olan ya da ufak tefek şeyler tutmaya yarayan araç: Pul maşası.
  3. (spor) Bisiklet iskeletinin ön ve arkasında olan, arasına tekerleklerin takıldığı çatal biçimindeki araç.
  4. Üzerine saç dolanmış pembe renkli bir saç maşası
    Saç maşası
    Saçları dalgalı, bukleli, kıvırcık duruma getirmek için kullanılan, elektrik ya da ateşle ısıtılan maşa biçimindeki araç.
  5. Otomatik dokuma tezgahlarında, atkı ipliği kopunca ya da eksilince, tezgahı otomatik olarak durduran düzen.
  6. (mecazi) Başkasının isteklerini, amaçlarını yerine getirmesini sağlayan kimse, alet, aracı: Düşmanın maşası olmuş kişiler kullanılarak kardeş kardeşe kırdırılıyordu.

Maşa ile ilgili deyimler ve anlamları

İçinde "maşa" kelimesi geçen deyimler, açıklamaları ve örnek cümleler:

Tutamaçları el şeklinde olan mutfak maşası
Mutfak maşası
  • Maşa çekmek (yapmak): Saçlara maşayla istenilen kıvrımlı bir biçim vermek: Yüzümü pudraladı, gözlerime sürme, perçemlerime maşa çekti. (N. Bezmen)
  • Maşa gibi: Zayıf ve kara kuru (kimse): Ellerim de yağsızlıktan demir maşa gibi kupkuru kesildiler. (C. Dağcı)
  • (birini) Maşa gibi kullanmak: Sakıncalı bir işte biri tarafından araç olarak kullanılmak: İngiliz ve Fransızlar bu iş için Yunanlıları maşa gibi kullanıyorlardı. (R. Bozkurt)
  • Maşa kadar: (Yeni doğan çocuklar için) Ufacık: O maşa kadar çocuk birkaç yıl içinde havasını bulmuş balon gibi şişti, irileşti, kalınlaştı... (A. Givda). İnsan maşa kadar bir boyda doğuyor. Yavaş yavaş büyüyor.
  • Maşa varken elini yakmak: Bir işten gelebilecek zarardan kendini koruyacak bir yol varken o işi zarar ve sorumluluk gelebilecek biçimde yapmak: Borcunu vermiyorsa, niye sık sık onun ayağına gidip kendini üzüyorsun? Ver mahkemeye olsun, bitsin. Maşa varken niye elini yakıyorsun? (N. Muallimoğlu)
  • Maşalık etmek: Başkalarının çıkarı, isteği ve amaçları doğrultusunda çalışmak: Kim olduğunuzu, kime maşalık ettiğinizi Hayri Dede bilmiyor ama ben biliyorum. Halis Bey'ce kullanılmanızın sebebi ne olabilir, sizden alacağı olması mı? (P. Karayel)
  • (bir şeyi) Maşanın ucuyla tutmak: Bir işe gereği gibi sarılmamak: Maşanın ucuyla da olsa, bir şeylerin ucundan tutuyorum. (A. Ağaoğlu)
  • (birinin) Maşası olmak: Biri tarafından kullanılmak: Yabancı güçlerin maşası olup Türk'ün binlerce yıl bayraktarlığını yaptığı, dinine, örfüne, âdetine saldırmak mı gerekiyor?
  • (bir şeyi) Maşayla tutmak: (Bir şeyden) Çok iğrenmek: Ne mal olduğunu görünce saygı duymaz oluyor insan! Maşayla bile tutulacak yanları yok...
  • Maşayla bile tutulmaz: Çok pis: O kadar kirli ki maşayla bile dokunmak istemem.

Maşa ile ilgili atasözleri ve anlamları

İçinde "maşa" sözcüğü geçen atasözleri ve açıklamaları:
( * yaygın bilinen )

  • Maşa gibi dikilmesini değil, kavak gibi eğilmesini bilmeli, körü körüne inat etmemeli: İnatçı ve dik başlı olmak yerine esnek ve uyumlu olmanın daha faydalı olduğunu ifade eder. Kişi gerektiğinde esnemeli ve uyum sağlamalı, inatçılık yapmamalıdır.
  • Maşa kadar herifin, paşa kadar yeri var: Toplumda küçük görülen ya da önemsiz sanılan kişilerin bile değerli bir konuma sahip olabileceğini ifade eder.
  • Maşa kadar kocası olanın paşa kadar hükmü olur (Maşa kadar eri olanın dağlar kadar yeri olur): Eşinin gücünü ve desteğini arkasına alan kadının, hayatında büyük bir söz sahibi olacağını ifade eder. Güçlü bir destek, kişinin otoritesini ve etkisini artırır.
  • Maşa kadar oğlu olanın, paşa kadar yeri olur: Kişinin çocuğunun olmasıyla, özellikle de oğlu olmasıyla toplumda saygı ve değer kazanacağını ifade eder. Evlat sahibi olmak, bir bireyin itibarını ve önemini artırabilir.
  • Maşa varken elini ateşe sokma*: Bir tehlikeli işe kalkışırken gerekli aracı kullan ki canın yanmasın.
  • Maşa varken elini yakma: Bir işi yaparken mevcut kolaylıkları ve araçları kullanmak gerektiğini ifade eder. Gerekli önlemleri almadan tehlikeli işlere girişmek zarar verebilir.
  • Ağaçtan maşa olmaz*: Herkes ancak yeteneğine denk işlerin üstesinden gelebilir, yeteneğini aşan işlerde başarılı olamaz.
  • Ağaçtan maşa, çakaldan paşa olmaz*: Yeteneksiz, beceriksiz kimse önemli işlerde kullanılamaz.
  • Çobandan padişah olur mu? Ağaçtan maşa olur mu?: Bir kişinin veya şeyin, doğası gereği belirli bir rolü veya işlevi olduğunu ve bu doğanın dışına çıkamayacağını ifade eder. Yani, her şeyin kendi özelliklerine uygun bir rolü vardır ve bu rolün ötesine geçmesi beklenemez.
  • Kırk yıllık çingeneye maşa yapmasını öğretir: Ukala kimseler bir işi öğrendikleri zaman, o işin ustası olan kişilere bile akıl öğretmeye kalkarlar.