Minare nedir? Minare ile ilgili atasözleri deyimler ve anlamları

Güncellenme: Soru/Yorum: 0
Gökyüzüne doğru yükselen dört beyaz minare
Minareler
Minare, namaz vaktinin geldiğini bildirmek için müezzinin çıkıp ezan okuduğu, genellikle bir ya da birkaç şerefesi bulunan, içten merdivenli, çoğunlukla taştan yapılan yüksek ve ince bir yapıdır. Minareler silindir şeklinde olup, mutlaka bir caminin yanında inşa edilirler. Geleneksel İslam mimarisinin önemli unsurlarından biri olan minareler, çeşitli kültürel ve bölgesel farklılıklara göre değişiklik gösterebilir. Minarelerin yüksekliği ve görkemi, bulunduğu şehrin siluetine önemli bir katkı sağlar ve caminin konumunu vurgular.


Minare ile ilgili deyimler ve anlamları


İçinde "minare" kelimesi geçen deyimler, birleşik kelimeler, açıklamaları ve örnek cümleler:

  • Minare boyu: Aşağı yukarı 10'la 20 metre arasında yükseklik anlatan bir deyim: Güneş bir minare boyu yükseldi.
  • Minare gibi:
    1. Çok uzun boylu (kimse): Orada iri yarı, minare gibi uzun boylu bir zenciye rastladım. (S. Alkan)
    2. Doğru, dürüst (kimse): Görüyorum ki minare gibi doğru bir adam kalmak sevdasındasın (A. E. Yalman). Kıyamet gününü hatırlasınlar, birbirlerine kötülük etmesinler... Minare gibi dosdoğru olsunlar. (R. Enis)
  • Minare kırması: Çok uzun boylu: Gerçekten Battalzade lakabına uygun, enine boyuna, minare kırması bir adam... (H. R. Gürpınar)
  • Minareye kılıf geçirmek (kaftan giydirmek): İşlenen suç, günah vb. bir davranışı gizlemek veya mazur göstermek için uydurma bahaneler ileri sürmek: Zavallı insan minareye kılıf geçirir de mızrağı çuvala sığdıramaz. (A. Givda)
  • Davul tozu, minare gölgesi: Gerçekleşmesi imkânsız şeyler için kullanılır: Sakın davul tozu, minare gölgesi sanmayınız. İşin hakikatine bakılırsa zamanımızda para kazanmak pek kolay oldu...


Minare ile ilgili atasözleri ve anlamları


Üç şerefeli tek bir beyaz minare
Minare
İçinde "minare" sözcüğü geçen atasözleri ve açıklamaları:
( * yaygın bilinen )

  • Minare de doğru, ama içi eğri* (Doğruluk minarede kalmış, onun da içi eğri): (Minarenin içten dönerek yukarı çıkan merdivenine atıfla) Dışarıdan bakıldığında dürüst ve doğru görünen bazı kişilerin, iç yüzlerinin tamamen farklı ve yanlış olabileceğini ifade eder.
  • Minareli köye abdestsiz girilmez: Bir yerdeki saygın veya dindar kişiler arasında yer almanın, o toplumun değerlerine ve normlarına uygun davranışlar sergilemekle mümkün olduğunu anlatır.
  • Minaresiz cami olmaz: Bir şeyi tam ve eksiksiz yapmak için o şeyin olmazsa olmazlarını göz ardı etmemek gerektiğini anlatır.
  • Minareyi çalan kılıfını hazırlar*: Yolsuzluk veya büyük bir suç işleyen kimse, yakalanmamak veya sorumluluktan kurtulmak için önceden çeşitli önlemler ve mazeretler hazırlar. Bu atasözü, kötü niyetli kişilerin planlarını yaparken, işledikleri suçun izlerini örtbas etmeye yönelik tedbirler aldığını ifade eder.
  • Minareyi yaptırmayan, yerden bitmiş sanır* (yerden bitti beller): Bir işte emeği, katkısı veya çabası olmayan kişiler, o işin ne kadar zahmetli ve zor olduğunu bilmezler ve yapılan işleri kendiliğinden oluvermiş gibi görürler. Bu atasözü, insanların başkalarının emeğine ve çabasına yeterince değer vermeyebileceğini vurgular.
  • Doğruluk minarede kalmış, muhabbet çalıda: Günümüzde dürüstlük ve samimiyetin nadir bulunduğunu, sanki uzak ve erişilmez yerlere gitmiş gibi olduğunu ifade eder. Dürüstlük ve samimiyetin toplumda azalmasından ve yerini daha az değerli ilişkilerin almış olmasından şikayet eder.
  • Halayıktan kadın olan kurnayı deler tasla, köleden müezzin olan minareyi yıkar sesle: Bir üst sosyal konuma yükselen veya imkana kavuşan bazı insanlar bu duruma hazırlıklı olmadıkları için uyum sağlayamazlar ve aşırıya kaçarlar.
( 0 soru/yorum )