|
| Çanakkale'de bir siper Seddülbahir Cephesi |
- Korunulacak, arkasına, altına veya içine girerek saklanılacak yer: Anladım ki korkuyor, tutulacağı fırtınada kendine bir siper arıyor. (A. H. Eken)
- Askerlerin savaşta kurşunlardan ve patlamalardan korunmak, vurulmadan ateş edebilmek için kazdıkları ve genellikle de ağaçlarla destekledikleri uzun ve üstü açık hendek çukur: Kurşunlar vızır vızır siperin üstünden uçup geçiyordu.
- Yağmur, rüzgâr gibi dış etkilere ve darbelere karşı engel veya koruyucu olan şey, siperlik: Yağmur yağacağı vakit tavuklar siper bir yere koşuşurlar. (A. Tacemen)
- Kuytu yer: "Burada durulmaz. Kenara bir sipere çekilelim. Belki görmezler de tehlikeyi atlatırız..." dedi. (H. R. Gürpınar)
Siper ile ilgili deyimler ve anlamları
İçinde "siper" kelimesi geçen deyimler, birleşik kelimeler, açıklamaları ve örnek cümleler:
- (bir şeyi, bir yeri) Siper almak: Bir şeyi siper olarak kullanarak gizlenmek: Zahire çuvallarının gerisinde siper alarak beklemeye başladım. (A. Çubukçu)
- Siper etmek:
- Korunmak amacıyla bir şeyi ya da kimseyi siper olarak kullanmak: Orada bir duvarı siper ederek geceyi geçirdiler. (K. Aslan)
- (Kendini) Bir şey ya da kimse için tehlikeye atmak: Müşrik oklarına karşı vücudunu siper ederek Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'i korumaya çalışan bir bahadır... (M. Eriş)
- Siper olmak: Birini veya bir şeyi korumak amacıyla kendini siper olarak kullanmak: Fakat Öfkeli Mustafa birdenbire atılarak Padişaha siper oldu ve Bayezid'in başına inecek kılıç Mustafa'nın omuzuna indi. (F. F. Tülbentçi)
- Siper savaşı: Siperlerde bulunan iki ordu arasındaki yakın savaş: Artık "Hareket Savaşı" sona ermiş, "Siper Savaşı" başlamıştı. (İ. Artuç)
- Sipere yatmak: Siper içine saklanmak, gizlenmek: Ateş açılınca herkes sipere yattı. (B. Baykam)
Soru/Yorum Gönder