- İzin, icazet, ruhsat.
Yanlış kararlar vermemize ve yanlış işler yapmamıza müsaade etme ya Rabbi. (dua) - Elverişlilik.
- Müsaade etmek (buyurmak):
- İzin vermek. Müsaade ediniz efendim, söz söyleyeceğiz.
- Geçiş için yol vermek, yol açmak. Müsaade ederseniz geçmek istiyoruz.
- Elverişli olmak. Buna göre toplam fosfor yükü müsaade edilebilir değeri aşmaktadır.
- Müsaade istemek: Bir şey yapmak veya bir yerden ayrılmak için izin istemek.