|
Gaz ocağı |
- Ateş yakıp iş görmek için hazırlanan her türlü yer ya da aygıt: Hava gazı ocağı.
- İçinde yakılan odunun ve her türlü ateşin dumanını yukarıya verecek durumda, duvar kenarında yapılan bacalı girinti.
- Taş ya da maden çıkarılan yer.
- Bostanlarda her cins sebze için ayrılmış, çevresi yükseltilmiş toprak parçası, takman.
- Bir şeyin en çok bulunduğu ya da yapıldığı yer.
- Belirli bir amaçla toplanılan yer: Parti ocağı.
- Ev, aile: Öğrenim, çocukları baba ocağından, kasabadan koparırdı.
- Kimi hastalıkları iyi ettiğine inanılan aile.
- Bir aile gibi sayılan kuruluş: Asker ocağı.
- Ocak ağaları: Yeniçeri ocağının ileri gelen subayları.
- Ocak kaşı: Ocağın içinde üstüne tencere oturtulan yer.
Ocak ile ilgili deyimler ve anlamları
|
Ateş ile yemek pişirilen eski taş ocak |
İçinde ocak kelimesi geçen deyimler ve açıklamaları:
- Ocağı batmak: Mahvolmak, perişan olmak.
- Ocağı kör kalmak: Ocağı sönmek.
- Ocağı sönmek: Soyu tükenmek, soyunu sürdürecek tek evladı kalmamak.
- Ocağına darı ekmek: Ocağına incir dikmek.
- (birinin) Ocağına düşmek: Birine sığınıp ondan yardım dilemek.
- (birinin) Ocağına incir (ağacı) dikmek: Birinin evini barkını dağıtmak.
- Ocağını söndürmek: Ailesinde çoluk çocuk herkesi yok etmek.
Soru/Yorum Formu
»