![]() |
Beyin |
- Kafatasının içinde yer alan, birbirine yapışık iki çeyrek küre biçiminde, girintili çıkıntılı, beyazımtırak ve yumuşakça bir sinir kütlesinden oluşan; düşünceyi, hafızayı, duyguları ve aktiviteyi kontrol eden duyum ve bilinç organı.
- (mecazi) Akıl, anlayış: Onda beyin filan arama!
- (mecazi) Yöneten kimse ya da merkez: O, bu fabrikanın beynidir.
- (mecazi) Bilgisi, eğitimi, düşüncesi yüksek olan kimse: Türkiye'nin en güçlü beyinleri, safımızda yer almıştır. (C. Ersen)
İlgili birleşik kelimeler
- Beyin göçü: (toplumbilim) Geri kalmış toplumların çok kıt olan yetişkin işgücünün, özellikle yükseköğrenim görmüş olanlarının, sanayi toplumlarına göç etmeleri olgusu ve süreci.
- Beyin takımı: (mecazi) Bir kuruluşu yönetip yönlendirenler.
- Beyinsiz: (mecazi) Akılsız, kafasız, düşüncesiz, iyi düşünemeyen, kafası işlemeyen: Beyinsiz kızın kafasına biraz mantık koy. (H. E. Adıvar)
İlgili deyimler ve anlamları
İçinde "beyin" kelimesi geçen deyimler ve açıklamaları:
- Beyin bırakmamak: Zihin yormak, şaşırtmak.
- Beyin yıkamak: İnsanı, kendi düşünce ve dünya görüşüne yabancılaştırmak, başka yönde düşünür ve davranır duruma sokmak amacıyla çeşitli yollarla yoğun biçimde etkilemek.
- Beyin yormak (beyin fırtınası): Bir konu üzerinde yoğunca düşünmek.
- Beyni atmak: Birdenbire ve çok öfkelenmek.
- Beyni bulanmak: (deyiminin anlamı)
- Sersem duruma gelmek.
- Kötü bir şey sezinlemek.
- Beyni karıncalanmak: Zihin yorgunluğundan düşünemez duruma gelmek.
- Beyni sulanmak: Bunamak.
- Beyninde şimşekler çakmak: Kafasında birden bir düşünce doğmak.
- Beyninden vurulmuşa dönmek: Beklenmedik bir durum karşısında olağanüstü üzüntü ve şaşkınlığa uğramak.
- Beynine girmemek: Anlayamamak, kavrayamamak.
- Beynine vurmak: (İçki, güneş gibi şeylerin etkisiyle) Ne yaptığını bilemez duruma gelmek, sersemlemek.
Soru ve Yorumlar: 1
Soru/Yorum Gönder