Tel nedir, ne demektir? Tel ile ilgili atasözleri, deyimler ve anlamları

Güncellenme: Soru/Yorum: 0
Bakır tel harflerle yazılmış tel yazısı
Bakır tel
  1. Türlü madenlerden çeşitli işlerde kullanılmak üzere çekilen, eğilip bükülebilen, ince ve uzun düzgün çaplı silindirik nesne: Telgraf teli, elektrik teli vb.
  2. Bu biçimde ince uzun yapılmış şey: Tel örgü, tel kadayıf vb.
  3. (biyoloji) Bir araya gelerek insan, hayvan ya da bitki dokularını oluşturan ince, ipliksi yapı: Saçını tel tel ayırdı.
  4. Telgraf ve telefon sözcüklerinin kısaltması.
Dikenli tel örgü çiti
Dikenli tel örgü
  • Tel çekme: (teknik) Bir çekme kuvveti uygulayarak, özel deliklerden geçirerek bir metalürji ürününün kesitini küçültme işlemi.
  • Ter kırma: Sırma ile yapılan bir işleme türü.
  • Tel örgü: Girilmesi yasal bölgelere girişi engellemek için dikenli tellerden yapılmış engel.
  • Tel tel: Her teli ayrı ayrı ve düzgün.
  • Tel yazısı: Telgrafla gönderilen yazı.

Tel ile ilgili deyimler ve anlamları

İçinde "tel" kelimesi geçen deyimler, açıklamaları ve örnek cümleler:

  • Tel çekmek:
    1. Tel çekme eylemi.
    2. Telle çevirmek, tel germek: Bahçesine tel çekmiş.
    3. Telgraf çekmek: "... beni görevden alın!" diye tel çekti İstanbul'a. (N. Yılmaz)
  • Tel kırmak: Yanlış ve münasebetsiz bir iş yapmak veya söz söylemek, gaf yapmak: Çok söyleme tel kırarsın. (atasözü)
  • Tel tel dökülmek:
    1. Dağılıp gitmek.
    2. (mecazi) Çok başarısız olmak.
  • Tel turna etmek: Kusurunu ve sırrını âleme yaymak: Tel turna ederler insanı arkasından. (A. Çelik)
  • Teli kırmak: (argo) Bağlı bulunduğu kuruluşlarla ilişkisini kesmek.
  • Teline dokunmak: Ayıp ve kusurlarını yüzüne karşı söyleyerek bir kimseyi öfkelendirmek: Acep Zühre'nin bir teline mi dokundu, ne oldu da köşkün kapısı yüzüne kapandı? (E. C. Güney)
  • Teller takınmak: Aşırı derecede sevinmek: Ben ladesi kaybedersem, sen de teller takınırsın.
  • Telleyip (allayıp) pullamak: Olduğundan daha güzel göstermek ya da güzel görünmesini sağlamak: Kızı telleyip pulladı. Altın takılarla bezedi, kendi öz kızıymış gibi... (C. C. Güzelbey)
  • Aynı telden çalmak: Aynı şeyi söylemek: Bu günlerde tüm kanallar aynı telden çalıyorlar. (D. Çakır)
  • (birinin) Bamteline basmak (dokunmak): Bir kimsenin çok hassas olduğu bir konuya temas etmek veya kızacağı bir şeyi yapmak: Bu, onun yüreğinin bamteline dokunmuştu...
  • Elimi sallasam ellisi, başımı sallasam tellisi: (halk dilinde) Bir işaretim üzerine dilediğim kadar ve dilediğim gibi istekli çıkabilir: Nice yağız delikanlı yolumu bekler, / Elimi sallasam ellisi, başımı sallasam tellisi! (C. Üster)
  • Her telden çalmak: Her çeşit işi yapabilir durumda olmak, her işte bilgisi, becerisi olmak, birçok şeyden anlar görünmek: Birkaç lisan söyler. Her telden çalar. Her fenden dem vurur, her taşın altından çıkar. (Ş. Toker)

Tel ile ilgili atasözleri ve anlamları

İçinde "tel" sözcüğü geçen atasözleri ve açıklamaları:
( * yaygın bilinen )

  • A köse, sayılmadık kaç tel sakalın var:
    1. Kendisini olduğundan daha önemli gören veya yaptığı işi gereğinden fazla zor ve değerli gösteren kişilere alaycı bir şekilde söylenir.
    2. Hiç sakalı olmayan birinden sakal sayısını sormak gibi, imkânsız ya da olmayan bir şeyle ilgili tartışmanın boş yere olduğunu vurgular.
  • Çok söyleme, tel kırarsın: Gereksiz konuşmanın insanı pot kırmaya, ağzından istemeden yanlış sözler çıkarmaya sürükleyeceğini anlatır. Fazla laf gaf getirir.
  • Her sakaldan bir tel çekseler köseye sakal olur*: Herkes biraz fedakarlık etse bir yoksul perişanlıktan kurtulur.