Çekmek ne demektir? İlgili deyimler ve anlamları

Güncellenme: Soru/Yorum: 0
  1. Bir şeyi kendine ya da başka bir yöne doğru hareket ettirmek: İki tokmaklı guguklu saatin zincirini çekti (S. Faik). El arabasını çekmek. Adamı bir yana çekip konuştuk.
  2. Sıvıyı içine almak, emmek: Sünger suyu iyi çeker. Duvar nem çekmiş.
  3. Bir yerden alıp başka bir yere sürüklemek: Kamyonla kum çekmek.
  4. Bulup toplamak: Piyasadan pirinci çekmek.
  5. Nefesle içine almak: Bir şeyin dumanını çekmek.
  6. Üzerinde bulunan bir silahı, saldırmak ya da korkutmak için eline almak: Silah çekmek.
  7. Atmak, vurmak: Sopa çekmek, şut çekmek vb.
  8. (Bir kimseyi ya da bir şeyi) Bulunduğu yer ya da durumdan geri almak: Birini işten çekmek. Parasını bankadan çekmek. Bir devlet elçisini çekmek.
  9. (Güç durumlara) Dayanmak, katlanmak, uğramak: Cefa çekmek, sineye çekmek, zorluk çekmek, eziyet çekmek vb.
  10. (Tartıda) Ağırlığı olmak: Yaş odun ağır çeker.
  11. Döşemek: Kablo çekmek, hat çekmek vb.
  12. Herhangi bir engel kurmak: Duvar çekmek, set çekmek, perde çekmek vb.
  13. (Kura, niyet, piyango için) Şans denemek amacıyla hazırlanmış kağıtlardan birini almak: Kura çekmek, piyango çekmek vb.
  14. İmbik yardımıyla elde etmek: Gülyağı çekmek, ispirto çekmek vb.
  15. Çizgi durumunda uzatmak: Çizgi çekmek, gözüne sürme çekmek, kaşına rastık çekmek vb.
  16. Aynısını yazmak ya da çizmek: Yazıyı temize çekiyor.
  17. (dilbilim) Bir eylemin türlü kişi ve zamanlara ya da bir adın ad durumlarına göre aldığı biçimleri çekim kurallarına göre sıralayarak söylemek.
  18. Taşıma gücü olmak: Bu ip on kilodan çok yük çekmez.
  19. Öğütmek, un ufak etmek: Kahve çekmek.
  20. (Protesto, poliçe, çek gibi şeyler için) Düzenleyip yürürlüğe koymak.
  21. Kendi üzerine çevirtmek, yöneltmek: İlgi çekmek, dikkatleri çekmek vb.
  22. Hoşa gitmek, sarmak.
  23. (argo) İçki içmek.
  24. Yürütmek, sürmek: Dümdüz eve çek! Arabayı sağa çekin.
  25. (Bir kimse) Ailesinden birine herhangi bir bakımdan benzemek: Belli ki babasına çekmiş (H. Taner).
  26. (Bir şeyin iç yüzünü anlamak amacıyla) Sıkıştırmak: Sorguya çekmek.
  27. Bir sözü, davranışı, şu ya da bu anlama almak: Bak sözümü nereye çekti!
  28. Örtmek, giymek: Yorganı üzerine çek.
  29. (Dişi hayvanı erkeğe) Aştırmak: Arap aygırını Macar kısrağına çektiler.
  30. Sürmek, belli bir zaman almak: Bu yol üç saat çeker. Nisan otuz gün çeker.
  31. Daralıp kısalmak: Pantolon yıkayınca çekti.
  32. (Söylev için alay yollu) Söylemek: Nutuk çekmek.
  33. Asmak: Bayrak çekmek.
  34. Sürmek: Duvara bir kat daha boya çektik.
  35. Yollamak: Telgraf çekmek.
  36. (Bir şeyi) Emip dışarıya çıkarmak: Baca iyi çekiyor mu?
  37. Görüntüyü bir makineyle filme almak: Video çekmek, fotoğraf çekmek vb.
  38. Demek, söylemek: Yuh çekmek, ah çekmek.
  39. (Cep telefonu, telsiz vb.) Sinyal alır olmak: Telefon burada çekmez.


İlgili deyimler


İçinde "çekmek" kelimesi geçen deyimler ve açıklamaları:

  • Çek arabanı: (deyiminin anlamı) Git buradan! Hadi uzaklaş.
  • Çekeceği olmak: Başına sıkıntı verecek çok iş, kötülük gelecek olmak: Bu müdürden çekeceğimiz var.
  • Çekip almak: Bir şeyi zor kullanarak elde etmek.
  • Çekip çevirmek: Bir düzeni, iyi bir duruma getirmek, yönetmek.
  • Çekip gitmek: Bir yerden ayrılıp gitmek, basıp gitmek: Belki de çoktan İstanbul'dan çekip gitti (İlgili cümle kaynağı: S. Faik)
  • Çekiver kuyruğunu: (argo) Önemsenmeyen değer verilmeyen bir kimse için "artık ondan hayır bekleme" anlamında kullanılır.
( 0 soru/yorum )