- (edebiyat) Divan şiirinde, bazı kavramları dolaylı bir biçimde anlatmak için kullanılan kalıplaşmış sözlere verilen ad. Daha önce hiçbir kimse tarafından söylenmemiş mazmunlara bikr-i mazmun denir.
- Bazı özel kavram ve düşüncelerin ifadesinde kullanılan klişeleşmiş söz ve anlatımları.
- (Sözün) Anlamı, kavramı, içeriği.
- İnce anlamlı söz.
- Simge, gizli anlam, sembol.
Bazı Mazmun Örnekleri ve Anlamları
Yanağından bir öpüş dertlere merhem oluverdi
Ama bir bus-ü kenar herkese mahrem oluverdi.
(Öpüşüp kucaklaşma manasına gelen Bus-u-kinar iki kelimen yapılmış bu tabir edebiyatımızda Nedim, Baki, Vecdi, Ahi, Bursalı Beliğ, İzzet Paşa tarafından kullanılmıştır.)
*****
Söyle tabip. Ayrılığın derdine var mı çözüm
Sönmedi, yetmiş yedi yıldan beri yandı közüm.
Avdete az kaldı zaman der bana gizli sözüm
Sağ kulağım çınladı dün, şimdi seğirdi gözüm.
Meçhul olan hiss-i derun başa neler biliyor
Kaç senedir gaip olan dost mu bugün geliyor
Belki ketum duygularım son günü müjdeliyor
Sağ kulağım çınladı dün, şimdi seğirdi gözüm.
(Göz seğirmek zamanına göre hayra veya şerre delalet edermiş tıpkı kulağın çınlaması gibi; avdet ve son gün kelimeleri de ölümü kapalı bir şekilde ima ediyor.)
*****
Bunca yıldır durmadan zevk eyledin Mehmet Fatin
Baki kalmaz kimseye, mürg-i hezar elden gider
(Gençlik manasına gelen Mürg-i-hezar, çok güzel öten ve gençliğinde eğlenip şarkı söyleyen bülbül demektir)
*****
Vardır kimimiz hiç göremez kendine eş
Tırtılsa semender görünür dahl-i ateş.
Bir çifte güzel göz bile yetmez kimine
Tek gözle görür koskoca dünyayı güneş.
(Semender ateş içinde yaşayan bir tırtıl)
*****
Bir kez bile dünyadaki her karun evinde
Şeddad'ın İrem bahçesi fevvaresi yoktur
(Şeddad'ın İrem bahçesi = Ad kavminin hakimi Şeddad tarafında Şam'da yapılan ve Cennete benzetilmek istenen bahçesi)
*****
Gel göstereyim gel sana zevk bahçesi nerde
Dün baktığımız pencereler durduğu yerde
Bir kez daha hiç bilmediğin zevki hayalle
Meçhulleri ilk tattığımız pencerelerde.
İçten gelen ilk söz bile her derde deva
Gel gör güzelim burdaki bir başka heva
Var böylesi bir tutkuya, var kalpte meva
Gel bir daha hemkeyf olalım boş köşelerde.
(Heva = tutkunluk, hoşlanma, meva = mekan, mevki, yer, Pencereler = hayata bakış açıları, Boş köşelerde = fırsat buldukça tenha yerlerde)
*****
Et lütf, İlahi bir aşka
Nefs kandıran sahte çarktır.
İnsan gönülden de başka,
Yaprakla toprak ve parktır.
Mü'min biziz Hakka döndük
Nurduk, karanlıkta söndük
Ahlakla örf ağlatan yük
Yaprakla toprak ve parktır.
Dünyada sevmek yalan mey
Ukbada ruhtan çalan ney
Defterde Baki kalan şey
Yaprakla toprak ve parktır.
(Burada yaprak, toprak ve park mazmun olarak kullanılmıştır)
*****
Kim bilir ben nerdeyim, yahut kimin ya ben neyim
Asgar imkan belli bir leyl üflenilmiş ben neyim.
Dal değil, yaprak değil, yaş bir kütük kalmış gibi
Girdiğim külhanda seksen yıl yanan bir nesneyim.
(Külhan kelimesi dünya manasında sembolik olarak kullanılmıştır.)
*****
Mazmun olarak kullanılmış bazı sözcükler ve anlamları
ABI-ATEŞ-PARE = Kırmızı ve keskin şarap.
AFET-İ AYNÜL-KEMAL = Göz değmesi, nazar değmesi.
AĞIR BASMAK = Uykuda kabus görmek.
ATEŞ-TER = Kırmızı şarap ve sevgilinin dudağı.
AYA KEMENT ATMAK = Olmayacak işlerle uğraşmak.
BADEM = Göz.
BAKIL = Kuş beyinli.
BÜS U KENAR = Öpüp kucaklamak.
DİL GETİRMEK = Esir almak.
DOLMA TÜFEK = Ağızdan dolma, kendini bilgin sayan.
ELİF CAN = Boy, pos.
GIDA-YI RUH = Müzik.
GONCA = Dudak, ağız.
GÖZ SEĞİRMEK = Hayır veya şerre delalet eder.
HATT = Sevgilinin yanağındaki ince tüyler.
İNCİ = Diş.
KEBAP = Aşığın sevgilisi için vücudunun yanması.
KEMAN = Kaş.
KÜLHAN = Dünya.
LÜRG-İ HEZAR = Gençlik günleri.
NERGİS = Göz.
OK = Kirpik.
OSMANLI = Genç, güzel, kahraman, sözünü tutan cesur Türk.
RUTUBET = Zengin olma.
SEMENDER = Ateş içinde yaşayan bir kertenkele tipi.
SER-ÇEŞME = Zabıta memuru.
SERVİ = Boy, pos.
SOFRA ÇİÇEĞİ = Şarap.
SUYA VERMEK = Heder etmek.
ŞAHİD = Güzel kadın.
TABANCE = Tokat, şamar.
TERLİK = Bir çeşit fistan.
UYKU BAĞLAMA = Büyü yapma.
VA'D-İ KEMMUN = Yerine getirilmeyen vaatler.
YAKA YIRTMAK = Birinden nefretle şikayet etmek.
kaynak
Soru/Yorum Formu
»