![]() |
Babalık işte |
- Baba adam: Ağırbaşlı, temiz yürekli, iyiliksever, yaşlıca, olgun adam: Baba adamdır, garibanları kollar. (A. Soysal)
- Baba değil tırabzan (iskele) babası!: (deyiminin anlamı) Hayırsız, ilgisiz, duygusuz, acımasız babalar için söylenir.
- Baba hindi gibi kabarmak: Hiddetlenmek, böbürlenmek, gururlanmak, kabarmak.
- Baba nasihati: Kendinden daha küçük ya da daha deneyimsiz birine verilen öğüt: Sana baba nasihati olsun, bakma arkana! Sonra üzülürsün! (B. Baykara)
- Babaları tutmak (babası üstünde olmak):
- (Sinirlenerek bağırıp çağırma huyundakiler için) Öfkelenmek: Mukaddes'in babaları tuttu gene, ortalığı karıştırmaya başladı. Hasta bu kadın. (M. Buyrukçu)
- (Eskiden zenciler için) Fazla duygulanınca sara nöbetine benzer bir kriz geçirmek: Zeynep kadın, babası tutmuş bir zenci karısı gibi, kaç kere çocuğun üstüne saldırdı. (Y. K. Karaosmanoğlu)
- Babam:
- Teklifsiz bir seslenme sözü: Sen bildiğini söyle babam, alt yanını ben getiririm.
- Tekrarlanan iki buyurma kipi arasına getirilerek eylemin sürekliliğini anlatır: Git babam git, yol bitmez ki... Çalış babam çalış. Koş babam koş.
- Babana (babasına) rahmet: "Allah senden razı olsun" gibi, hoşnutluk anlatan bir deyim. Bir söze ya da işe olumlu bir yolda karışan kimseye söylenir: Hay babana rahmet... Doğru söze kim ge der.
- Babana yuttur: (argo) Sen onu külahıma anlat, kimi kandırıyorsun.
- Babanın malı mı?: Bir şeyi haksız ve hoyratça kullananları uyarıp kınamak için söylenir: Oteli babanın malı mı sandın ha! Sende herkes gibi camdan atsana.
- Babanın oğlu mu? (babasının oğlu mu?): Bir kimseyle ilgilenmenin gereksizliğini anlatır: Televizyon yapımcıları babanın oğlu mu ki her dediklerine körü körüne inanıyorsun. (E. Sezer)
- Babanın şarap çanağına (aşık kemiğine): Hoşnutsuzluk belirten kötü söz.
- (Biri ötekinin) Babasına rahmet okumak: Birisi için iyilik düşünmemek.
- Babasının hayrına: (deyiminin anlamı) Salt iyilik olsun diye, hiçbir çıkar gözetmeksizin: Herkes babasının hayrına mı çalışıyor?
- Babasının malı gibi kullanmak (yemek): Kullanılmasında bir kısıntı ya da sakınca bulmamak: Hazine arazisini tel örgülerle çeviriyor ve babasının mali gibi, bedavaya kullanıyor. (T. Ural)
- Babasının oğlu: Her bakımdan babasına benzeyen evlat, hık demiş babasının burnundan düşmüş: Babasının oğlu derler ya, babam, dedemin oğlu olduğunu yaşama biçimiyle kanıtlamış. (İlgili cümle kaynağı: H. Bektaş)
- Babasız oğlan doğurtmak: (argo) Bir şeyde zorluk çıkartmak.
Bakınız Baba ile ilgili atasözleri.
Soru/Yorum Gönder